bir zamanlar, bir kızcağız tanımıştım; pek de ilgilenmediğim . ikide bir ağlardı.
bir gün baktım,yine ağlamada . hayrola hatice dedim bugün ne oldu ? cevabı ; bir kaç gündür ağlamamıştım da, ondan ağlıyorum .
çok gülmüştüm. tabii yaş ;20 sevdiklerini kaybetmek ne bilmeyen , babasının ve aşkısının bir tanesi şımarıklar kraliçesi neval
20 yıl sonraysa , babasını kaybetmiş,oğlu hassas noktası , kızı gurbette, kardeşleri hasım olmuş neval; ağlamayı öğrendi
1 Nisan 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
izninle neval abla diye hitap edeceğim:)
neval abla sen böyle anlatıyorsun ya ben sanki kendimi buluyorum her satırda.
evin bir tanecik şımarık kızını ilerde neler bekliyor acaba diyorum.nabrut bu güzel günlerin tadını çıkar diyorum.
Canım aslında gençken hepimiz öyle küçük şeyler için dökmüşüz ki göz yaşını.O zamanlar çok önemli gelirdi.Şimdiyse keşke o dönemlerdeki gibi olsak tek derdimiz sınavlarımız olsa...
şimdi doğru takipteyim neval:))
bazıları ağlayarak rahatlıyor sanırım. benim de bir arkadaş vardı haftada bir gün ağlama günü yapardı. sonra gerçekten ağlanacak olaylar silsilesiyle karşılaşınca ne salakmışım diyebiliyor insan..
NABRUT; demek sen de benim gibisin sevgili nabrut. dediğin gibi, eğer tavsiye istersen,ailedeki sürtüşmeleri takma kafana ,arkana yaslan ve prensesliği keyfini sür .bunun yanında muhakkak eğer okuyorsan tahsilini tamamla,bir meslek sahibi ol,vasıflarına yenilerini ekle ,anne baban gibi gönüllü destekçilerin varken.eğer bir etiketin olursa o zaman hayatında daha fazla söz sahibi olursun,rüzgarın attığı yaprak misali savrulmazsın oradan oralara.
İKİZ ANNESİ; aynı söylediğin gibi bir ters bakış heyheyleri getirirdi başımıza,şimdi yavrularımızla uğraşırken ve savaşırken hayatla nelere katlanıyoruz ?
yaş büyüdükçe, dert büyüdükçe omuzlarımız da genişliyor ya nevalim. gençken omuzlar dar en küçük şeyi taşıyamaz hemen koyverirdik gözyaşlarımızı.
UYKUCURUK;hoşgeldin doğru yola ;)
senin o arkadaş belki de benim o arkadaş ?
insan gerçek acıyla tanışınca anlıyor ne kadar boş şeylere üzüldüğünü.
KÜÇÜK MUCİZEM; zaten hazırdı orada gözyaşları,ota samana bakıp ağlardık,hisler çağlayan halde gezerken.ah bir de aşıksan yandın gözün yaşı kurumazdı hiç.
Ben de dusundum Neval abla demem gerekiyor galiba diye :))
Ben buralara ilk geldigim seneler aglamistim ara ara ozlemden aileme de hic hissettirmemistim zaten annem telefonda basliyordu aglamaya :)) sonra alistim artik, kolay kolay aglayamam, Allah kimseyi aglatmasin.
Canım kıyamam. İnan hepimiz zamanla neler öğrenmedik ki. Ben tek başıma hayatı yüklenmeyi öğrendim. Sevdiğim insanları kaybetmeyi öğrendim :( Rabbim bize kaldıramayacağımızdan fazla yük vermesin...
NEW YORK'TAN; neval veya abla nasıl isterseniz :)
gurbetlik de zor yakın yer değil ki özleyince gelesin alışmaktan başka çare kalmıyor değilmi?
ASAHHARA;senin imtihanın da zor.amin bacım amin
hepimiz ağlayarak başlamadık mı hayata?.. ağlamak doğamızda var zaten. sadece bi yerden sonra anlamı değişiyor. iyi ki ağlayabiliyoruz diyelim, çünkü bu şekilde rahatlayan ne çok insan var.. :) sevgiler..
GÜLCAN; ne güzel söyledin ağlamak doğamızda var ,ağlamamak daha mı kötü ?
gözyaşlarım dinince cevap vereyim
Yorum Gönder