aziz istanbulum hiç bir yer tutmuyor senin yerini hangi şehirde ne kadar güzel saatler geçirsek de yok yok olmuyor senin egsoz kokulu , nemli, tozlu havanı nefesleyen başka şehirde iflah olmuyor gurbet acısı çekiyor adeta
istanbuldan en fazla iki ay uzak kalmışımdır o da goncamın askerlik yaptığı , çorumda kaldığım zamandı nasıl sıkıldım anlatamam şimdiki gibi her mağaza yok orada mahmutpaşa yokuşu benzeri kalabalık bir ara sokak, bir han, bir anacadde ve bir sürü varoş bir otobüse biniyorsun, yarım saatte şehir turu yaptırıveriyor
ahh gözünü sevdiğim istanbul
derken bugün gene şehir içine yolumuz düştü; esnaf odasına park yeri sorununu avm otoparkıyla çözdük ;
daha sonra işimizi halledemeyip geri dönerken , trafik çilesine takıldık böyle zamanlarda şehir dışında oturduğumuza seviniyorum tamam biraz zor oluyor; hastane doktor işi felan derken günümüz yollarda geçiyor ama en azından her gün bu trafiği , kalabalığı çekmiyoruz
tabii yine kitap kulesini yeniledik lakin şimdi ayaklarımız ayrı ağrıyor başımız ayrı o başka
29 Kasım 2010 Pazartesi
28 Kasım 2010 Pazar
kitap mimdiriği deyince herkesin aklına geliveriyorum niyeyse ?
sevgili papatya 68 ve nesrin gene mimdirik attılar deli annenin de niyeti vardı biraz biraz
hangi kitaplığa gitsem acaba ? iki tane küçük kitaplığımız var ; birinde oğlumun ve eşimin ağır abi kitapları , diğerinde kızımın ekzantrik , benim romantika ve vampirella kitaplarım var aslında kocaman bir kitaplığa ihtiyacımız olduğu açık ama dedik bir kere ; usta giremez
korka korka kızımın kitaplığına gittim; hani şu eski gotiklerden, şimdinin çıtı pıtı hanımı . tabii korkarım , kısmetime onun kara kaplı , kötü vampirler ve büyücülerin anlatıldığı kitaplarından düşme ihtimali her zaman var ;
neyseki severek okuduğum bir kitap ; göçebe çıktı şansıma yanlış hatırlamıyorsam tren üstü kitapçılarından almıştım bir sene önce yazarı ; meşhur alacakaranlık kitap serisiyle, vampir akımına sebep olan stephenie meyer. seviyorum bu kadının kitaplarını kurgusu nefis . kitabın konusunu tam hatırlamıyorum o yüzden buradan alıntı yapıyorum ;
Dünyamız görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmişti. İnsanların bedenleri, bu istilacılar için sahiplik yaparken bedenler bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de, zihinleri ele geçiriliyordu. Neredeyse herkes teslim olmuştu.
Geriye kalan vahşi birkaç insandan biri olan Melanie, yakalandığı zaman sonunun geldiğine inanır. Göçebe, Melanie'nin bedenini alan ruh, yetkililer tarafından bir insan bedeninin içinde yaşarken karşılaşabileceği zorluklar hakkında uyarılmıştır: Baskın duygular, hislerin yoğunluğu, çok canlı olabilen anılar Ama Göçebe'nin beklemediği bir zorluk vardır: Bedeninin önceki sakini zihninden vazgeçmeyi reddeder.
göçebe, Melanie'nin düşüncelerinin derinlerine inerek geri kalan insanların nerde olduğunu öğrenmeye çalışır. Ama Melanie'nin zihninde tek görebildiği, sevdiği adamın, hâlâ saklanan bir insan olan Jared'ın hayalidir. Bedeninin arzularına direnemeyen Göçebe, yakalamak zorunda olduğu bu adama karşı özlem duymaya başlar. Dış güçler, Göçebe ve Melanie'yi, aslında istemeseler de, ortak bir hedefte birleştirir ve birlikte sevdikleri adamı bulmak için tehlikeli ve sonu belli olmayan bir macera için yola koyulurlar.
bu da 55. sayfası yazmaya üşendim şimdi . burası mimler için çıkmaz sokak olduğundan, göndermiyorum kimseye şurda bir yerde dursun canım ne zararı var ?
bu güneşli pazar günü sizler ; parklarda, avm lerde, buz müzelerindeyken gonca işe gitti ben de nişastalı kurabiye yaptım lakin tarifi nerden aldığımı hatırlayamadım ; 250 gr tereyağ 1 bardak p.şekeri ,1 bardak nişasta ,2,5 bardak un kabartma tozu vanilya
mesudem sağolsun içli köfte göndermiş kaynar suda haşladım ve yumurtaya bulayıp tereyağda kızarttım
pek bir nefisti ayol
hangi kitaplığa gitsem acaba ? iki tane küçük kitaplığımız var ; birinde oğlumun ve eşimin ağır abi kitapları , diğerinde kızımın ekzantrik , benim romantika ve vampirella kitaplarım var aslında kocaman bir kitaplığa ihtiyacımız olduğu açık ama dedik bir kere ; usta giremez
korka korka kızımın kitaplığına gittim; hani şu eski gotiklerden, şimdinin çıtı pıtı hanımı . tabii korkarım , kısmetime onun kara kaplı , kötü vampirler ve büyücülerin anlatıldığı kitaplarından düşme ihtimali her zaman var ;
neyseki severek okuduğum bir kitap ; göçebe çıktı şansıma yanlış hatırlamıyorsam tren üstü kitapçılarından almıştım bir sene önce yazarı ; meşhur alacakaranlık kitap serisiyle, vampir akımına sebep olan stephenie meyer. seviyorum bu kadının kitaplarını kurgusu nefis . kitabın konusunu tam hatırlamıyorum o yüzden buradan alıntı yapıyorum ;
Dünyamız görünmeyen bir düşman tarafından istila edilmişti. İnsanların bedenleri, bu istilacılar için sahiplik yaparken bedenler bir değişikliğe uğramamış gibi görünse de, zihinleri ele geçiriliyordu. Neredeyse herkes teslim olmuştu.
Geriye kalan vahşi birkaç insandan biri olan Melanie, yakalandığı zaman sonunun geldiğine inanır. Göçebe, Melanie'nin bedenini alan ruh, yetkililer tarafından bir insan bedeninin içinde yaşarken karşılaşabileceği zorluklar hakkında uyarılmıştır: Baskın duygular, hislerin yoğunluğu, çok canlı olabilen anılar Ama Göçebe'nin beklemediği bir zorluk vardır: Bedeninin önceki sakini zihninden vazgeçmeyi reddeder.
göçebe, Melanie'nin düşüncelerinin derinlerine inerek geri kalan insanların nerde olduğunu öğrenmeye çalışır. Ama Melanie'nin zihninde tek görebildiği, sevdiği adamın, hâlâ saklanan bir insan olan Jared'ın hayalidir. Bedeninin arzularına direnemeyen Göçebe, yakalamak zorunda olduğu bu adama karşı özlem duymaya başlar. Dış güçler, Göçebe ve Melanie'yi, aslında istemeseler de, ortak bir hedefte birleştirir ve birlikte sevdikleri adamı bulmak için tehlikeli ve sonu belli olmayan bir macera için yola koyulurlar.
bu da 55. sayfası yazmaya üşendim şimdi . burası mimler için çıkmaz sokak olduğundan, göndermiyorum kimseye şurda bir yerde dursun canım ne zararı var ?
bu güneşli pazar günü sizler ; parklarda, avm lerde, buz müzelerindeyken gonca işe gitti ben de nişastalı kurabiye yaptım lakin tarifi nerden aldığımı hatırlayamadım ; 250 gr tereyağ 1 bardak p.şekeri ,1 bardak nişasta ,2,5 bardak un kabartma tozu vanilya
mesudem sağolsun içli köfte göndermiş kaynar suda haşladım ve yumurtaya bulayıp tereyağda kızarttım
pek bir nefisti ayol
27 Kasım 2010 Cumartesi
hadi gelin köyümüze geri dönelim
bayramı bitirip geri dönüş yolculuğuna başladık ;
boncuğumu ankarada bıraktık yine odasına yerleştirip dönüyorduk , arkamızı dönüp baktığımızda o kadar küçük gözüküyorduki ve aynı ölçüde boynu bükük ne zordu onu öyle bırakıp gelmek
Ahh... hain gözyaşı bezleri ; sulugöz teyyareye çıktı adım
boncuğumu bırakmadan önce ankamall da yemek molası verdik ; köfte güzeldi
yaptım yine mudoya doğru kaçamak ; 7 gün için bazı ürünlerde % 50 bazılarında %30 indirime girmişler
dönüşte trafikte bir şenlik bir şenlik ; güvenlik şeridini ihlal eden sürücüler yüzünden çiğ süt emmiş, kısa kar peşinde koşan ,günübirlik insanlar ! o kadar insanın hakkını aldınız, yarım saat önce varmak adına hoş ; bu ülkede otoyola bir kaç tl vermemek için 45 dakika bekleyen tipler olduğu müddetçe böyleleri haydi haydi olur bir de tvlere sırıta sırıta çıkmıyorlarmı ?
sol şerit kaplumbağaları zaten her daim mevcut , bir de trafikten sıyrılmak adına ralliciler vardı
aman rahatsız olmayın , beklemeyin zaten bedava geçiş hakkı için beklediğiniz yetmedimi ? mutlu mesut yaşamınıza devam edin trafiği tıkamışsınız ne gam ! siz gittikten gayrı ne önemi varki ?
hop ! sinir yumağı teyyare !
boncuğumu ankarada bıraktık yine odasına yerleştirip dönüyorduk , arkamızı dönüp baktığımızda o kadar küçük gözüküyorduki ve aynı ölçüde boynu bükük ne zordu onu öyle bırakıp gelmek
Ahh... hain gözyaşı bezleri ; sulugöz teyyareye çıktı adım
boncuğumu bırakmadan önce ankamall da yemek molası verdik ; köfte güzeldi
yaptım yine mudoya doğru kaçamak ; 7 gün için bazı ürünlerde % 50 bazılarında %30 indirime girmişler
dönüşte trafikte bir şenlik bir şenlik ; güvenlik şeridini ihlal eden sürücüler yüzünden çiğ süt emmiş, kısa kar peşinde koşan ,günübirlik insanlar ! o kadar insanın hakkını aldınız, yarım saat önce varmak adına hoş ; bu ülkede otoyola bir kaç tl vermemek için 45 dakika bekleyen tipler olduğu müddetçe böyleleri haydi haydi olur bir de tvlere sırıta sırıta çıkmıyorlarmı ?
sol şerit kaplumbağaları zaten her daim mevcut , bir de trafikten sıyrılmak adına ralliciler vardı
aman rahatsız olmayın , beklemeyin zaten bedava geçiş hakkı için beklediğiniz yetmedimi ? mutlu mesut yaşamınıza devam edin trafiği tıkamışsınız ne gam ! siz gittikten gayrı ne önemi varki ?
hop ! sinir yumağı teyyare !
bir garip teyyareyim işte bu da mimdiriğim
hangi birini listeyeyim ? oyy oyy
sevgili anneler benim dünyam ve deli anne mimlemişler sayalım o zaman ;
hiçbir hayvana dokunamam ölü ya da diri içim bir tuhaf olur
kediden köpekten korkarım listeyi uzatırsak ; kuştan horozdan fareden tamam ödleğim işte
hava ne kadar soğuk olursa olsun evde asla çorap giymem yakar adeta
balkabağı ,dolmanın kabuğu direk öğürtür denedim epeyi
tiz sesler aşırı rahatsız eder, acı çekerim adeta kaçarım böyle insanlardan
meyveyi biri soyarsa yerim zavallı goncam akşamları hepimize soyar ah anne ne kötü alıştırdın
işkembe, kokoreç, deniz böcüklerinin hiçbirini ağzıma sürmedim daha buna karşın cahillikte kelle paça içmişimdir annemin zoruyla kilo alayım diye neler yaparlardı
kimsenin elinden makas almam evdekiler dalga geçerler bu yüzden
yüksekten korkarım ,dar yerlere giremem emar çekilirken dudağımı ısırırım bağırmamak için
tırnaklarımda pürüz varsa ; ne kadar yorgun olursam olayım , sürüne sürüne de olsa kalkar keserim
bizim köyde dedikleri gibi , daha sayemmi ?
sevgili anneler benim dünyam ve deli anne mimlemişler sayalım o zaman ;
hiçbir hayvana dokunamam ölü ya da diri içim bir tuhaf olur
kediden köpekten korkarım listeyi uzatırsak ; kuştan horozdan fareden tamam ödleğim işte
hava ne kadar soğuk olursa olsun evde asla çorap giymem yakar adeta
balkabağı ,dolmanın kabuğu direk öğürtür denedim epeyi
tiz sesler aşırı rahatsız eder, acı çekerim adeta kaçarım böyle insanlardan
meyveyi biri soyarsa yerim zavallı goncam akşamları hepimize soyar ah anne ne kötü alıştırdın
işkembe, kokoreç, deniz böcüklerinin hiçbirini ağzıma sürmedim daha buna karşın cahillikte kelle paça içmişimdir annemin zoruyla kilo alayım diye neler yaparlardı
kimsenin elinden makas almam evdekiler dalga geçerler bu yüzden
yüksekten korkarım ,dar yerlere giremem emar çekilirken dudağımı ısırırım bağırmamak için
tırnaklarımda pürüz varsa ; ne kadar yorgun olursam olayım , sürüne sürüne de olsa kalkar keserim
bizim köyde dedikleri gibi , daha sayemmi ?
26 Kasım 2010 Cuma
neredesin ey samimiyet ?
toplum olarak ortak bir derdimiz var ; geçinemiyoruz maalesef öyle maddi sıkıntıdan bahsetmiyorum çarşılar pazarlar alışverişe çıkmış karınca kararınca moda olan neyse almaya çalışan kadınlarla kaynıyor
bildiğin geçimsizlik işte ; hani tahammülsüzlükten kaynaklanan kökeni saygıya dayanmayınca diyalogların , temelinde sevgi olmayınca beraberliklerin , harmanında sadakat olmazsa dostlukların başlıyor birbirine tahammülsüzlük
her söylenen söz batıveriyor, altında başka anlam aramalar öylemi demek istedi yoksa böylemi ? yoksa içtenlik bir ara tarih oldu da davranışlardan fal mı bakıyoruz toplumca ?
evimizi, dışımızı donatırken müsrifçe, ruhumuzun açlığını yoksayıp insanlara tebelleşmi oluyoruz ? kalbin ibadetle huzur ve sükun bulduğunu bile bile, şeytanla kolkola girip insanlarla uğraşmak niye ? kendi sırma saçlı kıvırcık kelimizle ebedi saadet için çaba sarfedeceğimize, elalemin davulunun sesine kulak verip haset mi ediyoruz ?
ne oluyoruz yahu ? toplum ilişkilerinde inceliğin piri sayılırken bir zamanlar hani bazılarının öcü gibi korkup lanetlediği, osmanlı zamanlarından bahsediyorum tabiiki ; şimdiyse birbirimizin gırtlağına sarılmak için bir yan bakış yetiyor yakında sonraki nesle yer açmak için , toplu katliamlar bile olabilir gayrı resmi toplum mühendisleri yönetiminde buna gönüllü aracı olabilecek bir iki isim geliveriyor aklıma sizin ?
sorular teoriler sonsuz olsa da cevaplar hep aynı ;
mutluluk = kanaat
huzur = islam
bildiğin geçimsizlik işte ; hani tahammülsüzlükten kaynaklanan kökeni saygıya dayanmayınca diyalogların , temelinde sevgi olmayınca beraberliklerin , harmanında sadakat olmazsa dostlukların başlıyor birbirine tahammülsüzlük
her söylenen söz batıveriyor, altında başka anlam aramalar öylemi demek istedi yoksa böylemi ? yoksa içtenlik bir ara tarih oldu da davranışlardan fal mı bakıyoruz toplumca ?
evimizi, dışımızı donatırken müsrifçe, ruhumuzun açlığını yoksayıp insanlara tebelleşmi oluyoruz ? kalbin ibadetle huzur ve sükun bulduğunu bile bile, şeytanla kolkola girip insanlarla uğraşmak niye ? kendi sırma saçlı kıvırcık kelimizle ebedi saadet için çaba sarfedeceğimize, elalemin davulunun sesine kulak verip haset mi ediyoruz ?
ne oluyoruz yahu ? toplum ilişkilerinde inceliğin piri sayılırken bir zamanlar hani bazılarının öcü gibi korkup lanetlediği, osmanlı zamanlarından bahsediyorum tabiiki ; şimdiyse birbirimizin gırtlağına sarılmak için bir yan bakış yetiyor yakında sonraki nesle yer açmak için , toplu katliamlar bile olabilir gayrı resmi toplum mühendisleri yönetiminde buna gönüllü aracı olabilecek bir iki isim geliveriyor aklıma sizin ?
sorular teoriler sonsuz olsa da cevaplar hep aynı ;
mutluluk = kanaat
huzur = islam
25 Kasım 2010 Perşembe
Sakin güzellik
Perşembe günü kısa bir çorum çarşı turu yaptık, aneylerle
komikti bazı şeyler; anne diye bağırıyorum şımarık şımarık ikisi birden ; efeendimm diyor bu sefer gıcık teyyare ; esas anneme dedim deyiveriyor birisi de henk menk oluveriyor , yaşasın intikam !
kombi tatsızlığı çözüldü çözüm ; onlar kapatıyor biz açıyoruz hadi hayırlısı
komikti bazı şeyler; anne diye bağırıyorum şımarık şımarık ikisi birden ; efeendimm diyor bu sefer gıcık teyyare ; esas anneme dedim deyiveriyor birisi de henk menk oluveriyor , yaşasın intikam !
kombi tatsızlığı çözüldü çözüm ; onlar kapatıyor biz açıyoruz hadi hayırlısı
yolumuz baraja da düştü ; güzel hava + tatil + et = bol piknik manzaraları ;
sessizliği dinledik biraz da poz verdik ; buraya konmayan kareler siz bunlarla idare edin please ;
daha sonra hıdırlık denen mevkiye gittik ; sahabe ve yatırlar semti ;
bir saate yakın ziyaret ettik , devamlı gelip giden vardı şükür
akşam eşimin teyzesine gittik , teyyarenin başka yüzü ; neşe ayşe teyzeyi severim bizde de iki tane var iyidir ayşeler lakin dertlidirler her daim.
günün alakaya çay demle sorusu ; tatile giderken sehpada unutulan pasta neye sebep olur ?
a) kötü koku
b) minik minik sinekler
c) bol bol endişe
d) küf ve kurt
23 Kasım 2010 Salı
bu akşam biz
iş çıkışı alışveriş seansından dolayı, bugün eve biraz geç geldim minik ergenimden yarım saat önce. gelir gelmez ;
-anne açım diye seslendi . böyle bir çağrıya, hangi ana yüreği dayanırki ? hemen daldım mutfağa , öğle yemeği yemedinmi ? diye söylenerekten kuru fasulye varmış da canı istememiş bak bak bak kuruyu bulmuş da beğenmiyor minnoş. halbuki tam gün okula vermemizin nedenlerinden biri, okulun yemeklerinin beşyıldızlı olması her ay gelen yemek listesini incelerken, ağzımın suyu akıyor adeta hele salata barı evlere şenlik ; kısır, mercimekli köfte, yaprak sarma, acılı ezme ... daha sayayımmı ?
işte bizim buldumcuk ; beğenip de yemiyor bazen o yüzden hemen mutfağa girip pratik tavuk döneri yaptım ;
( foto çekene kadar minik fare kemirdi tabii )
gerçekten pratik pide ekmeğini kesip, üzerine içine zeytinyağı damlatılıp, biraz kaynatılmış domates sosu döküyorum tavuk döneri üzerine yayıyorum ( donuk olarak satıldığı için ) dooğru fırına . kızarınca ; kızdırılmış tereyağı gezdir , servise hazır yanına da mis gibi ayran , yemek olmadığında kurtarıcım oldu artık
sonra da girdim mutfağa başlasın bakalım akşam hazırlığı ;
o zamana kadar mideyi yatıştırmak lazım gelsin nişastalı kurabiye ;
çorum ganimetlerinden bunlar . bu gidişimde tereyağ , kuşburnu marmelatı , kuru fasulye , nohut felan getirdim orada fiyatları daha uygun kuşburnu marmeladını annemler bu sene köyde yeni yeni yapmaya başladılar halbuki çorumda evlendiğimden beri görüyorum yapımı bayağı zahmetli, ayrıca meyvesini toplarken, çalılarındaki dikenlerden dolayı eldiven giyiliyorn uzun uzun kaynatılıp kevgirden geçiriliyor ya da robottan sonra elekten bir kez daha geçiriliyor ve tekrar kaynatılıyor ikinci kaynatmada şeker katarsanız, kiremit rengine bakan marmelat elde ediyorsunuz eğer pekmezle tatlandırırsanız, daha koyu ve buruk bir tada sahip oluyor kilosu 7 tl yapmaya değmez o yüzden aldık bol bol bir de bunlar var ;
beyaz pekmez ; normal pekmez ( zannederim üzüm ) yumurtayla çırpılıp beyazlatılıyor ,kremamsı bir tadı var sanki biz seviyoruz
yumurtalar köyden ; teyzemin tavuklarından % 200 organik un ise ekmeklik un karışımı , alışveriş yaptığım organik çiftlikten geldi muşmulalar anneciğimin bahçesinden olgunlaşmayı bekliyorlar
işte bugünün sorusu ;
ekmek yapma makinası almak istiyorum. aradığım özellikler ; haznesinin çok ufak olmaması ,bıçağının katlanması , üzerinin güzel kızarması .
bu özelliklere sahip iki marka buldum . morhpy richards ve breville bunlardan birini kullanan birileri varmı acaba ? ya da sizin tavsiyeniz ?
-anne açım diye seslendi . böyle bir çağrıya, hangi ana yüreği dayanırki ? hemen daldım mutfağa , öğle yemeği yemedinmi ? diye söylenerekten kuru fasulye varmış da canı istememiş bak bak bak kuruyu bulmuş da beğenmiyor minnoş. halbuki tam gün okula vermemizin nedenlerinden biri, okulun yemeklerinin beşyıldızlı olması her ay gelen yemek listesini incelerken, ağzımın suyu akıyor adeta hele salata barı evlere şenlik ; kısır, mercimekli köfte, yaprak sarma, acılı ezme ... daha sayayımmı ?
işte bizim buldumcuk ; beğenip de yemiyor bazen o yüzden hemen mutfağa girip pratik tavuk döneri yaptım ;
( foto çekene kadar minik fare kemirdi tabii )
gerçekten pratik pide ekmeğini kesip, üzerine içine zeytinyağı damlatılıp, biraz kaynatılmış domates sosu döküyorum tavuk döneri üzerine yayıyorum ( donuk olarak satıldığı için ) dooğru fırına . kızarınca ; kızdırılmış tereyağı gezdir , servise hazır yanına da mis gibi ayran , yemek olmadığında kurtarıcım oldu artık
sonra da girdim mutfağa başlasın bakalım akşam hazırlığı ;
o zamana kadar mideyi yatıştırmak lazım gelsin nişastalı kurabiye ;
çorum ganimetlerinden bunlar . bu gidişimde tereyağ , kuşburnu marmelatı , kuru fasulye , nohut felan getirdim orada fiyatları daha uygun kuşburnu marmeladını annemler bu sene köyde yeni yeni yapmaya başladılar halbuki çorumda evlendiğimden beri görüyorum yapımı bayağı zahmetli, ayrıca meyvesini toplarken, çalılarındaki dikenlerden dolayı eldiven giyiliyorn uzun uzun kaynatılıp kevgirden geçiriliyor ya da robottan sonra elekten bir kez daha geçiriliyor ve tekrar kaynatılıyor ikinci kaynatmada şeker katarsanız, kiremit rengine bakan marmelat elde ediyorsunuz eğer pekmezle tatlandırırsanız, daha koyu ve buruk bir tada sahip oluyor kilosu 7 tl yapmaya değmez o yüzden aldık bol bol bir de bunlar var ;
beyaz pekmez ; normal pekmez ( zannederim üzüm ) yumurtayla çırpılıp beyazlatılıyor ,kremamsı bir tadı var sanki biz seviyoruz
yumurtalar köyden ; teyzemin tavuklarından % 200 organik un ise ekmeklik un karışımı , alışveriş yaptığım organik çiftlikten geldi muşmulalar anneciğimin bahçesinden olgunlaşmayı bekliyorlar
işte bugünün sorusu ;
ekmek yapma makinası almak istiyorum. aradığım özellikler ; haznesinin çok ufak olmaması ,bıçağının katlanması , üzerinin güzel kızarması .
bu özelliklere sahip iki marka buldum . morhpy richards ve breville bunlardan birini kullanan birileri varmı acaba ? ya da sizin tavsiyeniz ?
10
yorumcu
Etiketler:
biz,
organik,
tarifler
22 Kasım 2010 Pazartesi
hayatınızın erkeki tam da selinka kardeşten gaza gelip, diyete niyetlendiğiniz şu günde size fırından yeni çıkmış tahinli çörek alıp gelse ne yaparsınız ?
a) seni gidi diyet düşmanı diye çemkirirsiniz
b) içinizde sanki biri odun sobası tutuşturmuş gibi sıcacık olursunuz
c) gözleri kırpıştırıp baygın baygın bakarsınız
d) daha soğumadan mideye indirirsiniz
e) canım istemiyor deyip burun kıvırırsınız
a) seni gidi diyet düşmanı diye çemkirirsiniz
b) içinizde sanki biri odun sobası tutuşturmuş gibi sıcacık olursunuz
c) gözleri kırpıştırıp baygın baygın bakarsınız
d) daha soğumadan mideye indirirsiniz
e) canım istemiyor deyip burun kıvırırsınız
10
yorumcu
Etiketler:
biz
Dedenin doruğu ?
İki günü çoğunluk gibi, et- but -kavurma telaşıyla geçirdik Çarşamba günü köy yollarına düştük ;
dedeler mevta ninelerin ellerini öpmek için . güzel karelerle mest oluverdik
köye yakın çamlık yolunda bir yatırın istirahatgahına konuk olduk bu sefer
pikniğimizi orada yaptık
eşimin ailesi de şu meşhur piknikseverlerden ama sessiz olanından
kaynım isim de takmış oraya, dedenin doruğu diye manzara güzeldi ; cep teliyle bu kadar yakalayabildik
dedeler mevta ninelerin ellerini öpmek için . güzel karelerle mest oluverdik
köye yakın çamlık yolunda bir yatırın istirahatgahına konuk olduk bu sefer
pikniğimizi orada yaptık
eşimin ailesi de şu meşhur piknikseverlerden ama sessiz olanından
kaynım isim de takmış oraya, dedenin doruğu diye manzara güzeldi ; cep teliyle bu kadar yakalayabildik
Dönüşte ninenin elini öperken yaşlılığın acizliği gözlerimizi yaşarttı
gençlik ne büyük nimetsin sen ! hesapsızca tüketilen yaşlılık ne büyük dertsin sen ! acziyetle harmanlanmış dünyaları versek de iadesi olmayan
20 Kasım 2010 Cumartesi
mecons mecons mecons
Uzun bayram tatili yoğun başladı bol bol mola vererek gittik
sonbaharın güzel renkleriyle bezenmiş hüzünlü ağaçları resimlemek ne zevkliydi ;
bu da bayramda giydiğim kıyafetlerden;
mola verdiğimiz yerlerde yöresel ürünler de satılıyordu ;
bu da bayramda giydiğim kıyafetlerden;
mola verdiğimiz yerlerde yöresel ürünler de satılıyordu ;
pazar günü akşam saatlerinde çoruma ulaştık.
evin buzz gibi soğuk odasına girince, yorgun teyyare sinir yumağı oluverdi o kadar da söylememe rağmen, önceden annem üşür diye tamam anladık ; kombinin termostatı mayınlı bölge lakin misafir de soğukta bırakılırmıki ? tabii soğuk anlayışı, donmayacak kadar olursa o başka küçük hesaplar bunlar ; doğalgazı yakma , hasta olunca da ilacı kovayla iç
basit insanların geçinme felsefesi ; öyleki insanı üç kuruş artırıcam diye rezil eden bilmezki ; ordan arttırdığın öbür taraftan gidiverecek sana verilen neyse onu alabileceksin hayatta oradan veya buradan
13
yorumcu
Etiketler:
gezmecik,
tatil
17 Kasım 2010 Çarşamba
sömür + sömür = semir + semir
gariban vatandaşımın çilesidir bu saf iyiniyetli birisini hiç kaçırmaz şerliler hemen tepesine binerler aldatmak için ya para bozdurmak bahanesiyle çalıp çırparlar ya da mezarlıklarda poşetleri şişirip şişirip satarlar başka ülkelerde böyle saflıklar varmı acaba ?
bir de şamanist gelenekler var ; sinsice içimize süzülmüş inanmasak da cazibesine karşı koyamadığımız ; nazar boncuğu , uğursuzluk kavramı ( kara kedi ,ayna kırmak ,merdiven altı ) 13 sayısı hele külli yalan doğum tarihim çünkü
ah bir de hıdrellez ateşleri var besbelli nerden içimize karıştıkları
e be istanbulda yaşayıp, saf kalmayı başarabilen insan ; öğrenemedinmi hala sağa sola çul çaput bağlamamayı ? ya da beben olsun diye mübareğin başında göbek atmanın nafile olduğunu ha mekkenin putları ha bilmemnerdeki çaput ağacı
çoğumuz da bilmeyiz şu dede veya bu babanın alevi dedeleri türbesi olduğunu ,hoş bir zamanların bakanının öyle olduğunu bile yeni öğrendi canım türkiyem uyuyorsun uyan artık al pusulanı eline dön fayda veren tek yere
kapanacağı o meşum güne kadar bütün kapılar sana açık artık
bir de şamanist gelenekler var ; sinsice içimize süzülmüş inanmasak da cazibesine karşı koyamadığımız ; nazar boncuğu , uğursuzluk kavramı ( kara kedi ,ayna kırmak ,merdiven altı ) 13 sayısı hele külli yalan doğum tarihim çünkü
ah bir de hıdrellez ateşleri var besbelli nerden içimize karıştıkları
e be istanbulda yaşayıp, saf kalmayı başarabilen insan ; öğrenemedinmi hala sağa sola çul çaput bağlamamayı ? ya da beben olsun diye mübareğin başında göbek atmanın nafile olduğunu ha mekkenin putları ha bilmemnerdeki çaput ağacı
çoğumuz da bilmeyiz şu dede veya bu babanın alevi dedeleri türbesi olduğunu ,hoş bir zamanların bakanının öyle olduğunu bile yeni öğrendi canım türkiyem uyuyorsun uyan artık al pusulanı eline dön fayda veren tek yere
kapanacağı o meşum güne kadar bütün kapılar sana açık artık
14 Kasım 2010 Pazar
yine mimdirik
benim dünyam mimlemiş sağolsun bayram bayram teyyare anlat anlat bitirmedi kendini bari yirmi soruyla bitirsin ;
EN SEVDİĞİM KELİME ; ERHAMERRAHİMİN
NEFRET ETTİĞİM KELİME; babana benziyorsun
NE HEYECANLANDIRIR ; ani sürprizler
HEYECANIMI ÖLDÜREN; eleştiri acımasızca her yaptığıma ama
EN SEVDİĞİM SES; ailemin sesi tatlı tatlı sohbet ederken
NEFRET ETTİĞİM SES ; cırlak konuşan herkes, kulağımı tırmalayan her sese tepkiliyim
HANGİ MESLEK DÜŞÜNÜLEMEZ ; hayvanlarla alakalı her meslek ödüm patlar da ( tırsık teyyare)
HANGİ DOĞAL YETENEK ; şarkı söyleyebilmek
KENDİM OLMASAYDIM ; dünyayı yönetenlerden olmak isterdim ama şimdikilerden değil onların dini para sadece
NEREDE YAŞAMAK; gezerek yaşamak isterdim içime sinen yeri bulana dek aşkımla
EN ÖNEMLİ KUSURUM; fitili ateşe hazır bomba olmam hatta roket de diyebilirsiniz
EN KEYİF VEREN HUYUM; kafama koyduğumu yaparım genelde sonuç iyi olur bazen de hezimet
KAHRAMANIM; erkekim goncam olmazsa olmazım
EN ÇOK KULLANDIĞIM KÜFÜR; bugünlerde şerefsiz öyle çoklarki
ŞU ANKİ RUH HALİM ,yorgun - mutlu- umutlu
HAYAT FELSEFEM;demiri tavında döv- her şeyi zamanında hallet- yarına bırakma idealistim açıkçası
herkes söylediğini yapmalı göründüğü gibi olmalı demi ?
MUTLULUK RÜYAM; dünyevi olarak iş hayatındaki pürüzleri sağlık sorunlarını halletmiş neval emekli olmuş eşiyle serbest zaman geçiren çocuklarını okutmuş adam etmiş ailevi takozları da yolundan çekmiş
uhrevi olarak ... sormaya gerek varmı ? firdevs cenneti ve mevlamın cemali tabiiki
MUTSUZLUK, kanaatsizlik ve kötü huylar
NASIL ÖLÜM; şehid olarak
MEVLANIN CENNETTE NE SÖYLEMESİNİ İSTERİM ?; eşini sana burada eş olarak veriyorum hurisiz olarak
mimi gönderdim gitti ;
atölye kedi
aysultan
dıshekus
yeter bu kadar mimdirik ! hadi bekliyos dökülün bakalım !
EN SEVDİĞİM KELİME ; ERHAMERRAHİMİN
NEFRET ETTİĞİM KELİME; babana benziyorsun
NE HEYECANLANDIRIR ; ani sürprizler
HEYECANIMI ÖLDÜREN; eleştiri acımasızca her yaptığıma ama
EN SEVDİĞİM SES; ailemin sesi tatlı tatlı sohbet ederken
NEFRET ETTİĞİM SES ; cırlak konuşan herkes, kulağımı tırmalayan her sese tepkiliyim
HANGİ MESLEK DÜŞÜNÜLEMEZ ; hayvanlarla alakalı her meslek ödüm patlar da ( tırsık teyyare)
HANGİ DOĞAL YETENEK ; şarkı söyleyebilmek
KENDİM OLMASAYDIM ; dünyayı yönetenlerden olmak isterdim ama şimdikilerden değil onların dini para sadece
NEREDE YAŞAMAK; gezerek yaşamak isterdim içime sinen yeri bulana dek aşkımla
EN ÖNEMLİ KUSURUM; fitili ateşe hazır bomba olmam hatta roket de diyebilirsiniz
EN KEYİF VEREN HUYUM; kafama koyduğumu yaparım genelde sonuç iyi olur bazen de hezimet
KAHRAMANIM; erkekim goncam olmazsa olmazım
EN ÇOK KULLANDIĞIM KÜFÜR; bugünlerde şerefsiz öyle çoklarki
ŞU ANKİ RUH HALİM ,yorgun - mutlu- umutlu
HAYAT FELSEFEM;demiri tavında döv- her şeyi zamanında hallet- yarına bırakma idealistim açıkçası
herkes söylediğini yapmalı göründüğü gibi olmalı demi ?
MUTLULUK RÜYAM; dünyevi olarak iş hayatındaki pürüzleri sağlık sorunlarını halletmiş neval emekli olmuş eşiyle serbest zaman geçiren çocuklarını okutmuş adam etmiş ailevi takozları da yolundan çekmiş
uhrevi olarak ... sormaya gerek varmı ? firdevs cenneti ve mevlamın cemali tabiiki
MUTSUZLUK, kanaatsizlik ve kötü huylar
NASIL ÖLÜM; şehid olarak
MEVLANIN CENNETTE NE SÖYLEMESİNİ İSTERİM ?; eşini sana burada eş olarak veriyorum hurisiz olarak
mimi gönderdim gitti ;
atölye kedi
aysultan
dıshekus
yeter bu kadar mimdirik ! hadi bekliyos dökülün bakalım !
bu günlerde abbas yolcu
yine yorgun akşamlardan birinde; bezginlik iliğe kemiğe işlemişken ellerin klavyeye tık tık basması da ne oluyor şimdi ? zihin çalışıyor, tatile girmemiş demekki gözler kapansa da .
sevgili bakırköy... çoğunun aklına akıl hastanesi olarak gelse de, ilk göz ağrım semt, tıkır tıkır gezdik biraz goncamla ayaklarımın koparcasına ağrıma sebebi de bu zaten
iş çıkışı esnaf ve sanatkarlar odasına mecburi ziyaret yaptık oradan boncuğumun istediği kitapları almak için istasyon kitapçılarını gezdim biraz hediye alışverişi derken iftar oluverdi malum mübarek günler ;
ev dönüşü küçük minnoşu dersaneden aldık, migrosa uğradık dıy modasına heveslendim hediyeler için almayı da vermeyi de vermeyi pek severim ama bu sefer dıylayasım var
bir de temizlik; olmazsa olmaz , bavul hazırlanacak, akşama anneciğim gelecek , kısacası dünya telaşı var epey ;
çoruma gidiş , hem yol meşakkatli, hemde hazırlık zor kime ne götürülecek ? kafa patlat şimdi hazırlığımı bitirdim, rahatım bavul tamam , hediyeler dıylandı şeker kutularını kapladım; içine basit şeyler koydum herkese ufak ufak çocuklara şeker ,incik boncuk, kitap, cd büyüklere havlu, çorap mum vs bir de şu malum kupalar hediye paketi yaptım; kurdelalı felan güzel oldu lakin bavula koymadan resimlemediğim için hayalle yetinin artık
hediye meselesi fena geriyor artık kaç defa gidersem gideyim elim boş gidemiyorum sanki bekliyorlar gibi geliyor kaynanam getirme dese de ,ne bileyim ayıp geliyor o yüzden ne alsam ? diye düşüne düşüne bir hal oluyorum ritüel olmuş artık kaynanam sağolsun gelmeden önce hep sorar ne istiyorsun diye ? hemen sayarım yağ, fasulye, yaprak ,un vs vs malum çorum unu meşhur, yağı da sadeyağ; yemeklere biraz katıyorum güzel oluyor kendisi de dışardan aldığından ısrarla ödemek isterim kabul etmez o yüzden ona hediyelik eşarp alırım her sene bir de yarışmasa süper olacak
neyse işlerim bitti, annem geldi tavuk iskender yaptık ; fırın tepsisine pideleri kesip, minik minik döşedik üzerine pişmiş tavuk yaprak döner, onun üstüne de zeytinyağıyla biraz kaynatılmış domates sosu gezdir ,doğru fırına
az kızarınca çıkardım kızdırılmış tereyağ, yanında ayran ve pilavla nefis oldu
yemekten sonra, zeytun ablaya geçtik hay geçmez olaydık çay, tatlı, ceviz kayısı ( malatyalı olup da kayısı olmazmı ? ) tıksırana dek yedik maalesef , nefes alamıyoruz,çareyi soda şişelerini devirmekte arıyoruz
neyse yedik, içtik ,güldük, oynadık şimdi bize müsaade
sevgili bakırköy... çoğunun aklına akıl hastanesi olarak gelse de, ilk göz ağrım semt, tıkır tıkır gezdik biraz goncamla ayaklarımın koparcasına ağrıma sebebi de bu zaten
iş çıkışı esnaf ve sanatkarlar odasına mecburi ziyaret yaptık oradan boncuğumun istediği kitapları almak için istasyon kitapçılarını gezdim biraz hediye alışverişi derken iftar oluverdi malum mübarek günler ;
ev dönüşü küçük minnoşu dersaneden aldık, migrosa uğradık dıy modasına heveslendim hediyeler için almayı da vermeyi de vermeyi pek severim ama bu sefer dıylayasım var
bir de temizlik; olmazsa olmaz , bavul hazırlanacak, akşama anneciğim gelecek , kısacası dünya telaşı var epey ;
çoruma gidiş , hem yol meşakkatli, hemde hazırlık zor kime ne götürülecek ? kafa patlat şimdi hazırlığımı bitirdim, rahatım bavul tamam , hediyeler dıylandı şeker kutularını kapladım; içine basit şeyler koydum herkese ufak ufak çocuklara şeker ,incik boncuk, kitap, cd büyüklere havlu, çorap mum vs bir de şu malum kupalar hediye paketi yaptım; kurdelalı felan güzel oldu lakin bavula koymadan resimlemediğim için hayalle yetinin artık
hediye meselesi fena geriyor artık kaç defa gidersem gideyim elim boş gidemiyorum sanki bekliyorlar gibi geliyor kaynanam getirme dese de ,ne bileyim ayıp geliyor o yüzden ne alsam ? diye düşüne düşüne bir hal oluyorum ritüel olmuş artık kaynanam sağolsun gelmeden önce hep sorar ne istiyorsun diye ? hemen sayarım yağ, fasulye, yaprak ,un vs vs malum çorum unu meşhur, yağı da sadeyağ; yemeklere biraz katıyorum güzel oluyor kendisi de dışardan aldığından ısrarla ödemek isterim kabul etmez o yüzden ona hediyelik eşarp alırım her sene bir de yarışmasa süper olacak
neyse işlerim bitti, annem geldi tavuk iskender yaptık ; fırın tepsisine pideleri kesip, minik minik döşedik üzerine pişmiş tavuk yaprak döner, onun üstüne de zeytinyağıyla biraz kaynatılmış domates sosu gezdir ,doğru fırına
az kızarınca çıkardım kızdırılmış tereyağ, yanında ayran ve pilavla nefis oldu
yemekten sonra, zeytun ablaya geçtik hay geçmez olaydık çay, tatlı, ceviz kayısı ( malatyalı olup da kayısı olmazmı ? ) tıksırana dek yedik maalesef , nefes alamıyoruz,çareyi soda şişelerini devirmekte arıyoruz
neyse yedik, içtik ,güldük, oynadık şimdi bize müsaade
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)