elişi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
elişi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2011 Pazartesi

şu günlerde neval;

 başı kopmuş tavuklar gibi koşturup duruyor    habire durmadan ,durmadan     hadi şimdi iş kadını olduk çıktık sahi biz eskiden ne yapardık ev hanımları olarak ?  pc başında geçirdiğimiz saatler daha doğmamışken ?      dur biraz düşüneyim...





habire sil süpür yapardık, avarelikten          ayy     şurası tozlanmış ,      başlamışken bütün evi sileyim canım elime mi yapışır ?         deterjanlardan soluduğumuz gazların ömrümüzü yemesini saymazsak   evlerimiz bal-dök- yala idi,    her daim

 kek börek yapardık,   hem yemelik hem misafirlik          obezitenin yıldızı kolay parlamadı bu ülkede  elele çalıştık,  uzun yıllar





haftada bir gün muhakkak altın günümüz olurdu              hani şu kur'an okuyarak meşru hale getirmeye çalıştığımız             o gün   tıka basa yer,   ceplerimiz yeni tariflerle döner        akşam yemeğinde- ayy çok tokum-larla nazlanırdık kocamıza          bir ara bayağı azıtmıştım  z. teyzeyle geze geze ; akşamları hep toktum  lakin azarı da yemiştim,   neticede

oturduğumuz muhitle doğru orantılı olarak,    muhtelif elişleri yapardık ;   örgü  ,dantel vs          küçük bir mahallede oturmak,    30 yaşında dantel öğrenmemi sağladı





şimdiyse  varsa yoksa pc             çalışan için de aynı,  evde duran için de           bir şeymi merak edildi ? google'a yaz gitsin.            geçenlerde cep telefonunun ayarını bozdum,     bir arattım ki;  herkes aynı şeyi yapıp çare aramış           hal böyleyken tek dostumuz bilgisayarlarmı olacak acaba ?     zamanla kafamıza göre arkadaşlığı onlarda bulup,  başkasına eşe dosta ihtiyaç kalmayacakmı ?           baksanıza önceden eş dost ağırlanırken hafta sonları ,  artık filanca a.v.m. deki dönerci yasin ustanın konuğu oluyoruz

dur bakalım daha neler göreceğiz ?  demiştim zaten

1 Mayıs 2010 Cumartesi

cuma sabahı başlayan soğuk algınlığı hala sürüyor ve canımı sıkmaya devam ediyor
akşam boncuk kızım geldi ve babasının hazırladığı acemi işi yemekle karşılaşıverdi (halbuki bana yemek yapmayı o öğretmişti,yapmaya yapmaya unutmuş zağar şimdi anca çay demleyebiliyo)
hasta yatmaktan sıkılınca başladım eski elişlerimi karıştırmaya. bakın neler buldum unutup gitmişim
yıl 1991 kızıma hamileyken 2 ay kumaş boyamaya gitmiştim astarlık kumaştan pano yapmıştık sadece çerçevelemesi kalmış gayet kolay yaptığımı hatırlıyorum sevgili nehircce bilir biz restoratörlerin eli yatkındır böyle işlere çünkü biz bunları alçı vitray dersinde öğrendik
sonra bu çalışmam var keten kumaşa sarı kopya kağıdıyla resmi çıkarmıştık resimde görüldüğü gibi (bunun yarım kalan parça olduğunu anlamadınız tabii)
sonra kumaş boyasıyla boyuyoruz
gölgelendirmeleriyaptıktan sonra simli boyayla kenar kontürlerini geçiyoruz
resmin gerçekçi olabilmesi için püf nokta;gölgelendirmenin doğru yapılması . sonra kenarlardan kesip kumaştan çıkarıyoruz sehpa örtünüz hazır

bunlarda kanaviçe panolarım  ı love kanava
bunları kızıma bıraktım artık sağolsun onun elişine vakti yok ders çalışmaktan ona birşeyler yapmak çok hoşuma gidiyor .çok birşey yapmadım  ama hevesliyim birsürü şeye kendi çeyizine sadece seccade yapmış biri için garip bir durum biliyorum anne olmanın gereği herhalde evladına herşeyi vermek istiyorsun
şu laf geliyor aklıma korkuyorum;
analar kurar tahtını kızlar yapar bahtını...kızım için en büyük dileğim;onu kendisinden daha çok seven biriyle evlenmesi 
mutlu evlilikleri olanlar anlayacaktır dediğimi böyle bir sevgi beraberce çıkılan yolda bütün dertleri ,tökezlemeleri aşacaktır en büyük dertler bile sevdiğinin seni bağrına bastırarak sımsıkı kucaklamasıyla yarıya iniverir,sevincinin onun gözlerinde yansımasını gördüğün an iki katına çıktığını hissedersin
seni öyle bağlamıştırki sevdiğin ince ince yüreğine öyle işlemiştir ki; kim daha çok seviyor tartışması bitmiş senlik benlik ortadan kalkmış işte o zaman biz olmuşsunuzdur
böyle bir sevgiyi tadanlar asla daha azına razı olmazlar çatı katının dediği gibi sevdiklerinin günün birinde püf diye ortadan kalkacağından korkmaya başlarlar çünkü o olmadan siz yarım kalmaya mahkumsunuz kim yarım olmak isterki ?
duygu yoğunluklu bir post oldu oysa amacım basit şeyler yazmaktı şunu yaptım şunu giydim gibi ağır abla moduna girdim ilaçlarmı dokandı bana?
postumu bir soruyla bitiriyorum  içinizde şu makinaya dellenmeyen alıp evinin başköşesine koymak istemeyen varmı?