18 Ağustos 2013 Pazar

Deprem


17 ağustos bugün. O büyük depremin yıldönümü. Anılıyor hayatını kaybedenler yurdun belli yerlerinde. Allah kabir rahatlığı versin.

14 yıl geçti yüreklerimizi ağzımızda bırakarak. Kendi adıma söyliyim , uzun müddet her kıpırtıda avize gözledim. Hele bu kış olan hafif istanbul sallantısında, tırsdım arkası gelicek diye. Allah korkusu hiç bir şeye benzemiyor. O' ndan kaçacak yer yok ki

Peki toplumdaki depreme ne demeli ? Gitgide artan ?

Üç gün önce gündüz vakti gayet işlek bir caddede arabanın camını kırıp bagajdaki çantayı alıp kaçan hırsıza ne demeli ? Hadi o hırsız adı üstünde, eldiven takmış araba camı kıran hırsızı görüp de görmemiş yapan bir cadde dolusu insana ne demeli ?

Teyzemi oğluna karşı savundum , geçenlerde yazdığım gibi. Herkes olanları görmezden gelmeyi seçti tepki verdiğim için kötü ilan edildim , ailede nerdeyse selam vermeyecek kimse, ki bunlar akrabam. Birbirinin üzüntüsüyle üzülmedikten , sevinciyle sevinmedikten sonra ne yapayım böyle akrabayı ? Sildim topunu.

Kimse kimsenin lafını dinlemiyor, herkes kendi edeceği bir avuç lakırdıya odaklanmış , kim dinlerse onun yamacında.

Sosyal paylaşım sitelerinde ," a ne güzel"lerin altında için için yanan bir kıskançlık, ya da alenen saldırı var

Topluma enjekte edilmeye çalışılan kamplaşma hissine ne demeli ?  Ağaçla başlatılan ve açık kapalı ayrımına getirilmeye çalışılan,  insanları sokağa dökmeye yönelik deprem . Hani şu libya , lübnan mısır'ı karıştırıp  sırayı türkiyeye getirmeye çalışan hain plan. İsrailin kendisine ortadoğuda kafa tutacak kimse kalmasın diye yürürlüğe koyduğu plan.

Bizdeki gezigillerin bilerek ya da bilmeyerek alet oldukları plan. Hani şu işlerine gelmeyen başbakanı   devirmeye çalışan gözü dışarda gezigiller. Tencere tava çalarak darbeye çanaklık eden , lakin mısır konusunda kör-  sağır -dilsiz -olan tavşan yürekli , ağzı bozuk gezigiller

Yok yok sevmiyorum insanları bugünlerde . Geleceğe dair bir umut lazım  bize