yoksa tragedyası mı demeliyim ?
garip olan şu ki; bazen muhatabımızın davranışları, kızgınlık lavlarına atarken, en küçük bir mimiğin ya da jestin, kalbimizi sıcacık edip, başımızı kaf dağına erdirmesi.
herhangi birisiyle yaşasak da bu durumu nadiren, en sık ailemizle olduğu kesin. misal; erkekimin dağınıklıklarını, bazen söylene-kıza toplarken, bazen de bizim tabirle zıbıtılmış eşyalarda, nerdeyse bir boynu büküklük, daha ileri tabirle, sevimlilik bulabildiğimi söyleyebilirim. tamamen o anki ruh haletime bağlı. ya da hormonlarıma. tiroid hastalarının, hormon durumu ciddidir aslında; sağı solu belli olmaz.
bardağın dolmasına kalmış olan bir damla da olabiliyor bu sevimli ihmal, kalbimin taşmasına da. bakınız sevimli diyorum; demek ki yumuşaklık mevzubahis, hali hazırda.
galiba ikili ilişkilere yön veren; geçmiş hikayeler. geçmişte ne yaşadıysan karşındakiyle,nasıl bir kanı oluşturduysa sende, onun ışığında bakıyorsun muhatabına.
genç kızken, yanaktan öpmeyi sevmiyor diye önbilgi aldığım, bir bayanla tanıştırılmıştım. güya haberli olduğumdan, öpmeme kararı aldığım halde, tamamen alışkanlıkla seğirttiğimde, yüzünde oluşan canı sıkılmış ifadeyi ilgiyle izlemiştim.(o zaman ayıplanan bu tutum,şimdilerde ne kadar alışılmış )* işte o bayanla geçen sahneden sonra, devam eden sohbetin nasıl da tutuk kaldığını hatırlıyorum.
yine bunun gibi, sinirlendiğim şahısların sarılmalarına karşın kendimi tuttuğum vaki olmuştur, itiraf ediyorum. şimdilerde çocuksu bulduğum bu davranış karşısında, muhatabımın gözünde çakan bir anlık kıvılcımla beraber, aradaki mesafenin fersahlarca arttığını ve bu kadar uzaktan, o kişiyle letişimin sıfır olacağını tahmin etmek zor değil.
neyse ki, hayat arkadaşımızla aramıza muhabbet hasıl etmeseydi, söylenen en ağır sözün unutulmasını sağlayan ve gözgöze sevgiyle bakışı seven, sevgili Rabbimiz ; ne olurdu halimiz ?
en basit ifadeyle , aile mefhumu kalmaz, toplum zina yumağıyla çapraşık hale gelirken, kimsesiz çocuk nüfusu patlardı. ahlaki çöküş ve tam bir kaos. tıpkı, şu an gavuristan ülkelerinin, asırlardır gözardı ettiği din mefhumuna sarılarak, çıkmaya çalıştıkları bataklık gibi yani.
aloo ? duyuyormusunuz ateistler ?
* öpmek derken, bütün bayanlar bilir aslında; bu eylemin, yanakları hafifçe birbirine değdirmekten ibaret olduğunu.
3 Kasım 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum:
Allahım sen beni öldüreceksin nevalim:)))))
nerden bulursun bu dünyaları :)))) cevap gelmedi volkan,ateş kim?????
sevgilerimle bacım:)))))
O DEDİĞİN HİS OLMASAYDI BİR ERKEKLE AYNI EVDE YAŞAMAK EPEY ZOR OLMUŞTU:)
SELİNKA; hamarat arkadaşım becerilerini döktürürken,naçizane yazıyorum ben de
NABRUT; kavalın nağmeleri pek dertli nabrutum ?
O hisleri bende yaşıyorum,acaba bendedemi tiroid var?:)Aslında Nevalim biz hatunlar hep böyleyiz,acep tiroidin arkasınamı sığınıyoruz:)
Erkekine o anki bakışınla ilgili canımcım dediğin gibi.Bazen öyle nefret ediyorumki(Bu nadir oluyor)sonra an geliyor ben nasıl kızarım bu adama diyip,baktıkça içimin yağlarını eritiveriyor:))
LİMON ÇİÇEKLERİ; aman olmasın tiroid felan:(
lakin ahh o muhabbet olmasa karıkoca herkes yapışırdı herhalde herkes birbirinin boğazına.
ama yine de erkekler bazen,gıcıklıkta sınır tanımıyor
O muhabbet olmayaydı çoktaaaan kızlar babasız kalmıştı:)
Doktor ameliyattan sonra "tiroid bezleri vücudun orkestra şefidir" demişti. Demek benim şef gidince vücuttaki her şey ayrı telden çalmaya başladı. O yüzden değil günüm günüme saniyem saniyeme uymuyor:)
İKİZ ANNESİ;ne kadar doğru söyledin bak :)
LİLA; evet durum bu kadar ciddi maalesef.ve yıllarca iyorlu tuzlarla bozduk milletçe tiroitlerimizi
ahahha neval çok yaşa sen emi:))) alooo duyuyormusunuz ateistler lafında koptum,yerlere yattım resmen:))
bu arada ben deren ,memnun oldum,öpülmekten hoşlanırım:)
DEREN; hoşgeldin,taze soluk getirdin :)
öpeyim o zaman,muck muck :))
Yorum Gönder