25 Eylül 2012 Salı

dedeler vardı eskiden.
oyunu bırakıp,koşup elini öpüp duasını aldığımız ,hiç tanımasak da.hiç de sıcakkanlı bir çocuk olamasak da.
başlarında istisnasız, hicazdan  gelme takkeler vardı, temiz bir gömlek iyi kötü bir ceket mutlakave bolcana kumaş pantolon,yani onların deyimiyle;  pantul. elini öperken misler gibi esans kokusu alırdık.


dedeler vardı eskiden.
istisnasız camiye giden,yüzüne baktığınızda O'nu hatırladığınız,boş konuşmaları ar sayan,karşılaştığınızda kendinizi toparladığınız. sözü kesilmeden dinlenen.

şimdi de var dedeler tabii; kot giyen göbek altından başlayan:(.çakma lakosla gezen,kelini perukla kapatıp saçını simsiyah boyayan gençlik özentisi.genç kızları kirli kıraathane camlarının ardından iki oyun arası pis pis süzen.
ya da markalı rüzgarlığı sırtına,afilli gözlüğü de gözüne taktı mı hele bir de varsa ayağında en gıcırından spor ayakkabı ,kendini delikanlı zanneden.
boş konuşanların şahı,ak saçlarını görmezcesine dünyaya kendini çelik halatlarla sarmalamış,kumanda müdürü amca.
karısını evde,arkadaşını manasız gevezeliklerle kahvede bunaltan.gençlik hevesi arabaya binen,lakin bir türlü yakışamayan.
hani şu iki tane çakıp ,gözlüğünü gözüne gömmek istediğimiz ...