Bir çocuk veya yetişkin için en büyük nimet - tabii sağlıktan sonra - huzur bence. İç huzuru ve bunun dışa yansıttığı dinginlik . Çağımız insanının ne kadar ihtiyacı var değil mi ?
Çocukken ve daha da büyükken hep huzurlu bir yuva özlemi çekmişimdir. Hepbaşka insanların evinde kalmak isterdim. Dayımlarda teyzemlerde amcamlarda hatta komşu teyzelerde. Ha o zamanlar komşular akraba gibiydi tabii.
Her gittiğim aileyi çocukluğun verdiği sonsuz merakla incelerdim. Büyük dayımın -toprağı bol olsun- evinde herkesin ayrı su bardağı olmasını herkese ayrı sofra kurulmasını yadırgardım. Banyolarında herkesin ayrı şampuanı olduğunu görünce gözlerim kocaman olmuştu. İlk sıkma elma suyunu orda içtim ve aşık oldum bir gün bol bol içmeye ahdettim ( lakin insan çabuk bıkıyor) ve birbirlerine sinirden gözlerini belerten insanlarla orda tanıştım. Yoktu o evde huzur muzur.
Amcamın evi tam sofu evi; tv yok akşamki eğlenceleri tarihi destanları okumak ve amcamın davudi sesiyle yorum yapması. Fazla kalmadım ama sanırım orda da huzur yoktu ki kızları gencecik yaşta orta yaşlı adamlarla evlendiler.
Teyzemin evi hem sevdiğim hem de üzüldüğüm yerdi. Prensesler gibi ağırlanırdım orda. Teyzemin eniştemi ve kızını aşağılamasını seyretmek çaresizlikti tersti atik bünyeme. Eniştem sizlere ömür , teyzem hala aynı çizgide
Küçük dayımın evi en gitmek istediğim yerdi. Orda babacığım yavrum hitapları içimi sızlatır yengemin tabakları (churchill) gönlümü oyalardı.
Büyük teyzemin evi tam bir köy evi ; kokusuyla, kerpiç duvarlarıyla gün ağarırken başlayan hayatla. Tek medya cızırtılı portatif sarı radyo , tek lüks bakkaldan alınan gevşemiş püskevitler -evet teyzem de böyle derdi ona-
Bizim evde her gün hır-gür var sanır insan, oysa değil. O zaman çoğu evdeki gibi annenin canına tak ettiren bizler arada baba tarafında hizaya - popomuza atılan bir tepik olurdu - çekilirdik o kadar. Şimdiki pedagogların demesiyle travma felan da yaşamazdık. Bir müddet sakin gider sonra haylazlıklara başlardık kaldığımız yerden. Annem tam bir sabır timsali , onu bile kızdırdığımıza göre baya haşarıymışız yahu.
Yok bizim ev suskundu genelde. Herkes kendi dünyasında yaşardı annem ya örgü ya da bana çeyiz yaparken alabildiğine astığı yüzünde ser verip sır vermezdi. Sahi annem güleç biridir , niye o kadar asıyordu ki suratını ? Babam ardı ardına sigara yakar ister istemez biz de nasiplenirdik . açık oturum ,haber sinema velhasıl ne varsa seyrederdi ekranda. Bizler de sus pus otururduk. Şimdi düşünüyorum da hiç sohbet etmezdik biz. Bakmayın böyle yazdığıma hala sohbet özürlüyüm.
Hasbıhal niyetiylene zaman lafa girsem,Kendimi birilerine bişeyler öğütlerken buluyorum. (Bu da babamdan yadigar Rahmetli ne zaman birileriyle konuşsa ya siyaset ya da dine getirirdi konuyu)
Goncamla bizim evimizse çok sesli tek kelimeyle. Herkes her şeye karışır herkesin her konuda söyleyecek sözü vardır bu yüzden işler biraz zor yürür kararlar gecikir vs.
Olsun varsın ,arada ergenimin höykürüşleriyle bozulsa da sakin ve huzurlu evimiz. Bunda goncamın sabırlı ve itidalli yapısının payı büyük (%75 diyelim)
Yay burcu Nevale katlanmasından belli değil mi ?