şikayet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şikayet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Nisan 2015 Cuma

Türkiye nereye gidiyor?

Başlığa bakıp aldanmayın bu siyasi bir yazı değildir. Şu aldatılmışlık duygusuyla başedebildiğim an gelecektir. Tamamen toplumsal bir yazı yazdım tam aşağıya.  Buyrun;
Son yılların popüler cevap beklenmeyen sorusu; cep yelefonu yokken ne yapıyormuşuz acaba?
Yanıt beklenmese de vereyim bir kaç cevap;
Eşe dosta oturmaya gidiyorduk
Cep telefonundan değil göre göre dokunarak alıyorduk ne alıcaksak artık
Parmaklarımız mesaj çekmekten değil dantel örmekten ağrıyordu
Arkadaşlar hiç bu kadarsık hatır sormamış,svgililer hiç bu kadar yüz göz olmamıştı
Hisler iletiler gibi anlık değil daha kalıcı idi
Kimse konum paylaşmadığından olsa gerek kimin nerede kimle olduğu bilinmiyordu. İyi mi kötü mü bilemedim
Daha çok aktivite vardı spor yapmak gibi.
Çocuklarımızı daha az merak ediyorduk çünkü birbirlerini dürtüp bu kadar gezmiyorlardı.
Ev ortak alandı şimdiki gibi bazı bünyeler için otel ve lokanta değil. Evet lokanta dedim restoran değil
Devamını sizden  alayım  dedimses çıkmadı blogger ölmüş galiba :)


15 Temmuz 2014 Salı

Model


Son on küsür yıldır mütedeyyin tabir edilen kesim ortaya çıktı durduğu kenar köşeden. Çıktı ama tam çıktı ; pardesüler kaplara , tuniklere ,başının örtüsü devasa hotozlara , nurlu yüzü makyaj tahtasına dönüşerek. Aynı tornadan çıkmış hepsi sanki ; renkler ve simalar farklı sadece

İyi bir model olmadı merak edip ilgi duyanlara. Oysa epey duymuşluğum vardır modern kapalılara özenenleri. Lakin modern kapalılık kavramı aldı başını gitti başı kapalı açıklığa doğru.

Herkes kendince işine geldiğince yorumladı tesettürü nefsinin istekleri doğrultusunda. Oysa ölçü örtünmek ve dikkat çekmemektir. Giy mercan kırmızısını , skinny altında platformlar , yüzde badana boya cila , gevşek şalın ucundan göz kırpan taşlı küpe      oh lala !  Ne ala !

Annemin resimleri var  yetmişli yılların düğünlerinden kalan utanarak itiraf ettiği o zaman modaydı da giydik , bilmiyorduk diye ; diz kapağı üstü ,koca güllü bele oturan ama uzun kolllu! elbise , önden çıkan kahküller

Hadi o zaman dini bilgiye ulaşma şansı azdı kulaktan dolma yaşanıyordu . Merak ediyorum çakma tesettürlüler ne bahane bulacak acaba ?



4 Kasım 2013 Pazartesi

Halimelik


Bak hala yazamıyorum kelime oyunu yapıyorum

Biz şükürler olsun ki edebi  bilen bir nesiliz . Öyle ki ; erkeklerle konuşurken hamile diyemeyen hele gebe lafını itici bulan , zorunlu olduğunda bebek bekliyorda karar kılan


Biz de o evreden geçtik , bol giyinip kamufle ettik. E anası belli babası belli deyip inadına göbeğini çıkara çıkara yürüyenlere sözüm ; tamam harika bir deneyim , tadını çıkarın sıkıntılarının yanısıra. Ama bak ben anne olucam diye milletin gözüne gözüne sokmak ne oluyor ?

Fetva veren şahısla ilgili bilgim yok , ama biz millet olarak işimize gelmeyeni  her yerde yermeyi pek bi severiz. Karnını gizlemek , ayıbından utanmak değil , hayadandır ve imandandır, böyle biline. Yoksa sende  o , gerinirsinde , uluorta çemkirirsinde diycem diyemiyorum , imanın kimde olduğu belli değil ,haddimi biliyorum ve susuyorum

Aslını araştırmadan karşı çıkmamayı, hıı bak işte bunlar böyle zaten diye toptan karalamamayı
Biraz da sen denesen ?


23 Ağustos 2013 Cuma

Haşır - Neşir


Biz milletçe birbirimizle uğraşır iken ...

Vay seni gezici , öte dur akp li diye saflara bölünmüşken

Milli projelerde görevli mühendislerimiz ,birileri tarafından kuş gibi avlanıyorken

Hatta bütün ortadoğu başına örülen çorabı sıvama çabasındayken

Yahudi delilerin kuyuya attığı taşı çıkarmaya bir avuç akl-ı selim seferber olmuşken

Sivil halk meydanlarda taranıyorken

Beşiğinde tıngır mıngır sallanan bebeler sabahı göremezken

Mısırdan suriyeden banane diyen bikinili bayan , ya da şimdilerde penguenli kanalları seyreden  bayım !

Sanıyormusun ki eli kanlı ağzı köpürmüş katiller ve onların jandarmaları orada duracak ?  Petrolümüzü madenimizi çıkarmaya , kendi arabamızı ,uçağımızı yapmamıza izin vermeyenleri ülkemizi işgalden kim koruyacak ? Bugün görmezden geldiğin ve dilinin ucuyla bile yardım etmediğin müslüman kardeşlerin mi ?



18 Ağustos 2013 Pazar

Deprem


17 ağustos bugün. O büyük depremin yıldönümü. Anılıyor hayatını kaybedenler yurdun belli yerlerinde. Allah kabir rahatlığı versin.

14 yıl geçti yüreklerimizi ağzımızda bırakarak. Kendi adıma söyliyim , uzun müddet her kıpırtıda avize gözledim. Hele bu kış olan hafif istanbul sallantısında, tırsdım arkası gelicek diye. Allah korkusu hiç bir şeye benzemiyor. O' ndan kaçacak yer yok ki

Peki toplumdaki depreme ne demeli ? Gitgide artan ?

Üç gün önce gündüz vakti gayet işlek bir caddede arabanın camını kırıp bagajdaki çantayı alıp kaçan hırsıza ne demeli ? Hadi o hırsız adı üstünde, eldiven takmış araba camı kıran hırsızı görüp de görmemiş yapan bir cadde dolusu insana ne demeli ?

Teyzemi oğluna karşı savundum , geçenlerde yazdığım gibi. Herkes olanları görmezden gelmeyi seçti tepki verdiğim için kötü ilan edildim , ailede nerdeyse selam vermeyecek kimse, ki bunlar akrabam. Birbirinin üzüntüsüyle üzülmedikten , sevinciyle sevinmedikten sonra ne yapayım böyle akrabayı ? Sildim topunu.

Kimse kimsenin lafını dinlemiyor, herkes kendi edeceği bir avuç lakırdıya odaklanmış , kim dinlerse onun yamacında.

Sosyal paylaşım sitelerinde ," a ne güzel"lerin altında için için yanan bir kıskançlık, ya da alenen saldırı var

Topluma enjekte edilmeye çalışılan kamplaşma hissine ne demeli ?  Ağaçla başlatılan ve açık kapalı ayrımına getirilmeye çalışılan,  insanları sokağa dökmeye yönelik deprem . Hani şu libya , lübnan mısır'ı karıştırıp  sırayı türkiyeye getirmeye çalışan hain plan. İsrailin kendisine ortadoğuda kafa tutacak kimse kalmasın diye yürürlüğe koyduğu plan.

Bizdeki gezigillerin bilerek ya da bilmeyerek alet oldukları plan. Hani şu işlerine gelmeyen başbakanı   devirmeye çalışan gözü dışarda gezigiller. Tencere tava çalarak darbeye çanaklık eden , lakin mısır konusunda kör-  sağır -dilsiz -olan tavşan yürekli , ağzı bozuk gezigiller

Yok yok sevmiyorum insanları bugünlerde . Geleceğe dair bir umut lazım  bize

4 Ağustos 2013 Pazar

Günlerden pazarmış , bilemedim


Aslında bugün güzel başladı sabah
Geç kalktık , azıcık sallandım sağda solda uyku sersemi gezindim   Sonra düştüm yollara. Teyzemin kızı gügü evleniyor.

Yardıma gittim ama geç. Saat üçte gelen yardımcıdan ne hayır olur ? İşte o yüzden misler gibi kavgamı da ettim evime geldim  . Gügü işlerden bunalmış, oruç başına vurmuş, teyzeme isyan hallerinde , teyzem sessiz ( hayret!)  arada kaldım tabii. Durum vahim ; gügü elden ayaktan düşmüş annesine bakmakta lakin o da çenesini tutamamakta. Velhasıl bunların rutin olmuş günlük doz tartışmaları. Arada kalana acısın Allah. İşte aradaki olarak bugün gerildim de gerildim onlara laf anlatayım derken . Sabır ise yay burcunun erdemlerinden değil maalesef.


Ha tetemin bir de oğlu var olmaz olası , bütün erkek evlatlar gibi duyarsız ve bencil olan. Emekli maaşıyla geçinen annesine bir somun ekmek alıp gelmeyen. Bugün liste yaptık aradık onu şunlar şunlar eksik diye , ne dese beğenirsin ?  Sokaktaymış kağıt kalemi yokmuş felan. Tüküreyim sana demediysem de suç bastırmak için , konuşurken abi dememişim diye çemkirince nefsime , ipler koptu  uğraşamam senle deyip çatladım telefonu. Vay efendim nasıl kapatırmışım zır zır arar anasını , duysun diye sayarım hatalarını odanın öte ucundan. Kandilin ecirlerini toz ettik mi acaba ?
Yok yok anasının altından evini alıp kendine ev almaya çalışan  evlada az bile saydıklarım.

İş büyüklerde bitiyor aslında onlar , göçüp gidince toprağa , meydan kalıyor çakallara. Eniştem olsaydı sağ yapamazdı o mendebur böyle tavır. Ya da babam olsaydı hayatta , ne annem olurdu boynu bükük , ne kardeşlerim sermayeyi kediye yüklerdi , teyzem bile böyle olmazdı , en azından oğlu böyle yapamazdı. Öyleydi babam; sert ama duyarlı.

Ey babalar ölmeyin vakitsizce !
 Bilin ki munis evlatlar aslan kesiliyor analarına eşlerine kuzu olsa da !

 sıcaktan mı ütüden mi ağzım kupkuru olmuştu vesselam. Yoksa yolda zaysız zaysız konuşan iki yeniyetmeye verilecek cevabım vardı şükür   ;İhtilal olsa bile türkiye on yılda düzelmezmiş :D  bak sen :D  adama sormazlar mı sen hiç ihtilal gördünmü ? Diye. Sorsan kendini çağdaş diye tanımlar eminim ; kaba güçle eşkıyalık da bir çağdaşlık sorma gitsin.

Yok yok alfabenin hangi harfiyle anılsa da bu nesil hiç zahmet çekmedi , o yüzden bu kadar ukalalar keşke , birazcık milliyetçi olabilseler , o tarafın çıkarı bu tarafın istekleri yerine ülkemizin diğer devletler karşısındaki yükselişine odaklansalar . Sağı solu hack edecek aklı olan bunu haydi haydi yapar ama ne çare ; iş sokaklarda çalgı çengi çalacak kadar aydın ve demokrasi aşığı ailelerde bitiyor kardaş.


1 Ağustos 2013 Perşembe

Kendimi kendime şikayet


Memnun değilim bugünlerde kendimden;
Anlık kararlarda ayyuka çıktım adeta . Bir an hevesle yaptığım teklife inat edercesine hevesimi almışcasına hemen çark ediyorum. Goncamın mızıkçı etiketini sonuna dek hakediyorum

Güzel olan her şeye bayılıyorum. Tersi itiyor da itiyor. Kalbi güzel olanın, yüzü de güzeldir diye düşünüyorum istemeden de olsa. Ya da gönül güzellerini bulacak dermanım ve hevesim yok

İnsan içine çıkasım gelmiyor. Hatta bir hafta inziva rekorum bile var :/  olumsuz auraya inanıyorum ve etkileniyorum , hele ki bugünlerde. O yüzden , siyah feraceme dudak bükene, empati bir kenara gerile gerile bi tane çakasım var.

Ramazanı daha fazla  değerlendirmek istiyorum da istiyorum , nefsimin elinden kurtarabildiğimi yapmaktan rahatsızım

İrrite oluyorum lafına da gıcığım arkadaş. Polat abi kullanınca parlayıverdi toplumda , kullanan da psikopatın teki. Mal bulmuş mağribiler gibi , yağmaladılar kelimeyi yahu

Bitmeyen ergenliğe sabrım bitti tükendi ,atıp satamayacağıma göre  yeni kaynak arayışındayım

Hergün uyandığımda kendime bisürü meşgale düşünüp onda birini yapmaktan şikayetçiyim. Böyle değildim oysaki  . tatil yaramıyor , eridim mayıştım.

26 Temmuz 2013 Cuma

Bm bir haçlı klübü mü ?


Galiba öyle       tarihteki haçlı savaşları şimdilerde soğuk savaş halinde devam ediyor. Öyle olmasaydı Mısırda  akıtılan kan müslüman kanı olmasaydı seyreylerdik berberce,  koparılan gümbürtüyü. Yine aynı sebepten görmezden gelinmedi mi israilin mavi marmarada katlettiği 9 Türk ?




Dünyanın bir çok köşesinde etnik savaşlarla bir çok müslüman ölüyor ya da eziyet çekiyor. Oysa ki Yabancı ülkeler nasıl da sahip çıkıyor vatandaşlarına , burunları kanasın hesap soracak kadar.

 İslam dünyasında birlik olması lazım ki hesap sorulabilsin. Gerçi israil güdümüyle devam eden haçlı zihniyeti buna asla izin vermez.    Bakın Mısırda müslüman rejimin  hakimiyetine ne kadar dayanabildi ?

 Uluslararası arenanın baş aktörleri ve varisleri ortadoğuda iktidarı hep azınlığa vermiş. Fas , arabistan , suriye , libya vs bu yüzden karışmadı mı ? Halk azınlığın kendisini yönetmesine karşı çıktı arap baharı adı altında. Gezigiller de türk baharı sandı mevsimi ama , üç tencere bir tava ile bahar gelmez be gülüm :D

Sorunlar islam karşıtlığından kaynaklandığına göre ve halihazırda himaye edecek güçlü bir ülke gözükmediğine göre bu görev Türkiyeye düşüyor. Bunu öngörenler de zaten içten ve dıştan tepemizden inmiyor. Neyse ki zorluklar ülke insanıma yarıyor , ataletini atıyor ve bilinçleniyor.

Her şey zıddıyla belli değil midir zaten ? Huzursuzluğa karşı bir nebze huzur için çabalamaz mı insanoğlu ?  Ya da elinden alınmak isteyene sıkı sıkıya yapışmaz mı ?

Yeter  ki biz dost olalım birbirimize,  kendi içimizde ayrılmayalım fırkalara  .o zaman  var ya kimse duramaz bu ülkenin önünde


24 Temmuz 2013 Çarşamba

Tanıştırayım;




Yeni başbelam Güler bacı.
Kendisi Z. Bacının - nam-ı diğer kankamın eltisi olup , emekli gurbetçi olmak suretiyle yılın altı ayını Türkiyede geçirmeye,  azmı cezmi kasteylemiştir. Şimdiye kadar (40 sene felan)her yaz tatillerinin bir ayını zavallı z. Teyzede geçirdiklerindendir ki , kiradaki evlerini döşeyip oturmaya karar vermelerine en çok o sevinmiştir.

Seninle ne ilgisi var ? diye soranlara cevap vereyim üşenmeden ; Z. Teyzenin bütün akrabaları tanır teyyareyi ,okka yakınız . Ayrıca bir zamanlar evsahibimdi güler bacı. gönül rahatlığıyla oturdum ve her kiracı da ev aldı çıktı ordan , öyle bir evdi orası.

İşte bu yüzdendir ki , mutfağı takıldığı andan itibaren kendi evine geçen Güler bacı , sandı ki eltisi her gün onu gezdirecek , çağıracak. (Dedikodu mu yapıyorum ne ?) e bu da olmayınca veryansın etmelere başladı . Z teyze malatyaya gitti kurtuldu , ateş hattında bendeniz kalakaldım.

Bugün kapıya gelip sitem etti ,ne diyeceğimi bilemedim  .
 Kötü bir kadın mı ? Hayır. Yalancı mı ? Evet   Eli uzun mu? Evet.
Görüşmek isteyeceğim biri mi?  Hayır.

Ne yapmalı ne etmeli ?
 Teyyare çalıştır yavrum saksıyı

12 Temmuz 2013 Cuma

Muzdaribim davulculardan


Terör estiriyorlar yahu harçlık almaya geldiklerinde. Ramazan onbeş hoop kapındalar. Sıkıysa açma açana dek bekliyorlar. Olamaz artık böyle yüzsüzlük deyip inadına açmıyorum.

İhaleyle alınıyormuş davulculuk diye biliyorum . Birilerine rant kapısı, bize eziyet . Tamam kardeş bileğin kuvvetli; anladık dangıdı dangıdı vurmandan . Lakin boşa sallıyorsun o tokmağı.

Sahi hala davulcuyla sahura kalkan var mı bu ülkede ?

4 Temmuz 2013 Perşembe

Ey dünya seni kimler yönetiyor ?

Tabii ki amerika ve israeloğulları

Bakınız dünyanın herhangi bir ülkesine ikinci veya üçüncü dünya olsun isterse , eğer bir içsavaş varsa hemen sam amcanın silah stoğunu erittiğini düşünürüm  .  keza bir mahsül övülse şöyle yararlı böyle iyi diye.  - misal soya -   amerikadaki talep fazlası uçsuz bucaksız tarlalar gelir aklıma.
 ne diyim ? Adamlar herşeyi pazarlayabiliyor

Dış politikalarıysa tamamen yahudilerinikine endeksli ; onların istemediklerinden nefret ediyor   çıkarı olanlara şirinlik yapıyorlar. Acı ama gerçek ; israilliler amerikanın tarlasını yıllar yıllar önce sürmüşler.   şimdi ürünleri topluyorlar gani gani

Mısırdaki darbeye çok üzüldüm . demokrasiyle tanışan bir ülkeye bunu yapan kim olabilir ? diye düşündüğümdeyse , aklıma amerikaya sık sık gidip gelen darbeci genelkurmaybaşkanı ve bölgede güçlü bir mısır istemeyen israil geliyor ister istemez.   Çünkü mısır örnektir ve önemlidir islam dünyasında .   demokrasiyle yönetilmesi demek ; o bölgedeki bir sürü devlete örnek olması demektir ve bu kimin işine gelmez acaba ? Kendini dünyanın jandarması sanan ülkenin tabii ki.

Mısırdaki darbeden önceki gösteriler de pek tanıdık ; hani şu bizim gezigiller olayları. Ağaçları bahane edip çevreye zarar veren ,cebi şişkinlerin maşaları olan ,heyecana susamış ,birilerinin kışkırtmasıyla iktidar olacağını sanan ama vizyonu kaldığı çadırla ve uçkuruyla sınırlı olan zavallı güruhu ,yasadışı şer örgütleri ve onların balkonlardaki şakşakçıları .melih gökçeğin tükürüğümüzle boğarız sözü aklıma geliyor gülüyorum

Evet birileri oynuyor milyonların kaderiyle , hak hukuk vicdan gözetmeden ,Yaratıcıdan çekinmeden.
Sen kendini üstün ırk olarak görüp diğer herkesi de hizmetkarın olarak kabul edersen ve hizmetkarın
da zaten O'na inanmıyorsa çekinecek hiçbirşey yok demektir. Böyle zamanlarda Türkiyenin bunlara dur diyecek gücü olmasını istiyorum

Ah insanlar ne kadar bağımsız olmak isteseler de , bu kararı başkaları verebiliyor ve ne acı ki arada
harcanan kişiler hep en masumlar oluyor
Bu acı durumlarda tek tesellim ; Yaşasın zalimler için cehennem ! Dizeleri oluyor

23 Mayıs 2013 Perşembe

Öğk


Havaların ısınmasıyla camda- balkonda atlet giymiş erkekler görmek istemeyenler ?

12 Mayıs 2013 Pazar

Çatılmış kaşlar kare kare, geliyor teyyare


   
İnternette gezerken şaşar dururum hallere ...

Bazı hanımlar ne kadar hamarat ; akla hayale gelmeyen güzellikleri yapıveriyorlar yiyecek - giyecek ya da çeyiz süslemeleri ve şimdi zihnime gelmeyen bilumum eşyalar

Ama bazısını da pek kendine güvenli bulurum ; silikon tabancasını al eline iki kumaşı yapıştır etiket bastır  al sana tasarım-  belki de sanal alemden kopya   Vardır pohpohlayan oldukça satış sitesi ; fiyatlar da çabayla ters orantı sanki scud füzesi
Sonrasında ah çok çalıştım belim bıkınım ağrıdı teraneleri...

Kandıramazsın beni ... Kızdırırsın sadece...


Not : kastettiklerim alınsınlar bir zahmet

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Düğün Ola bayram ola hey !


Kaynanam gitti çünkü ..

Biliyorum bu kadarsevinmekle ayıp ediyorum. Ama yine de en ücra hücrelerimekadar sinenhuzur hissiyle hemhal olup gülücükler saçıyorum etrafa.

Bu kadar gıcık olmamıştım hiç şimdiye dek. Galiba yaşla beraber sabrın azaldığı doğruymuş. Nicenicekaynanalra nazaran masum kalır aslında. Sadece soğuktur. Ama yakınlık bekleyen soğuklardan. Konuyu sen açacaksın , sen götüreceksin konuşur ozaman. Eşim senden çekiniyor derdi iyi niyetiyle , ama bakıyorum da kendi çevresinde de öyle  konuşmaz pek. Öyle dedikse sanmayın boynu bükük mazlumlardan. İş kızını çıkarlarına geldiğinde aslan kesilir. Kızına vetorunlarona hizmeteder bu yaşta. Ama gelinden hizmet bekler.

En gıcık olduğum huyu da bir yere gidilsin ve kızı yada kendisi götürülmesin surat asar kocasına da astırır tam da burada anlattığım gibi  iki kere yaşamıştım bunu. Bu geldiğinde de üçüncüsünü yaşattı sağolsun.
Aslında kasıt yoktu ; onu gittiğim pazara götürmediğimde   Misafirim gelicektive işe de uğramak zorundaydım. Zorbir gün olacaktı ; o yüzdn işe gitmeden misafir soframı hazırladım. Hoş daha hazırlarken suratlar asılmaya başlandı. Anlamıyorum bu insanları ; gelen senin kardeşin ve eşi  güzel hazırlanıyorum diye sevineceğine kıskanırmış misali tavırlar niye ?  Yok yok iliğine kemiğine işlemiş kıskançlık. Canım sıkıldı duruma işim bitince hazırlanıp eşimi bekledim içerde gelince de hop atladım arabaya.
İşten sonra beş dk. Pazara uğradım deri koltuklarıma örtü bakmaya. Eve geldiğimizde asık yüzler kösele misali olmuştu ; haberim olsaydı ben de giderdim dedi sadece. Heveslendiği yer oysaki pazarcık lakin , suratını astıkça inadına hiç bir yere götürmem seni kaynanacık

Ah biliyorum yaptığım düpedüz dedikodu ve unutup gitsem de birileri atacak günün birinde benim için bu başlığı !

30 Nisan 2013 Salı

Allahım ! Allahım !

Kaynana alerjisine bir çare !

Bu kadar mı  gıcığına gider bir insan  yahu ?

Yakınlık bekleyen donyağı olmayaydı iyiydi aslında

Ayna gibi Olmasaydım daha da iyiydi

12 Nisan 2013 Cuma

Büyük beden çalışan firmaları anlamaktan acizim

Kadrolu bir terziniz yoksa ve dar kıyafetler giymek istemiyorsanız ,  -kiloluyum demiyorum bak -  büyük bedene yöneliyorsun.
Ama o da ne ?

                     

Tam bir sirk gösterisi; mevsimlerden yaz ise iç gösteren bluzlar, yazsa muhakkak askılı üstler ya da elbiseler ,daracık pantolonlar , oturunca bilmem nerelere kadar bacak şov yaptıracak etekler ...

Hayır , kime neyi ispat etmeye çalışıyoruz acaba ?
Bak tombulsam da güzelim , balık etimi gözüne  gözüne de sokayım niye ?
Oysa ki vücuduyla über barışık , sonsuz özgüvenli insanlar bizi rahatsız ederdi ya, ondan sordum.
Yoksa sıfır beden modası out oldu da mı biz sütun ! gibi bacaklar seyreder olduk ?

Et- but görmek isteseydi millat kasaplar bayram  yeri olurdu ayol :(

8 Nisan 2013 Pazartesi

Yorgun bugün



Böyle yolda geçen günleri sevmiyorum hiç. Hele yağmur yaşlık  ve trafik felç olursa oh ne ala hiç yüzüm gülmez. İşim rast gitmezse bir de oh la la ...

Bugün eşime check up yaptırmaya gittik bir saatlik iş sarktı da sarktı saat üçlere dek. Tabii suç yine teyyarede. İki işi sığdırmaya  çalışır bir güne.

Klinik leventte -biz beylikdüzünde!-  olunca günümüz yolda geçti bitti , sabah trafiği bizi mest etti. Böyle zamanlarda şehrin göbeğinde oturmayı nasıl da arzu ederim ; mümkünse tramway , metrobüs , otobüs ve hatta minibüsle ulaşabileyim her yere , hatta seçmece olsun ulaşım biçimim.

Ama yok biz benzin ne kadar zamlansa da özel arabamızla çıkarız trafiğe ; her arabada tek kişi olaraktan. Maksat trafiği zenginleştirmek demi?

Öğle tatilinde o taraflarda staj yapan kuru kızımla buluştuk  - evet şimdi daha da kuru oldu -  bişeyler yedik. Etli yaprak sarması yemek istedim yanında salatayla. Sarmaları dondurucudan çıkarıp pişirince iğrenç oluyorlar ; bir iki kere denemiş ve ürpererek vazgeçmiştim. Ziyafetten aldığım sarmalar da böyleydi maalesef. Nerde kırıktabağın sarmaları ah ! Salata aldığım mekanda karışık kızartma ve patates salatası ekşimişti. Patlıcan dolması fena değildi , en taze mercimekli köfteydi. Sonuç ; yine hüsran düştü eyvah !  Tabii kaşık-la nın sayfasına bildirdim memnuniyetsizliğimi




Eve geldiğimizde saat dörtbuçuktu ; yatsan yatılmayacak , yatılsa da sağlam kalkılmayacak saat . Zombi gibi ayaktayım hala yani. Yeni çıkan kitaplarımla haşır neşir oldum biraz. Okuyup yine çoğunu satışa koyacağım. Sevdim bu işi ; evde kalabalık etmiyorlar

                                             



30 Mart 2013 Cumartesi


Şurada Okuduğum samimi endişeden dolayı yazma gereği duydum bir kaç satır . Daha önce de yazmıştım bu konuda.
Şirazesinden kaydırılan tesettür hakkında.

Tesettür bir ölçüdür arkadaşlar.
 Kuralları vardır ; saymaya gerek yok ,ilgili herkes bilir bunu
Zevkinize göre küçük oynamalar yapabilirsiniz desen -renk gibi  ama keyfinize göre giyindiğinizde tesettür kombini adı altında , vebal altına giriverirsiniz , sizi model olarak almış kanmaya hazır bilgisiz dimağlar karşısında .

Pantolon üstüne blüz ya da hırka , kollar sıvalı, dudaklar rujlu tesettüre dair tek iz ; burada ne işim var dercesine baştaki garip kalmış örtü .

Bunu tesettür diye sunuyorsunuz millete. Neyi pazarlıyorsunuz? Aklınızca milleti tesettüre ısındırmaya mı  çalışıyorsunuz?

Hayır , örtünmenin altını oyuyorsunuz ; bilerek ya da bilmeyerek .
Sizin de payınız yok mu normal boy etekle siyah çorap giyen , ya da tişört - kot giyip gezen örtülü kızlarda ?

Ya aileler ?
Örtünsün de nasıl olursa olsun diye mi göz yumuyor ? Yoksa söz geçirmekten mi acizler ?
Ah bir de başı kapalı eli sigaralılar var , o konuya hiç girmeyelim mümkünse

25 Eylül 2012 Salı

dedeler vardı eskiden.
oyunu bırakıp,koşup elini öpüp duasını aldığımız ,hiç tanımasak da.hiç de sıcakkanlı bir çocuk olamasak da.
başlarında istisnasız, hicazdan  gelme takkeler vardı, temiz bir gömlek iyi kötü bir ceket mutlakave bolcana kumaş pantolon,yani onların deyimiyle;  pantul. elini öperken misler gibi esans kokusu alırdık.


dedeler vardı eskiden.
istisnasız camiye giden,yüzüne baktığınızda O'nu hatırladığınız,boş konuşmaları ar sayan,karşılaştığınızda kendinizi toparladığınız. sözü kesilmeden dinlenen.

şimdi de var dedeler tabii; kot giyen göbek altından başlayan:(.çakma lakosla gezen,kelini perukla kapatıp saçını simsiyah boyayan gençlik özentisi.genç kızları kirli kıraathane camlarının ardından iki oyun arası pis pis süzen.
ya da markalı rüzgarlığı sırtına,afilli gözlüğü de gözüne taktı mı hele bir de varsa ayağında en gıcırından spor ayakkabı ,kendini delikanlı zanneden.
boş konuşanların şahı,ak saçlarını görmezcesine dünyaya kendini çelik halatlarla sarmalamış,kumanda müdürü amca.
karısını evde,arkadaşını manasız gevezeliklerle kahvede bunaltan.gençlik hevesi arabaya binen,lakin bir türlü yakışamayan.
hani şu iki tane çakıp ,gözlüğünü gözüne gömmek istediğimiz ...

13 Ağustos 2012 Pazartesi

hadi bize by

gidiyoruz biz,  mecbur olduğum yere.   tee ne baştan evet erken o masada,en az senede bir gitmen farz olan memlekete,sıla-i rahime; çoruma.


biliyormusunuz ,  uzaklığı bir kenara atalım, geçen seneki tavıra rağmen girmemek diye bir seçenek asla olamaz bizim için.    isterse,yeni ısmarlanan malzemeler biz yokken geledursunlar,   aman canım bizim istediğimiz gibi olmayıversinler,   bize ne ? gitmeliyiz acilen .bayram sonu gitme imkanımız olsa bile,şimdi gitmeliyiz.
aman yanılıp da istemiyorum deyiver hele, razıysan mahkeme duvarına ,bükülen dudaklara.bir de erkekler mantıklı olmakla geçinirler. pöh.

ah bir de kuş olup uçmak vardı şimdi.   (ne yalan söyliyim daha kolay olurdu azizim :)

görsel