30 Ağustos 2013 Cuma
Restoran meconlarım
Bilmeyenler için mecon macera demek, kaynanamca :)
Her aile gibi biz de dışarda yemeğe gideriz. Kuru kızım ankarada olduğundan ergen oğlum da bize takılmayı out gördüğünden genelde erkekimle beraber oluruz yemekte. Kendime saat aldım göstermesem olmaz ;
Gıda bizim işimiz olduğundan ve dönen dolaplardan haberdar olduğumuzdan sebeple her yerde yiyemez olduk ahali. Kebabı ziyada yeriz mesela. Eti temiz , çalışanları eğitimlidir, müşteri velinimetimizdir odaklı çalışırlar. Ama bazı şubelerde hüsrana uğradığımız doğrudur. Mesela ramazanın ilk haftası karşıya gitmiştik eşimle elimdeki lekeler için. Ayrıntılar sonra. Ordan iftar yapmak için dudullu şubesine geldik. Tabii ramazandaki klasik doluluktan , kafe tarafında iki kişilik masaya alındık ve şaşırmalar başladı ; meşrubatlar bir saat önceden masada haliyle ılık , masalarda tuz , garsonlarda eğitim yok. Bir standarda alıştığınızda hayalkırıklığı makus talihi oluyor çokca.
Neyse biz herhangi bir ocakbaşında iftar açtığımızı düşünerek yaptık iftarımızı. Lakin sonradan mail attım firmaya. On dakika sonra şube müdürü telefondaydı, bir sonraki gün de halkla ilişkiler müdürü. Söylemiştim müşteri odaklı çalıştıklarını. Özürler dilendi , başka şubeye davet edildik; tabii ki fatih.
Orada yaptığımız iftar ilkinden o kadar farklıydı ki; pervanelerin sıçrattığı buharı tabağımızdan ve kaşığımızdan temizleyen, size yol veren ve göz göze gelmeyen elemanlar, tabağınızdaki bittiği anda diğer yemekle yanınızda beliren garson vs hepsi ziya farkını gösteriyordu. Yok bildiğin yere gideceksin arkadaş. Floryaya gitmek isterdim aslında ama yazın terasta ağırlıyorlar ve masaların altında gezen kedilere hala bir çözüm bulamamışlar. Buldukları gün ordayım kısmetse.
Yazılarımı okuyanlar bilir kediden köpekten korkarım, hatta sıcakkanlı tavuklara da fazla yanaşmam. Aynı zamanda ,insan hariç kalbi atan hiç bir canlıya da dokunamam, ister kuş ister civciv . İşte bu yüzden. yazın masa altlarında gezen kediler kabusum. MazaAllah değseler tavana zıplamakla beraber, sesimin son perdesince cırlarım korkarım. O yüzden içerilere mahkumum.
Geçenlerde bayramda obaya gittik bir de. Manzar nefis , menü de fena değil , lakin yemekten sonra masayı karınca basması da neymiş ? Yetkililer bir çare bulmalı kısa zamanda. Ordan istinye park avm ye geçtiğimizde , yediğimiz sufleden mi , karıncalardan huylanmadan mı bilinmez kaşınan iki tiptik biz :)