dün akşamdan beri bir kırıklık var bende üzerinize afiyet bugün çalışmak çok zor geldi
kendi işyerinde çalışınca hastalık iznin de olmuyor ne yazıkki
sen bütün kışı sapasağlam geçir,bu havada yatağa düş
arkadaşlara yorum yazıp kaçıyorum
sağlıcakla kalın aman ceryanda kalmayın
29 Nisan 2010 Perşembe
buyrun yanık kestaneye
işten gelince bir heves kestane yiyesim geldi nasıl açım nasıl zaten arabaya tok binerim aç inerim öyle yaramıyor bana bir de yarım saat yoldan gelince karın doyurmak acil ihtiyaç oldu
bu mevsimde kestaneyi nerden buldun derseniz işte burdan
bu ara organiğe takmış durumdayız peynirden tut sebzeye hatta deterjana kadar organikçiyiz
kestaneleri atmamla maillerime bakmam bir oldu.tabii unutkan neval hoş ! bir koku eşliğinde hatırlayınca mutfağa doğru engelli bir koşu tutturdu sonuç;
eh işte yenmicek gibi değildi ve yedim de,tok tuttuğunu fark ettiğimden beri favorim zaten
kışın da dışardan aldığımızda renkleri böyle oluyor o kadar para verdik diye bayıla bayıla yiyoruz
blogları gezerken baktım çekiliş furyası gidiyor neden acaba? insanlar izleyicilerinin artması için
mi bu kadar uğraşıyorlar? tabii herkesin bu niyetle yaptığı söylenemez
izleyici artınca reklam felan sonra da gelsin tıklanma başına şu kadar dünyalık mı niyetler?
şurası bir gerçekki bu nasrettin hocanın koyun hikayesi gibi;uzun soluklu bir iş çook çook tıklanıcaksınız (blogunuzdaki reklamlar)ki kazanın. sabrı olana.
hiç cezbetmiyor beni kişisel günlük niyetiyle başladığım bu macera da kısa zamanda tatlı arkadaşlar buluverdim
ama şu da var ki incir çekirdeği kadar olmayan şeylerden kapışmalar,söz düelloları, ,çekemezlikler,tartışmalarda taraf tutma beklentisi,tanımadığın insanların yorumlarına tenezzül etmemek vs vs
ne oluyoruz? neyi paylaşamıyoruz? herkesin evi ayrı,kesesi ayrı,bir arkadaş heyecanla fotoğraf makinası lensi aldığından kızının odasından bahsediyor paylaşma adına biz bunların kaça malolduğunu mu hesaplıyoruz?sonra da çirkef çirkef yorumlar...
bize yakışmıyor hanımlar biz gelecek neslin anneleriyiz evlatlarımızı hangi değerlerle şekillendireceğiz?
hepimiz biliyoruz ki hastalıklı duygular insana hem dünyayı zehir eder hem ahiretini zindan eder,niye arkadaşımızın sevinciyle sevinip onun mutluluğunu ikiye katlamayı denemiyoruz?
söyleyen ne güzel söylemiş; güzel gören güzel düşünür...
sizi baharın nimetleriyle başbaşa bırakıyorum
27 Nisan 2010 Salı
salı salladın beni
ne biçim gün bugün yarebbim,ne bereketsiz geçti
normal normal başladı biz de gayet normal şekilde işe koyulduk.her zamanki gibi bir telaş sorma gitsin.bazen hiç oturmadan eve geldiğim oluyor. bugün de çalışırken eşim hafif sol tarafım ağrıyor deyince vesvese çarkları başladı dönmeye. hemen doktora gidelim diyecektim ama birkaçgün bekleyelim geçmezse diye karar verince endişelerin üzerini örtüverdik
bahar aylarından hiç birşey anlamam neredeyse.bir bakmışım mayıs aa ne güzel mis gibi hava ağaçlar çiçek çiçek olmuş derken bi de bakmışız temmuz gelivermiş.bunda bizim ödemelerimizin, hesapları bu aylarda kapatmamızın etkisi büyük .hiç hesapta olmayan işlere koşturmaktan,oraya buraya ödeme yapmaktan,kafamızı kaldırıp baharı göremiyoruz
bayılıyorum maaile baharda piknik yapanlara.bu işi seçtiğimizden bu yana hafta sonları da çalıştığımız için ailece gezmeye ,pikniğe gitmek hayal oldu bize.ancak emekli olunca (ömrümüz olursa tabii)gideceğiz artık.o zaman da çocuklar yuvadan uçmuş,biz ediyle büdü kalmış oluruz
az önce annemi aradım ulaşamadım ,kardeşim de ulaşamamış,aldı bir telaş,neyse sonra konuştuk rahatladık
babam hayattayken hiç böyle telaşlanmazdık,bulamayınca derdik,gene babam annemi gezmeye götürmüş
hakikaten baba evin direği imiş,o gidince evin direkleri bir bir çatırdıyor.bişey olmaz dediğin temeller bile hafif meltemlerde bile sarsılıyor.
ne kadar hasretim bir telefona bilsen...
ne kadar gıbta ediyorum anne baba kardeş aile sofralarına..
bitsin istiyorum bugün
Allah kimseyi anasız babasız bırakmasın,kimseyi de ağlatmasın...
normal normal başladı biz de gayet normal şekilde işe koyulduk.her zamanki gibi bir telaş sorma gitsin.bazen hiç oturmadan eve geldiğim oluyor. bugün de çalışırken eşim hafif sol tarafım ağrıyor deyince vesvese çarkları başladı dönmeye. hemen doktora gidelim diyecektim ama birkaçgün bekleyelim geçmezse diye karar verince endişelerin üzerini örtüverdik
bahar aylarından hiç birşey anlamam neredeyse.bir bakmışım mayıs aa ne güzel mis gibi hava ağaçlar çiçek çiçek olmuş derken bi de bakmışız temmuz gelivermiş.bunda bizim ödemelerimizin, hesapları bu aylarda kapatmamızın etkisi büyük .hiç hesapta olmayan işlere koşturmaktan,oraya buraya ödeme yapmaktan,kafamızı kaldırıp baharı göremiyoruz
bayılıyorum maaile baharda piknik yapanlara.bu işi seçtiğimizden bu yana hafta sonları da çalıştığımız için ailece gezmeye ,pikniğe gitmek hayal oldu bize.ancak emekli olunca (ömrümüz olursa tabii)gideceğiz artık.o zaman da çocuklar yuvadan uçmuş,biz ediyle büdü kalmış oluruz
az önce annemi aradım ulaşamadım ,kardeşim de ulaşamamış,aldı bir telaş,neyse sonra konuştuk rahatladık
babam hayattayken hiç böyle telaşlanmazdık,bulamayınca derdik,gene babam annemi gezmeye götürmüş
hakikaten baba evin direği imiş,o gidince evin direkleri bir bir çatırdıyor.bişey olmaz dediğin temeller bile hafif meltemlerde bile sarsılıyor.
ne kadar hasretim bir telefona bilsen...
ne kadar gıbta ediyorum anne baba kardeş aile sofralarına..
bitsin istiyorum bugün
Allah kimseyi anasız babasız bırakmasın,kimseyi de ağlatmasın...
26 Nisan 2010 Pazartesi
herkese merhabalar...
rehavet dolu hafta sonundan sonra hızlı başladık cumartesi sabahı çocukları aşçı emektar anneleri bir güzel doyurdu ve dersanelerine gönderdi gene yalnız kaldı bir gariplik çöktü yüreğine...
bir yuva kurup gittiklerinde ne yapacağız ? iki tane çocuk az geliyor şimdi üç olsaydı iyiymiş kırkından sonra bebek bekleyenler de aynı fikirde herhalde mesela benim kankam ;42 yaşında yaza doğum yapacak onu dehşetle izliyorum aşermek bi taraftan ,yoğun iş temposu, iki çocuk gene iyi hallediyor..
pazar günü herzamanki temizlik faslı yaşandı can sıkıntısından haftada 3 gün temizlik yapan teyyare artık bir kere yapabiliyor sadece neyse ki yardımcılarım pek bi yaman çabucacık bitiyor nasıl mı?
loc la tabiiki duymayanınız yoktur onu tavandan tabana evinizin heryerini temizleyebildiğiniz bitkisel esaslı bir ürün silikonlu olduğu için sürdüğünüz yüzey toz tutmuyor kolay kolay yanındaki güzel ise;mobilya cilası
onunla toz aldığım zaman 15 günde bir alıyorum çünkü o da silikonlu mobilyalara toz tutturmuyor
bu da son rötuş ...hani kıyı köşe temizlik yaparsınız ya halılar dolaplar felan ev nasıl kokar? öyle bir koku ki yorgunluktan bütün kemikleriniz tek tek ağrırken bile bu koku için değdiğini düşünürsünüz işte bu koku o koku...deneyin görüceksiniz
pazar günü maillere bakarken tüylerim diken diken oluverdi niye mi? işte bunun için;
Biber gazı Genellikle polis tarafından göstericiler üzerinde kullanılan biber gazının çok acı verici olduğu biliniyor, hatta gözle direk temas halinde geçici körlüğe sebep olduğu da. Dudak koruyucu ve parlatıcı gibi hafifçe yakan ya da karıncalanmaya sebep olan bir kozmetik malzeme kullandıysanız, bunun sebebi bahsi geçen maddenin içerikte bulunması.
Tavuk kemiği iliği
Tavuk kemik iliği, kozmetik ürünlerde kullanılan hayvan parçalarından sadece birisi. Glukozamin yüklü olduğu söylenen ilik, daha genç bir görünüme giden yolda cilt üzerinde oldukça etkili imiş. Aynı zamanda bir enfeksiyon giderici olarak da bilinen tavuk iliği genellikle yüz kremleri ve nemlendiricilerde bulunuyor
Balık pulu İçerisinde pırıltılar barındıran bir ürün kullandınız mı? Belki losyon, oje ya da dudak parlatıcısı? Eğer evetse, o ışıltının sebebinin balık pulları olduğunu bilmenizde fayda var. Balık pullarındaki gümüş rengi parlak madde, kozmetik sektöründe ürünlere ışıltı vermek için kullanılıyor. Tercih edilen balık ise genelde ringa oluyor.
Kırmız böceği
Eğer kullandığınız kozmetik ürünün içerisinde ‘carmine, cochineal ya da carminic acid’ var ise, kırmızı zararsız bir ruj olsa bile, kırmız böceğinden elde edilen bir madde içeriyor demektir. Bu pudramsı madde ise sıcak su içerinde bastırıldıktan sonra kurutulan kırmız böceklerinden elde ediliyor. Ve kozmetik ürünler dışında, jelatin, meyve suyu ve hatta şekerlemelerde de sıklıkla kullanılıyor.
Boğa spermi Kozmetikler dahilinde boğa spermi kullanımı yeni başlamadı. Üstelik nemi muhafaza eden yapısı ile çoğu firma ve salon tarafından tek tercih edilen ürün haline geldi bile. Özellikle saçlara başka hiçbirşeyin sağlayamayacağı bir parlaklık sağlıyor
Sünnet derisi
Gençlik iksirini mi arıyorsunuz? Sünnet derisine ne dersiniz? Kulağa iğrenç gelse de ve hatta etik olmasa da insan sünnet derisi pek çok kozmetik firma tarafından kullanılıyor. Tıpta, halihazırda yanan insanlarda yeni deri üretimi için kullanılan bir methot olan ve kozmetikte de bağ dokusunu oluşturan ana hücreler sağlayan sünnet derisi, krem ve kolojenler, özellikle de kırışık karşıtı olanlarda kullanılıyor. Bir bebeğin sünnet derisiyle 4 hektarlık yeni deri yaratılabileceği söyleniyor.
3. Siyah amber
İspermeçet balinasının bağırsaklarında, balinanın yuttuğu katı nesneler etrafında oluşturduğu dışkı tabakasına verilen ad. Gri ya da siyah olan koyu rengi ve yapışkan yapısı dışında siyah amberin son derece doğal ve hoş bir kokusu var. Pek çok kozmetik üründe, özellikle de parfümlerde kullanılıyor.
2. Ürin
Hayvanlar gibi bizim de vücudumuzun önemli artık maddesi olan ürin, ter önleyici, nemlendirici, gargara, deodorant ve şampuanlarda kullanılıyor. Kullanılıyor çünkü nemi özümsemesi, çekmesi ve alıkoyması ile biliniyor ve A,D,E ve K gibi vitaminler içeriyor. Sadece terleme ve nemlendirme alanlarında değil, aynı zamanda bir güneşten koruyucu ve enfeksiyon giderici olarak da işe yarıyor. Neyse ki çoğu firma bir attan elde etmek yerine artık sentetik ürin kullanıyor.
1. Plasenta
Eğer Tom Cruise, bir anne ya da doğum odasına girecek kadar cesur bir baba iseniz, plasentanın ne olduğunu gayet iyi biliyor ve muhtemelen bir daha da görmek istemiyorsunuz. Ne kadar rahatsız edici göründükleri önemli değil çünkü artık kozmetik sektörünün elindeler. Plazan adlı şirket, sadece plasentadan elde edilen çeşitli kozmetik ürünleri piyasaya sürüyor. Neden? Çünkü kırışıklıkları gidermekte son derece etkili olan hyaluronik asit ve protein hydrolysate gibi hormonları plasentadan elde ediyorlar. Ve hayvan plasentası kullanan tüm ürünler ise bir başka hikaye..
rehavet dolu hafta sonundan sonra hızlı başladık cumartesi sabahı çocukları aşçı emektar anneleri bir güzel doyurdu ve dersanelerine gönderdi gene yalnız kaldı bir gariplik çöktü yüreğine...
bir yuva kurup gittiklerinde ne yapacağız ? iki tane çocuk az geliyor şimdi üç olsaydı iyiymiş kırkından sonra bebek bekleyenler de aynı fikirde herhalde mesela benim kankam ;42 yaşında yaza doğum yapacak onu dehşetle izliyorum aşermek bi taraftan ,yoğun iş temposu, iki çocuk gene iyi hallediyor..
pazar günü herzamanki temizlik faslı yaşandı can sıkıntısından haftada 3 gün temizlik yapan teyyare artık bir kere yapabiliyor sadece neyse ki yardımcılarım pek bi yaman çabucacık bitiyor nasıl mı?
loc la tabiiki duymayanınız yoktur onu tavandan tabana evinizin heryerini temizleyebildiğiniz bitkisel esaslı bir ürün silikonlu olduğu için sürdüğünüz yüzey toz tutmuyor kolay kolay yanındaki güzel ise;mobilya cilası
onunla toz aldığım zaman 15 günde bir alıyorum çünkü o da silikonlu mobilyalara toz tutturmuyor
bu da son rötuş ...hani kıyı köşe temizlik yaparsınız ya halılar dolaplar felan ev nasıl kokar? öyle bir koku ki yorgunluktan bütün kemikleriniz tek tek ağrırken bile bu koku için değdiğini düşünürsünüz işte bu koku o koku...deneyin görüceksiniz
pazar günü maillere bakarken tüylerim diken diken oluverdi niye mi? işte bunun için;
Kozmetik ürünler birini olduğundan daha güzel göstermeye yarasa da, içerikleri o kadar güzel değil. Peki makyaj çantanızdaki malzemelerin içinde neler olduğunu biliyor musunuz?
Artık kızartma yağı Bilim adamları ve kozmetik markaları, artık kızartma yağının yüz gerilmesini azaltan maddelerden içerdiğini fark etmiş. Söylenilene göre, zarar görmüş deriyi yenilemeye yardımcı olan kullanılmış yağı, pek çok şirket fast food restoranları ve kafelerden sağlıyor.Biber gazı Genellikle polis tarafından göstericiler üzerinde kullanılan biber gazının çok acı verici olduğu biliniyor, hatta gözle direk temas halinde geçici körlüğe sebep olduğu da. Dudak koruyucu ve parlatıcı gibi hafifçe yakan ya da karıncalanmaya sebep olan bir kozmetik malzeme kullandıysanız, bunun sebebi bahsi geçen maddenin içerikte bulunması.
Tavuk kemiği iliği
Tavuk kemik iliği, kozmetik ürünlerde kullanılan hayvan parçalarından sadece birisi. Glukozamin yüklü olduğu söylenen ilik, daha genç bir görünüme giden yolda cilt üzerinde oldukça etkili imiş. Aynı zamanda bir enfeksiyon giderici olarak da bilinen tavuk iliği genellikle yüz kremleri ve nemlendiricilerde bulunuyor
Balık pulu İçerisinde pırıltılar barındıran bir ürün kullandınız mı? Belki losyon, oje ya da dudak parlatıcısı? Eğer evetse, o ışıltının sebebinin balık pulları olduğunu bilmenizde fayda var. Balık pullarındaki gümüş rengi parlak madde, kozmetik sektöründe ürünlere ışıltı vermek için kullanılıyor. Tercih edilen balık ise genelde ringa oluyor.
Kırmız böceği
Eğer kullandığınız kozmetik ürünün içerisinde ‘carmine, cochineal ya da carminic acid’ var ise, kırmızı zararsız bir ruj olsa bile, kırmız böceğinden elde edilen bir madde içeriyor demektir. Bu pudramsı madde ise sıcak su içerinde bastırıldıktan sonra kurutulan kırmız böceklerinden elde ediliyor. Ve kozmetik ürünler dışında, jelatin, meyve suyu ve hatta şekerlemelerde de sıklıkla kullanılıyor.
Boğa spermi Kozmetikler dahilinde boğa spermi kullanımı yeni başlamadı. Üstelik nemi muhafaza eden yapısı ile çoğu firma ve salon tarafından tek tercih edilen ürün haline geldi bile. Özellikle saçlara başka hiçbirşeyin sağlayamayacağı bir parlaklık sağlıyor
Sünnet derisi
Gençlik iksirini mi arıyorsunuz? Sünnet derisine ne dersiniz? Kulağa iğrenç gelse de ve hatta etik olmasa da insan sünnet derisi pek çok kozmetik firma tarafından kullanılıyor. Tıpta, halihazırda yanan insanlarda yeni deri üretimi için kullanılan bir methot olan ve kozmetikte de bağ dokusunu oluşturan ana hücreler sağlayan sünnet derisi, krem ve kolojenler, özellikle de kırışık karşıtı olanlarda kullanılıyor. Bir bebeğin sünnet derisiyle 4 hektarlık yeni deri yaratılabileceği söyleniyor.
3. Siyah amber
İspermeçet balinasının bağırsaklarında, balinanın yuttuğu katı nesneler etrafında oluşturduğu dışkı tabakasına verilen ad. Gri ya da siyah olan koyu rengi ve yapışkan yapısı dışında siyah amberin son derece doğal ve hoş bir kokusu var. Pek çok kozmetik üründe, özellikle de parfümlerde kullanılıyor.
2. Ürin
Hayvanlar gibi bizim de vücudumuzun önemli artık maddesi olan ürin, ter önleyici, nemlendirici, gargara, deodorant ve şampuanlarda kullanılıyor. Kullanılıyor çünkü nemi özümsemesi, çekmesi ve alıkoyması ile biliniyor ve A,D,E ve K gibi vitaminler içeriyor. Sadece terleme ve nemlendirme alanlarında değil, aynı zamanda bir güneşten koruyucu ve enfeksiyon giderici olarak da işe yarıyor. Neyse ki çoğu firma bir attan elde etmek yerine artık sentetik ürin kullanıyor.
1. Plasenta
Eğer Tom Cruise, bir anne ya da doğum odasına girecek kadar cesur bir baba iseniz, plasentanın ne olduğunu gayet iyi biliyor ve muhtemelen bir daha da görmek istemiyorsunuz. Ne kadar rahatsız edici göründükleri önemli değil çünkü artık kozmetik sektörünün elindeler. Plazan adlı şirket, sadece plasentadan elde edilen çeşitli kozmetik ürünleri piyasaya sürüyor. Neden? Çünkü kırışıklıkları gidermekte son derece etkili olan hyaluronik asit ve protein hydrolysate gibi hormonları plasentadan elde ediyorlar. Ve hayvan plasentası kullanan tüm ürünler ise bir başka hikaye..
kaynak
23 Nisan 2010 Cuma
merhaba
sonunda döndüm bloguma kızım pc yi getirdi ne kadar bağlanmışız teknolojiye kimbilir kaç kez internet lazım oldu, kaç kez şu resmi de koymalıyım diye düşündüm o yokken napıyormuşuz acaba? geçen hafta nasıl geçti tabiiki çalışarak,çalışarak,çalışarak...bir de tabii kuleyi yıkmaya çalıştım perşembe günü işten erken çıktık ve resmi işler için koşturduk güngören' den başladık fatih'i fethettik,bakırköyü' es geçtik - trafik çilesinden dolayı- pıncır kızımı yurttan aldık eve geldiğimizde saat dokuzbuçuk felan oldu ve neval gene koştura koştura en çabuk hazırlanabilen yemeği yaptı ve sofraya koyuverdi; kıymalı yumurta ,ayran eşliğinde sonra da gelsin yardımcı kuvvetler eksikleri tamamlamaya... ortalıksakinleştikten sonra alınanlar yerleşti en çok da buna sevinildi; tabiiki bunun yeri ayrı
,bugün cuma sabah uzun zamandır ilk kez hep beraber kahvaltı ettik herzamanki rutin aile muhabbetlari yapıldı;kızım tabağındakini lütfen bitir bi deri kemik kalmışsın zaten!yaz gelsin bak seni nasıl beslicem! oğlum sataşma ablana! (evde tek olmaya alıştı kıskanıyor)bunları bile özlemişiz birkaç ufak krizden sonra kızımla geçtik mutfağa ve kakaolu un kurabiyesi yaptık
;isteyene işte tarif;
- 1 paket teremyağ
18 Nisan 2010 Pazar
kitap kulesi benden;vatana millete hayırlı olsun
ümidimi kaybetmek üzereyken kitapyurdu siparişim geldi pek bir sevindirik oldum 12 kitap oku oku bitmez bir tanesine hemen başladım bile iflah olmaz romantik olduğuma göre en duygusalı seçtim çok kitap okurum ama çok beğendiklerim hariç diğerlerini pek alıkoymam kızlarla bir kitap klubümüz var kitap alışverişi yapıyoruz herkes beğendiği kitabı alıyor okuyup takas yapıyoruz diğerleri beğenmeseler de çoğunlukla kütüphane oluşturmak adına alıkoyuyorlar bense bunu pek tercih etmiyorum çünkü mevcut kitaplıklar çocuklara anca yetiyor benim kitaplarıma pek yer yok onlar içinde kitapllık yaptırıp evi eşya dolduramam doğrusu biz kardeşler evlendikten sonra annem birsürü boş dolap ve kocaman kitaplıkla kalakalmış ne dolduracağını şaşırmıştı kısa zamanda doldurdu da hala milyon yıllık okul ansiklopedilerimizi atmaya kıyamaz kızının tam tersi yani bazen çevremdeki eşyaları öyle gereksiz görüyorumki; mesela fiskos masası evinde olup da hiç çevresinde fiskos yaptınızmı? ben yapmadım ve yapacak gibi değilim dedim ve geçenlerde kapıya koydum beni ayıplıyorsunuz belki ama öyle rahatladımki yeri öyle güzel açıldıki sanki oksijenim arttı alırken daha seçiciyim artık evi gereksiz şeylerle incik cıncık doldurup sonra da vaktimizi onların temizliğine harcamıyormuyuz? atmak isteyip kıyamadıklarınız için çağırın beni çok güzel pılı pırtı atarımcuma günü iş çıkışı eve geldim koştura koştura yemek yaptım oğlum 4.30 gibi okuldan geldi onun yemek işini hallettim ve sohbete gittim kaç haftadır uzak diye gidemiyordum tevafuk oldu yakındaymış gittim insan ne kadar ihtiyacı olduğunu gidince daha iyi anlıyor ne demişler insan daima ikaz şırıngasına muhtaçtır o yüzden gitmeye çalışıyorum başkalarına gidemesemde cumaları boş geçirmemeye çalışıyorum hocamız sağolsun her seferinde beni kapıya dek uğurlayınca mahcup oluyorum bugünkü derstede bana arapça bir kelime sordu bildiğim bir kelimeydi ama haftanın son günü zihnim o kadar yorgunduki, onunistediği tam cevabı veremedim sağolsun yine de bana iltifat etti dini ilimlerin verdiği tevazu,ağırlık,mis gibi riyasız hava sizin de bazen ciğerlerinizi bayram ettiriyormu? hayatın kavgası harala gürelesinde kaybolmuş hissediyoruz kendimizi halbuki ne kadar da ihtiyacımız var temiz havaya ülkemiz dumansız hava sahasına merhaba derken yavaş yavaş biz de manevi havayı daha fazla soluyalım inşallah diyorum
16 Nisan 2010 Cuma
tanı beni
- deli kız seniha beni mimdirik yapmış,tam da birini yeni atlatmışken... tanı beni mimi: isminiz: neval yaşınız:kem küm hık mık söylemesem ya da boşver 41 (nasıl olsa göstermiyorum ) züğürt tesellisi mesleğiniz:restorasyon mezunuyum ama mesleğimi hiç yapmadım muhasebe elemanı ve sekreterlik yaptım.şu an gıda üzerine çalışıyorum boyunuz:1.63 felan kilonuz: bak seniha yaş sorusunu affettim ama kiloyu asla! ayak numarası:39 saç renginiz: tabiiki arada değişse de koyu kumral göz renginiz: değişiyor ,yeşil giyince yeşil mavi giyince mavi (çok mütevaziyim bu konuda) en beğendiğiniz huyunuz: idealistim aklıma koyduğumu yaparım hiç sevmediğiniz huyunuz: ifrat-tefrit arasında gider gelirim.sevdimmi çok severim nefret ettimmi tam ederim maalesef ilk tanıştığımızda buz gibi olduğum insanlar vardır. en beğendiğiniz yeriniz: gözlerin diyorlar ben onların yalancısıyım en beğenmediğiniz yeriniz: miniğimin hediyesi; karnım çantanızda mutlaka olmalı: kimlik,anahtarlarım,kredi kartım,su,mendil,sakız,güneş gözlüğü çantanızda asla bulunmaz: kalem,defter,telefon (yok çünkü) sigara arabanızın markası: fiat doblo hayalinizdeki araba: ww touareg en sevdiğiniz yemek: mercimekli köfte,kuru dolma en sevmediğiniz yemek: içine hindi giren hiçbirşey yemem,ayrıca sakatattan nefret ederim en sevdiğiniz hayvan :hepsinden tırsarım;adı üstünde hayvan sağı solu belli olmaz sadece civcivi severim o da uzaktan en korktuğunuz hayvan: köpek,fare,yılan kullandığınız parfüm: christian lacroıx (avon) kullandığınız cilt bakım ürünleri: tabiki amway in artıstry time defence serisi hergün mutlaka yaparsınız: maillerime bakar ,kitap okurum hergün yapmayı ihmal edersiniz: egzersiz karanlıktan korkarmısınız: zifiri karanlıktansa ; evet bana kör olmayı çağrıştırdığı için. korkutmayı severmisiniz: hiç sevmem ama tavşan yürekli olduğum için herkes beni korkutuyor giyim tarzınız: bayanlar arasında ve evde istediğim gibi giyinirim topluluk içinde derli toplu giyinmeye çalışırım kapandığımdan beri pardesüsüz hiç dışarı çıkmadım biriki istisna hariç .eşarp ve pardesü hastasıyım asla giymeyeceğiniz: tayt -uzun çizme ikilisi ööö geldi bi dahaki sene giyilmesin lütfen,pantolon açık renk blüz içine siyah iç çamaşırı(genelde yaşlı kadınlarda görülür) cep telefonunuzun markası: yok ama alırsam ıphone olur herhalde bilgisayarınızın markası :delinin dell'i en sevdiğiniz oyuncu: colın fırth (karizmatik adam) robert downey jr (ally mc beal'in larry'si,ayrıca süper ötesi romantik) özcan deniz (ne alaka demeyin asmalı konaktan beri vazgeçilmezim) benzetildiğiniz oyuncu. adını hatırlamıyorum beni sürekli birilerine benzetirler zaten ortalama bir tipim herhalde film çekmek istediğiniz ünlü: tabiki de özcan deniz tuttuğunuz takım: takım tutmam hangi dalda sporcu olmak isterdiniz: uzakdoğu sporları ilgimi çekmiştir en büyük hayaliniz: kastınız dünyevi ise,oğlumun iğnelerden kurtulması ve çocuklarımı olması gerektiği gibi yetiştirebilmek gerçekleştirdiğiniz hayaliniz: sevdiğimle evlenmek,kendi evime sahip olmak asla yapmam dediğiniz çılgınlık: asla yapmam dediğim herşeyi yaptım o yüzden akıllandım demiyorum artık yaparım dediğiniz çılgınlık: ailemle yeni bir yerde yeni bir yaşam kurabilirim dilber hanımın dediği gibi : terledim ha!!! bütün yaşamımı özetledim şurda bi annemin kızlık soyadı kaldı söylemediğim o da bana kalsın ....neval kaçar giderken de mimi seyhan'a nehircce'ye atar hadin siz tanıyalım
13 Nisan 2010 Salı
nihayet kolye mimi 3 yıl sonra!
kızımdan alıp çekicek ve pc ye atıverecektim,olmadı makina gelmedi ben de cep telefonuyla çekmeye çalıştım.resimdeki herne kadar tespihe benzese de kolye,eşimden hediye küpeleri de olsaymış daha hoş olurmuş sanki...alttaki kolye annemden hediye,umreden getirmişti,çok fazla takmadım,benim tarzım değil şimdilik.. bu kolye de eşimden,yeni aldı çok fazla takma imkanım olmadı (elim yaşlı kadın eli gibi çıkmış)bunu severek taktım uzun süre,gül goncalarımın anneler günü hediyesi takım küpeleri de var,taş ı çok parlak çıkmış herhalde flaştan,pırlanta felan değil yaniişte bunu çok severek takıyorum o kadar ki iki defa koptu,yaptırttım,vazgeçilmezim tabiiki ince zevki olan eşimden ben kendime hiç kolye almamışım hepsi hediye onu farkettim demekki çok da ilgi alanıma girmiyor ilgi alanım ne diye sorarsanız,birgün fotoğraf çekip paylaşırım,artık öğrendim,kimden dersenizboncuk gözlü oğlumdan nihayet deli kızın deyimiyle mimdirdim ben de attım gönderdim kime? sevgili annem dikti ben giydim e , fotoğraflarını severek izlediğim nohut oda ya, yasemin e hadi bakalım açın kutuları görelim kolyecikleri herkese mutlu huzurlu akşamlar...
mutlu pazartesi
- yanlış duymadınız evet, mutluyuz boncuk kızımız evde çünkü.işten koşa koşa geldik,etrafında dört dönüp mutlu etmeye çalışıyoruz,onların bir gülücük atması bizim için dünyalara bedel.küçük kedim biraz üzgün.sınavı beklediği gibi geçmedi .bizim için çok da önemli değil,onun üzülmemesi daha mühim.yavrum bazen üzüntülerin ve dertlerin sevince dönüşebileceğini henüz öğrenmedi,zahire itibar ediyor biz ona şaklabanlık edrken akşamı ediverdik.mantı yiyelim dedik ve teyyare sıvadı kolları ve hazır mantıyı pişiriverdi.işten gelip mantı açıveren bayanlardan olamadım maalesef,ama güzel pasta yaparım,ilgi alanıma girdiği için ama mantı da çok iyi gitti akşam akşamakşamı filmle devam ettirme kararı aldık ve teyyare mutfağa girdi bunlar yaptık kuzulara ;resim yemek şenliğinden,tarif bendenkakaolu muffin: yarım brdk tozşeker yarım brdk nişasta kuru kayısı,ceviz çikolata parçacıkları 1,5 su brdk un 1 yumurta 2 tatlı kaşığı kabartma tozu,kakao sosu: 2 kaşık nişasta 1 kaşık kakao 2 bardk süt 1 bardk şeker 1 kaşık tereyağ nişasta,kayısı,un şeker k.tozu robotta çekilir.içine yumurta süt 125 gr tereyağ limon rendesi katılır .sos malzemeleri çırpılıp pişirilir.muffin kalıplatına hamurun yarısı dökülür çikolata rendesi,kayısı konur biraz daha hamur ilave edilir.hepsi tamamlanınca fındık dökülüp fırına verilir 180 derece fırında 25 dk.pişirilir fırından çıkınca sosu üzerine döküp servis yapılır.afiyetle yenirken de bu seyredilir neredeyse nefessiz;
11 Nisan 2010 Pazar
endişe
hafta sonu tatiline hızlı başladım.sabah hep beraber kahvaltıya oturduk ne kadar özlemişim çocuklarımla beraber kahvaltı yapmayı,onlara yemek hazırlamayı,sevdikleri şeyleri iştahla yemelerini seyretmeyi.herşey bir nimet,eksikliğinde anlıyorsun.annemi iyi anlıyorum. iki gün aramayınca neden darıldığını yoğun çalıştığımız için sık ziyaret edemediğimiz için üzülmemeye çalıştığını...yalnızlık ona zor geliyor,bu yüzden yılın sekiz ayını herkesin birbirini tanıdığı yerde geçiriyor.kolay değil,biz evde anneannemle beraber altı kişiydik.(geçmişten sık bahsetmenin yaşlanma emaresi olduğunu biliyorsunuzdur)evde iş hiç eksik olmazdı,otomatik makinalar olmadığı için.evin tek kızı olarak kendime vakit ayırmayı öyle isterdim ki.annemin de işi hiç bitmezdi ama ona acırdım bunun için.şimdi anlıyorumki;o öyle mutluymuş ki;şimdi boşlukta hissediyor kendini,kendini ibadete verdi onunla avunuyor,o yüzden ona baktıkça içinde bulunduğum anı yaşamaya çalışıyorum,çünkü bir gün gelecek herkes hayatını kuracak ömrümüz olursa goncamla başbaşa çocuklarımızın kapımızı çalmasını bekliyeceğiz,hayatın gerçekleri maalesef.resim pazar sabahı için ne karamsar düşünceler bunlar demeyin.kızım sınava girdi dualarımız onunla gitti,şimdi beklemesi kaldı.mevlam bütün girenlere yardım etsin ,herkese haklarında hayırlısını versin. dün oğlumun veli toplantısına gittik,genel olarak iyi fakat öğretmenleri arkadaş grubunun başarısını aşağı çektiğini düşünüyor.sbs ye hazırlandığı için bu önemli ama ergenlik çağında olduğu için söylediğiniz her kelimeye dikkat etmeniz gerekiyor tam tersiniyapabiliyorlar çünkü bu çocukların kolay olduğu zaman yokmu?7-24 alaka özen göstermek lazım,bu özenle hayatını bundan sonra nasıl yaşayacağı belli çünküresim eve gelirken alışverişimizi yaptık,sadece kahvaltılık ve et türü şeyler işte.çocuklar arkadaşlarıyla beraberdi.onların eve gelmesini beklerken goncam ızgara yaptı,balkonda afiyetle yedik bu güzel akşamları daha uzun müddet yaşamak istiyorumresim bugünkü planımız belli,soru çözümü yapıp puan hesaplayacağız endişeleneceğiz. bö yarışmasına katılanlara başarılar dilerim.
9 Nisan 2010 Cuma
evdeki bomba
pıncır kızım geldi.ama ne geliş,stres topu gibi geldi. pazar günü ygs ye girecek.aylardır sınav diye diye gözlerinde çok büyüttüler.bildiğini de unutacağından korkuyorum.çünkü sınava kadar çok rahat olan ben sınavda bildiklerimi bile bu kadar kolay olamaz diye altında çapanoğlu aramıştım.haklarında hayırlısı olsun. akşam tam yemekten kalkmıştık ki;kargo geldi,buradan ne kadar hevesle açtım kutuyu;özenle paketlenmiş mis kokulu domatesler,incecik bebek kabaklar,petekten süzülmüş bal vs.hepsi ne kadar taze.hatta mevsimi geçmiş portakal bile şeker gibi.pazardan organik diye aldığım domatesler asla onlarınkiler gibi kokmuyor, tok karna koca bi ısırık alası geliyo insanın resim (bi de bu satırları hizalayabilsem) . yarın tatil moral olsun diye gezdirmek istedik boncuğumu ama istemiyor bence evde durup sınavı düşünmek istiyor,aslında puanını beklerken yeterince düşünecek. ah anne yüreği dayanamıyor evladına.daha ne üzüntüler var hayatta.onlar hiç yaşamasın dertleri istiyor insan. özellikle iş hayatı çok stresli,erkeklere hak vermek lazım,herkes birbirine galip gelmeye çalışıyor,minik çaplı bir iktidar savaşı dönüyor . biz eşlerse çoğunlukla dünyanın kendi çevremizde döndüğünü düşünüyoruz.düşünüyorumda çocuklarım küçükken pazar günleri istanbula gezmeye gitmek isterdim(biz ist.25 km falan uzak olduğumuz için böyle diyoruz)halbuki kendisi bütün hafta istanbul sokaklarında işi için zaten geziyordu tatilde evde durmayı tercih ederdi kuşkusuz yarın markafoni siparişim gelsin artık.pazartesi de kitapyurdundan bekliyorum,gelince paylaşırım resim.
8 Nisan 2010 Perşembe
uyku böcüğü
bugün hızlı ve neşeli başladı.sabah işe giderken mesudemi de aldık,goncam boncuk gözlü oğlumu emg ye götürdüğü için bugün yardımcım oydu.siz iki telaşe memuru naparsınız bilmem diyordu.hallettik tabii,gayette rahattık.bence işi zorlaştıranlar erkekler.kadınlar yapılması gereken bişeyi hemen yapıyor,erkeklerse önce ikna olmaları lazım.yani iş önce beyinlerinde bitiyo sonra el çalışmaya başlıyo.beyin-el koordinesi onlarda zayıfmı ne?neyse öyleyse onlardan bi üstün özelliğimiz daha çıktı desene.biz işi bitirdik hemen geldiler ve yola koyulduk eve gelince yorgun ve moralsiz teyyare ne yaptı dersiniz?bugün bitsin dedi ve doğru yatağa.bu saatte yatak mı olur derseniz söyliyim zaten yarım saatlik yol gidip geliyoruz ve o yorgunluktan sonra siz de yaşamışsınızdır çokca yorulup yorulup oturunca hele bir de arabayla sallana sallna yol gidince öyle uykunuz geliyorki,sıkıysa uyumayın.ama tabiki,hergün işten dört gibi gelince yatıp uyuyabiliyormuyum?ne mümkün ben tam uykuya dalıcam;ding dong ya bir komşu ya oğlumun arkadaşı,ya da pazarlamacı.hiç kimse gelmese kargo geliyor.geçen geldim yarebbim ne uykum var,ayakta uyuyorum.gözlerim yumuk girdim eve elimi yüzümü yıkadım yaşasın deyerekten atladım ki yatağa ne oldu dersiniz,uyuyamadım ,çünkü bu saydıklarımın hepsi geldi. bu kadar uyku mevzu yetti dedim bugün fişleri çektim ve bol bol uyudum.şimdi bütün gece otururum artık yarın da işten sonra işyeri için alışveriş var dönüşte de pıncır kızımı alırız malum pazar günü sınava giriyor.onu ikigünde semirtmeliyim hint fakirleri gibi olmuş,yurt yemeklerinden.şimdilik ben kaçar,size hayırlı akşamlar..not:mimlenmişim sevgili seyhandan sağolsun ilkleri yaşatıyo bana,fakat resimleri pc ye atmayı çözemedim kızımla yaparız artık bu arada sadece 4 kolyem olduğunu farkettim şok oldum.yarın bir-iki daha mı alsam acaba?kaynak
7 Nisan 2010 Çarşamba
şimdi güzellik zamanı
sonunda amway cicilerim geldi,darısı markafoninin başına.bu saç serumu.saçında sorun neredeyse oraya sürüyosun .20 dk.bekleyip durulayıveriyosun.sonuç;birkaç kullanımdan sonra dökülmeyen saçlar.kime tavsiye ettiysem aynı sonucu aldı.saçında sorun yaşayan her bayan kullanmalı.bu da kızımın temizleyicisi,nemlendiriciyle beraber kullanıyor.vakti zamanında aldığım cilt bakımı eğitimi ona çok güzel bir alışkanlık kazandırdı;düzenli cilt bakımı.inş.bırakmaz.beni soran olursa yoğun tempo,gıdaların buharı cildime zarar veriyor biliyorum ama cildim genlerimizden dolayı parlak o yüzden şimdilik idare ediyorum.bu bitmek bilmeyen soft bir ürün ,asla ter kokmuyoruz biz yazın.bu da duş jelimiz .alttaki de ağır topumuz 30 koruma faktörlü yüz ve vücut kremi ama kıyamam heryere sürmeye cimcik kadar çünkü.bunlar gelince pek bi sevindim hemen süresim geldi.bugün başka ne oldu?pazara çıktım ama yeşillik ve balık aldım sadece diğerlerini buradanbekliyorum
6 Nisan 2010 Salı
ağzımıza bir parmak bal
pazar gününde kalmıştık.pazar günü de sabahın köründe sehercikle düştük aksaray yollarına.sabah eğitime girdik,sonra soru cevap bölümü.konuşmacının yerinde olmak istemezdim.bazı insanlar ne kadar zor anlıyor. öğle arası iki saat olunca dedikki,fatih e gitmek farz oldu.zaten mübarek semt,vitrinleri de cabası.tıkır tıkır topuklularla uçtu teyyare,kondu tuba pardesüye.yazlık pardesüler çok hoş fakat indirimin esamesi yokbiraz el yakıyor.yazlık spor etekler cıvıl cıvıl dikiş dikene ne mutlu. biraz denedik ,tam karar veremedik.goncamla bakmalıyım. o bana yakışanı benden iyi biliyor.bana yıldönümlerinde bazen eşarp,pardesü vs.bilumum kıyafet aldığı zaman huyunu bilir,değiştirme kartı da alır.genellikle orjinal,denemediğim modeller veya desenler alır,ben de acaba derim gider daha yakışanı varmı deyip bi bakmaya giderim.yanlış anlamayın sadece bakmaya.o kadar modelin içinde gene değiştirmeden döner gelerim.çünkü goncam bana en yakışanı almıştır çünkü. gerçi son aldığı cüzdandan pek emin değilim.dünyanın en bilinen kaşarlarından birinin adını taşıyor çünkü.bu yüzden önyargılıyım ona.sadece kartlarımı koydum bu yüzden. hediye derken almayı da vermeyi de pek bi severim.kayınvalidem rutin ist.gezisi için taa çorumlardan gelse de onu armineye götürsem.kaybetsek kendimizi ciciler arasında.arminenin pardesülerini de spor ve şık buluyorum. fatih turumuza devam ederken karnımız acıktı.ziya da lahmacun yiyelim dedik,ara ara bulamadık.gıda işinde olunca insan her yerden herşeyi yiyemiyor.çünkü içinde hiç et olmayan köfte ,hamburger ,vs.var .denetim yoksa tamamen yapanın insafına kalmış.neyse ziyanın önünden geçmişiz ama görmedik ve mecbur x büfeden döner yedik. sonra ver elini aksaray çünkü saat gelmişti,hem çabuk çabuk yürüyoruz hem de iğde arıyoruz.bknz.iğde sevdası okula geldik ve 300 kişi sınava! girdik.çok iddialı bir sınav değildi.çünkü herkese belge vermek istiyorlardı.sınavdan çıktık hadi kızım dedim kendime vazife seni bekliyor doğruu eve. eve gelince sil,süpür.sayınca iki kelime ama beni mahfetti.goncam da ızgara yaptı afiyetle yedik. bir hafta sonu dinlenemeden geçti.önümüzdeki hafta sonu evden çıkmayıp dinlenicem diyorum ama benden belli olmaz kurtlanırsa uçar gider bu teyyare.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)