Yazılarımı okuyanlar bilir öztürkçe kelimelerle aramın iyi olmadığını. Demirsel indibindiye asansör , oturgaçlı götürgeçe otobüs demeyi tercih ettiğimi . İşte bu yüzden mecbur kaalırsam kullanırım irdeleme sözünü. İnceleme'yi tercih ederim. Yine de zihin yorgun olduğunda dile söz geçmiyor , laf ağızdan kaçıveriyor. Özür yazısı gibi oldu.
Neyi inceliyeyim ? Tabii ki son aylardaki favori dizim ,huzur sokağını. İlk başlarda reytingleri hayli yüksek olan dizi şu sıralar kan kaybında olmasına rağmen ciddi bir hayran kitlesine sahip. Çoğunluğu müslüman olan bir ülkede tvlerde böyle ciddi anlamda bir çalışma yapılmadığı için belki, bir kesimdeki çoğu insanın bildiği bir uyarlama olmasından ya da oyuncu kadrosundan sevildi böyle.
İlk bölümler nefisti ; Feyzanın cüretiyle ve sıcaklığıyla Bilalin başını döndürmesini izledik , sonra tam Feyza vazgeçeceği anda Bilalin aşkını dillendirişine tanık olduk , tam içimiz rahatladı derken başladı entrikalar , soluksuz izledik.
Biri bitti derken diğeri başladı , hiç bir dizide olmadığı kadar kötü karakter dahil oldu diziye. Öğrendikki senaristler değişmeye başlamış. Bilal huy değiştirdi adeta ; gurur abidesi sevdiğine acı çektiren ve affetmeyen odun gibi biri oldu çıktı. Feyzaya da ezik rolü biçildi , hep ağlayan ve özür dleyen ama hiç affedilmeyen. Bir de üçüncü kişilik var dizide Bilale aşık ama sevenlerin arasından nazikçe çekilen. Bitmek bilmeyen senarist değişimleri sadece ona yaradı doğrusu ; neredeyse azize mertebesine çıktı kendileri.
Kitaptaki son mutlu değil okuyanlar bilir , ama dizinin de şu ana dek kitaba uygun gittiğini kim söyleyebilir ? Millete sevdirin Feyzayı tüm şirinliğiyle sonra da ayırın sevdiğinden reva mıdır bizlere acep ?
Dizinin face'te halihazırda bir resmi sayfası iki fan sitesi var habire işleyen . Gurbetçi kardeşlerimizden tutun da , memleketimin her türden insanına dek uzanan geniş bir yelpazede hayran kitlesine sahip. İçlerinde ben bile varım ayol ! O derece !
Face sohbetlerinden ümitsizliğe düşüyorum bazen diziyi tartışırken . Seviyeli bir manzara olmuyor çoğunlukla. Argo konuşanlar, küfür etmeye yeltenenler konuştuğu gibi yazanlar ya da o kelime öyle yazılıyor zannedenler ...
Ümitsizliğe düşürüyorsun memleketim insanı bazen ; inan ki sarfettiğin kelimeler yansıtıyor seni dünyaya haberin olmadan. Kitap okumadığını , sadece tv ye ve maça programlandığını , klişe nakaratları kafanın bir köşesine yerleştirdiğini ve lazım geldikçe çıkarıp çıkarıp kullandığını en acısı ise , birileriyle dalaşıp üstün çıkmak için can attığını
Biliyormuydun ?