31 Mart 2013 Pazar

Huzurlu sokak



Çoğunluk takip ediyor etmeyenler de aşina zaten meşhur diziye. Reytinglerini de aralarda verilen reklamlardan az çok tahmin ediyoruz.

Nedir acaba bu teveccühün sebebi ?
Kısaca kaybedilen şeylere duyulan umutsuzca özlem.
Nasıl yani ?


Apartmanlaşmayla biten mahalle olgusu , nesli kesilen duygular; yardımlaşma ve empati  yoksunluğu
Herkesin kabuğuna çekilip kendiyle haşır neşir olması,buna rağmen dertlerin ,otomatik ve dijital dünyanın tüm kolaylıklarına rağmen ,işlerin ve güçlerin yitip bitmemesi , aksine tirişkadan nağmeler misali türeyip bizi tüketmesi . Hepsinin tuzu biberiyse ; devleşen bencilliğimiz

Sonuç ;biteviye ümitsizlik , artan intihar ve cinnetler , sudan sebeplerle cinayetler ...
İşte bu yüzdendir ;  ekrandaki birbirine her an yardıma hazır kişilikleri hasretle izlememiz. 100 metrekare kutularda otururken ,kendi sokaklarında kocaman bir aile olan kişiliklere imrenmemiz.
 muhabbetimiz mail - mesajla sınırlanmışken , derdini açanları pür dikkat izlememiz bu yüzden işte.

Çözüm; zor. Kutu kutu dairelerden burnumuzu çıkarıp komşuyu tanımalı önce, yardıma koşmalı karşılığını peşin peşin beklemeden. Hafta sonu bilmem ne avm'de taban tepmek yerine kameriyede çay içmeli komşumuzla karşılıklı.

Halbuki anamızdan atamızdan böyle mi gördük de bu hale geldik ? Hadi biz geldik geçiyoruz , içe kapalı yetiştirdiğimiz çocuklarımızın akıbeti ne olacak ? Merak ediyorum desem yalan olur



30 Mart 2013 Cumartesi


Şurada Okuduğum samimi endişeden dolayı yazma gereği duydum bir kaç satır . Daha önce de yazmıştım bu konuda.
Şirazesinden kaydırılan tesettür hakkında.

Tesettür bir ölçüdür arkadaşlar.
 Kuralları vardır ; saymaya gerek yok ,ilgili herkes bilir bunu
Zevkinize göre küçük oynamalar yapabilirsiniz desen -renk gibi  ama keyfinize göre giyindiğinizde tesettür kombini adı altında , vebal altına giriverirsiniz , sizi model olarak almış kanmaya hazır bilgisiz dimağlar karşısında .

Pantolon üstüne blüz ya da hırka , kollar sıvalı, dudaklar rujlu tesettüre dair tek iz ; burada ne işim var dercesine baştaki garip kalmış örtü .

Bunu tesettür diye sunuyorsunuz millete. Neyi pazarlıyorsunuz? Aklınızca milleti tesettüre ısındırmaya mı  çalışıyorsunuz?

Hayır , örtünmenin altını oyuyorsunuz ; bilerek ya da bilmeyerek .
Sizin de payınız yok mu normal boy etekle siyah çorap giyen , ya da tişört - kot giyip gezen örtülü kızlarda ?

Ya aileler ?
Örtünsün de nasıl olursa olsun diye mi göz yumuyor ? Yoksa söz geçirmekten mi acizler ?
Ah bir de başı kapalı eli sigaralılar var , o konuya hiç girmeyelim mümkünse

25 Mart 2013 Pazartesi

bursaya gidek mi?


dedik ve gittik .
söylemişimdir kesin; pek severim bursayı.her gittiğimde de ayselde kalırımz.  o da bizi bir gezdirir sağolsun, feleğimiz şaşar,başımız döner. 

bu sefer goncamla ikimiz sessizce kaçtık ,çocukları birbirine bırakıp.ikinci bahara doğru gidiyoruz sanki ?
feribottan inince  asırlık  çınarın altında harika kahvaltı;


kafamızı dinlemek için oylat kaplıcalarına gittik,iyi de oldu iliğimiz kemiğimiz ısındı ayol. gidenler bilir aslanın kafasından gümbür gümbür akan suyun yaptığı masajı !


otel sakin mi sakindi ,iki gün kafa dinledik .hele odun ateşinde pişen çayı içerken,  yeşillikler arasında zihin detoksu yapmak .   hiç bir şey düşünmeden ve konuşmadan sadece yeşili seyretmenin insana verdiği dayanılmaz hafiflik güzeldi.     istanbulda ter dökerken otelde soba yaktık ,


dönüş gününde avm maceramız oldu ve evet yine bol bol aradık. 
bursaya gidilir e iskender yenmezmi? hem de menbaından yedik 
dönüş yolunda kahve molası;


dönüşteki zayiata bakarsak;
yanlış yapılmış internet alışverişi,iki gece arkadaş ağırlama...

22 Mart 2013 Cuma

Tırtıl yeme kılavuzu

Önce itinayla biber alınır ,mümkünse üzeri lekesi olanlardan.
Misler gibi yıkanır kahvaltıda yenmek üzere.
Sonra,hoş bir sohbet eşliğinde  gülüş cümbüş bilumum kahvaltiliklardan atıştırılırken sıra gelir biber efendiye.
                                         

Hart diye ısırırsın kocaman bir hevesle.
Aaa o da ne ? Dudağına değen yumuşak bişeyler var sanki. Gözlerin odaklanmasiyla nesneye,
Hooop bir kosu banyoya.
Başlasın bakalım nağmeler inceden inceye.

11 Mart 2013 Pazartesi

gezelim biraz da


yeni çalışma programımız goncamla aynı gün tatile izin verdi vereli istanbul oldu kazan biz kepçe karıştırır durur olduk .   neresinin nesi meşhursa ( internet sağolsun ) arayıp bulur , ( navigasyona şükür ) gider olduk.

mesela durduk durduk çıkasımız geldi Çamlıca'ya;




















dönen terasta (şansımıza bozuktu o gün) bu manzara nasip oldu bize;


 bu da meşhur çiğbörekçi maceramızdan;

9 Mart 2013 Cumartesi

Şarj olmak lazım

  Sikayet ederim kendime ve cevremdekilere zihnimin acınacak halinden.    kabahati tiroid sapitmalarina atsam da goncam hep jet hızıyla okuduğum kitaplarıma bağlar konuyu , ara ver diye söylenir konu açıldıkca.

İki günlüğüne ara verdik biz hayata.yesil Bursa'ya gittik evi ve cocukları bosverip.butun amalara kulak tikayip.     hos giden bir memnunsa,kalan bes mutlu oldu.    eve arkadas çağırmalar,uçsuz bucaksız gezmeler oh oh her gün gitsek kalın  diyen  olmayacak belli ki.


Bursa'yı nasıl da severim,sık sık gidesim ve gezesim vardır,lakin hep lafta kalırdı.   bu sefer kaplıcayı bahane ettik,meşhur aslanın ağzına sırtımızı verelim de,   kulunclarimizi çözelim dedik.eh iyi de ettik galiba.

Oylat'ı gidenler bilir;dagın tepesinde sınırlı yerleşim ,mis gibi hava,billur gibi suyu ve hamamlarını,organik köylü pazarını.     gerci teyzeciklerin organik sattığına emin  değilim ya .  iki gunümüz hamam-dinlenme-yürüyüşle gecti.     siril siril akan su sesleri arasında burada oturduk.sessizliği dinledik huzur bulduk.

lk Bursa kahvaltımızı Türkiye'deki en yaşlı ağacın altında yaptık,   güzeldi.yine yapasım var bir koşu gidip.  donecegimiz gün ,otelden çıkış yapıp Bursa çarşılarına attık kendimizi.gidip de havlu almadan gelinir mı hiç ? eski kara tezgahta havlu dokuyan bir atölyeden havlularımızı da alıverik ne gam ne keer kaldı ne e kulunç
sanki eski bilgisayarım küsmüş de ddd lerde sapıtıyor gibi  :/

4 Mart 2013 Pazartesi

yağmurun getirdiği




Akşam üzeri işten çıkarken yağan yağmurun altında umarsızca dikilen iki yeniyetme kızcağız nerelere aldı götürdü beni .Tunayla okul çıkışı iliklerimize dek ıslandığımız o güne ;  şimdi rahmetli olan arkadaşımla

Mübarek nasıl yağıyordu o gün ; hani önce ıslanmamak için hızlı hızlı felan yürürsünüz baktınız yol uzun boşverirsiniz her şeye. İşte öyle bir gündü  ; kolkola  aheste aheste yürürken neler neler konuştuk kimbilir ?
Net hatırladığım şeyler ; minyon arkadaşımın koluma asılıp asılıp cıvıldaması ve her adım attığımızda ayakkabımızdan çıkan vıcık vıcık ses.

İşte bugün o kızçelerde de vardı o önünde kocaman bir hayat olanların pervasız havası .
Ve biz hep öyle olacağız sandık. Ta ki Sağımız solumuz ağrımaya başlayana ve gözlerimize hüzün yerleşene dek.
Orta yaş hezeyanları bunlar biliyorum her çiçeği burnunda genci görünce anılarla depreşen. Ömrümüz varsa ihtiyarlıkla nasıl başedeceğiz ?
Umarım ibadetle taçlandırarak .


Not: babamın kızıyım ,her sohbeti O'na giden yola davetle bitirirdi. Ne mutlu icabet edene.

1 Mart 2013 Cuma

Gece yarısı haberleri

                                             

Ay buraya yazmayı nasıl özledim anlatamam. Ne kadar çok havadis birikti bilseniz. Malum umre ziyaretimiz oldu gittik pek kısa geldi doyamadık kalbimizi orada bıraktık geldik. Bir ay oldu şimdidn pek çok özledik. Gitme planları kurar olduk

Gitmeden önce eşimin istemedn kurduğu komployla düştüm ve omzumdaki kası yırttım. Ne beceri ne beceri .... Ve başladı doktor gezmeler sonrasında fizik tedavi seansları  şimdi daha iyi olsam da en az altı ayda geçebileceğini öğrendik hüsranla o da kollarsak  sağ el +telaşe memuru : ümitsiz vaka

Gelen gidenimiz fala oldu şükür sol elle  mutfaklara hapsolsam da misafir ağırlamak oraları anlatırken tekrar yaşamak her şeye değer.

Oğlumun doktor randevusu geldi bizde de başladı stres ; sonuçlara dair. Giderken babaannesine bırakmıştık iğnelerini aksattığından şüphelensek de yalana itmemek için üstelemiyoruz ama içim içimi yiyor.

Zorunlu tatil günlerimde tam bir gece kuşu oldum geç yatıp geç kalkan , kısacık kış günlerinde işini bitirmeye çalışan. Bol bol alışveriş seanslarım oldu , bir sürü etek blüz aldım  bir de hiç yanımdan ayırmadığım kaşmir bir şal. Bugün eşime alışveriş yaptık ona bişeyler almaya bayılsam da bazen çocuk gibi mızmızlık edip tepemi attırıyor doğrusu. Neymiş? Alışverişe çıktığında bişey görüp bunu alayım deyip almalıymış  fiyatı nasıl bedeni var mı diye düşünmek de bendenize  kalıyor herhalde
Aslında alışverişini yaparım da sonra olmayınca üstüne değiştirmek felan iki iş oluyor doğrusu ama böyle de onu denemem bu ne böyle diyen bebe avutuyoruz doğrusu


Bu akşam canım nasıl hamsi çekti alışverişten sonra balıkçıda aldım soluğu garson hamsi tatsız tuzsuz önermem diyivermez mi ? Çaresiz b ve c şıkkında karar kılsak da teşekkür edip kalkmak en iyisiymiş ,öğrendik.

Bir yaş daha aldım istemeden de olsa , goncam harika bir saat aldı bayıla bayıla takıyorum .   resmini koyaydım iyiydi , lakin pek hazetmediğim bloggerda aynısını kocam hediye etti diye görünce ürperip vazgeçtim doğruya doğru şimdi

Yarın akşam sinema gecemiz , bir film seçeceğim az sonra ama kelebeğin rüyası olmayacak , teşekkürler seyhancık . Kurukızım da stajda o da gelecek akşam değmeyin keyfime yani