tahammül edemezsin eline değen, sevgilinin eli olmadıkça.
tesadüfi çarpmalardan bile huylanırsın, itersin tüm benliğinle o zavallıyı.
oysa sevgilin tutsa elini, ya da yanağını okşasa , gözbebeklerini yumuşatan,, içini ısıtan bakışlarıyla , teninden tenine , sanki görünmez sevgi huzmeleri yayılır.
ordan da kalbe giden bir yol var kesin ; bir atım tekler, belki de fazla gelen voltajdan, kimbilir..
işte, o akımı aldığın anda, senden mutlusu olmaz , üzüntüler uçar gider , kuş misali zihninden.
başın dik, gözlerinde yıldızlar, belki de 10 yaş gençleşirsin, bir anda. kadın veya erkek farketmez, sevgi insanı kanatlandırır her zaman . ışıldarsın adeta; seven -sevilen, bay- bayan
sevmek öyledirki ; beraberinde getirdiği , kamyon yükü dert ve sevinçle harmanlanmıştır .
herşeyine; ak düşmüş saçlarına , ihmal edilmiş sakalına bile sahip çıkmaktır, kıskanmaktır .
ama sadece maşuka yönelsin o bakışlar , ele el gibi bakmalı, hatta kayıp gitmeli üzerinden, boşluğa doğru
ahh... o ışıltı , çekmesin yasak gözlerin nazarlarını . istemem ki değsin o bakışlar , aşkımın sevimli göbeğine bile.
6 Ağustos 2011 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
hayırdır kıskanclık mevzusu gırdı araya galıba:)
ahh olmazsa olmazımız o bizim .
ya biz çok erken tükettik bu heyecanlarımızı :( ne kıskançlık ne bu derece yoğun romantizm kalmadı :(
umarım kısa sürmüştür
NİLHAN;kökü varsa yeniden yeşerir arkadaşım,önemli olan o kişiye özel olduğunu hissettirebilmek değilmi? o zaman biz de onun için özel oluyoruz ister istemez.hayat koşturmacası ise romantizmin baş düşmanı zaten.
ŞERİFE;izafi biraz kısalık.vereceği kadar zararı veriyor her zaman.
Ne güzel duygular böyle
Yorum Gönder