1 Nisan 2011 Cuma

itinayla ağlanır

bir zamanlar,    bir kızcağız tanımıştım;   pek de ilgilenmediğim .        ikide bir ağlardı.    
bir gün baktım,yine ağlamada .          hayrola hatice dedim  bugün ne oldu ?         cevabı ; bir kaç gündür ağlamamıştım da, ondan ağlıyorum .

çok gülmüştüm.       tabii  yaş ;20           sevdiklerini kaybetmek ne bilmeyen ,     babasının ve aşkısının bir tanesi şımarıklar kraliçesi      neval





20 yıl sonraysa , babasını kaybetmiş,oğlu hassas noktası ,  kızı gurbette,  kardeşleri hasım olmuş   neval;   ağlamayı öğrendi




11 yorum:

nabrut fıdıllıoğlu dedi ki...

izninle neval abla diye hitap edeceğim:)
neval abla sen böyle anlatıyorsun ya ben sanki kendimi buluyorum her satırda.
evin bir tanecik şımarık kızını ilerde neler bekliyor acaba diyorum.nabrut bu güzel günlerin tadını çıkar diyorum.

İkiz Annesi dedi ki...

Canım aslında gençken hepimiz öyle küçük şeyler için dökmüşüz ki göz yaşını.O zamanlar çok önemli gelirdi.Şimdiyse keşke o dönemlerdeki gibi olsak tek derdimiz sınavlarımız olsa...

Adsız dedi ki...

şimdi doğru takipteyim neval:))

bazıları ağlayarak rahatlıyor sanırım. benim de bir arkadaş vardı haftada bir gün ağlama günü yapardı. sonra gerçekten ağlanacak olaylar silsilesiyle karşılaşınca ne salakmışım diyebiliyor insan..

neval dedi ki...

NABRUT; demek sen de benim gibisin sevgili nabrut. dediğin gibi, eğer tavsiye istersen,ailedeki sürtüşmeleri takma kafana ,arkana yaslan ve prensesliği keyfini sür .bunun yanında muhakkak eğer okuyorsan tahsilini tamamla,bir meslek sahibi ol,vasıflarına yenilerini ekle ,anne baban gibi gönüllü destekçilerin varken.eğer bir etiketin olursa o zaman hayatında daha fazla söz sahibi olursun,rüzgarın attığı yaprak misali savrulmazsın oradan oralara.

İKİZ ANNESİ; aynı söylediğin gibi bir ters bakış heyheyleri getirirdi başımıza,şimdi yavrularımızla uğraşırken ve savaşırken hayatla nelere katlanıyoruz ?

Nil dedi ki...

yaş büyüdükçe, dert büyüdükçe omuzlarımız da genişliyor ya nevalim. gençken omuzlar dar en küçük şeyi taşıyamaz hemen koyverirdik gözyaşlarımızı.

neval dedi ki...

UYKUCURUK;hoşgeldin doğru yola ;)
senin o arkadaş belki de benim o arkadaş ?
insan gerçek acıyla tanışınca anlıyor ne kadar boş şeylere üzüldüğünü.

KÜÇÜK MUCİZEM; zaten hazırdı orada gözyaşları,ota samana bakıp ağlardık,hisler çağlayan halde gezerken.ah bir de aşıksan yandın gözün yaşı kurumazdı hiç.

New York'tan dedi ki...

Ben de dusundum Neval abla demem gerekiyor galiba diye :))

Ben buralara ilk geldigim seneler aglamistim ara ara ozlemden aileme de hic hissettirmemistim zaten annem telefonda basliyordu aglamaya :)) sonra alistim artik, kolay kolay aglayamam, Allah kimseyi aglatmasin.

Asahhara dedi ki...

Canım kıyamam. İnan hepimiz zamanla neler öğrenmedik ki. Ben tek başıma hayatı yüklenmeyi öğrendim. Sevdiğim insanları kaybetmeyi öğrendim :( Rabbim bize kaldıramayacağımızdan fazla yük vermesin...

neval dedi ki...

NEW YORK'TAN; neval veya abla nasıl isterseniz :)
gurbetlik de zor yakın yer değil ki özleyince gelesin alışmaktan başka çare kalmıyor değilmi?

ASAHHARA;senin imtihanın da zor.amin bacım amin

Adsız dedi ki...

hepimiz ağlayarak başlamadık mı hayata?.. ağlamak doğamızda var zaten. sadece bi yerden sonra anlamı değişiyor. iyi ki ağlayabiliyoruz diyelim, çünkü bu şekilde rahatlayan ne çok insan var.. :) sevgiler..

neval dedi ki...

GÜLCAN; ne güzel söyledin ağlamak doğamızda var ,ağlamamak daha mı kötü ?
gözyaşlarım dinince cevap vereyim