2 Eylül 2014 Salı

Aile manzaraları

Bir çocuk veya yetişkin için en büyük nimet  - tabii sağlıktan sonra -   huzur bence. İç huzuru ve bunun dışa yansıttığı dinginlik . Çağımız insanının  ne kadar ihtiyacı var değil mi ?
Çocukken ve daha da büyükken hep huzurlu bir yuva  özlemi çekmişimdir. Hepbaşka insanların evinde kalmak isterdim.  Dayımlarda teyzemlerde amcamlarda hatta komşu teyzelerde. Ha o zamanlar komşular akraba gibiydi tabii.
Her gittiğim aileyi çocukluğun verdiği sonsuz merakla incelerdim. Büyük dayımın -toprağı bol olsun- evinde herkesin ayrı su bardağı olmasını herkese ayrı sofra kurulmasını yadırgardım. Banyolarında herkesin ayrı şampuanı olduğunu görünce gözlerim kocaman olmuştu. İlk sıkma elma suyunu orda içtim ve aşık oldum bir gün bol bol içmeye ahdettim ( lakin insan çabuk bıkıyor)  ve birbirlerine sinirden gözlerini belerten insanlarla orda tanıştım. Yoktu  o evde huzur muzur.
Amcamın evi tam sofu evi;  tv yok akşamki eğlenceleri tarihi destanları okumak ve  amcamın davudi sesiyle yorum yapması. Fazla kalmadım ama sanırım orda da huzur yoktu ki kızları gencecik yaşta orta yaşlı adamlarla evlendiler.


Teyzemin evi hem sevdiğim hem de üzüldüğüm yerdi. Prensesler gibi ağırlanırdım orda. Teyzemin eniştemi ve kızını aşağılamasını seyretmek çaresizlikti tersti atik bünyeme. Eniştem sizlere ömür , teyzem hala aynı çizgide
Küçük dayımın evi en gitmek  istediğim yerdi. Orda babacığım yavrum hitapları içimi sızlatır yengemin tabakları (churchill) gönlümü oyalardı.
Büyük teyzemin evi tam bir köy evi ; kokusuyla, kerpiç duvarlarıyla gün ağarırken başlayan hayatla. Tek medya cızırtılı portatif sarı radyo , tek lüks bakkaldan alınan gevşemiş püskevitler -evet teyzem de böyle derdi ona-
Bizim evde her gün hır-gür var sanır insan, oysa değil. O zaman çoğu evdeki gibi annenin canına tak ettiren bizler   arada baba tarafında hizaya - popomuza atılan bir tepik olurdu -   çekilirdik o kadar. Şimdiki pedagogların demesiyle travma felan da yaşamazdık. Bir müddet sakin gider sonra haylazlıklara başlardık kaldığımız yerden. Annem tam bir sabır timsali , onu bile kızdırdığımıza göre baya haşarıymışız yahu.
Yok bizim ev suskundu genelde. Herkes kendi dünyasında yaşardı annem ya örgü ya da bana çeyiz yaparken alabildiğine astığı yüzünde ser verip sır vermezdi. Sahi annem güleç biridir , niye o kadar asıyordu  ki suratını ?  Babam ardı ardına sigara yakar ister istemez  biz de nasiplenirdik . açık oturum ,haber sinema velhasıl ne varsa seyrederdi ekranda. Bizler de sus pus otururduk. Şimdi düşünüyorum da hiç sohbet etmezdik biz. Bakmayın böyle yazdığıma hala sohbet özürlüyüm.

Hasbıhal niyetiylene zaman lafa girsem,Kendimi birilerine bişeyler öğütlerken buluyorum. (Bu da babamdan yadigar Rahmetli ne zaman birileriyle konuşsa ya siyaset ya  da dine getirirdi konuyu)

Goncamla bizim evimizse çok sesli tek kelimeyle. Herkes her şeye karışır herkesin her konuda söyleyecek sözü vardır bu yüzden  işler biraz zor yürür kararlar gecikir vs.

Olsun varsın ,arada ergenimin höykürüşleriyle bozulsa da sakin ve huzurlu evimiz. Bunda goncamın sabırlı  ve itidalli yapısının payı büyük  (%75  diyelim)
Yay burcu Nevale katlanmasından belli değil mi ?

31 Ağustos 2014 Pazar

Eski Bursada ..

Az evvel Ig de gördüğüm bir kare yıllar yıllar evvel pireler tellal iken gittiğim Bursa kültürparkı hatırıma getirdi.   Akşamdı ; süslü Bursa'nın Ayseliyle beraber göletin kenarına oturmuş ,lunaparkın renkli ışıklarının suya vurmasını izlerken kimbilir  neler konuşuyorduk .  lisede felandım herhalde , ikimiz de bekar,  belki de hoşlandığımız çocuklardan bahsettik. Yok olsa olsa Aysel beni konuşturmuştur , iyi dinleyicidir kendisi.


O zamanlar misafir gezdirilirken parklara çay bahçelerine pikniklere götürülürdü. Çarşı pazar gezmesi bilinmezdi pek. İnsanlar ihtiyacı olduklarında çıkarlardı, bakınıp aslında hiç de ihtiyacı olmadıkları şeyi almak için değil.  Bugün buzdolabının üzerindeki dolabı boşalttıktan ve beş poşet ıvır zıvır attıktan sonra çöpçü olduğuma karar verdim. Eşim de altı ay mühlet verdi orasının tekrar dolması için.  toprak balık güvecini isteyen var mı ?

O geziden sonra epey uzun süre Bursaya gitmedik. Oğlum ufakken aneyleri oylata götürüp bıraktığımızda ,soluğu Bursada aldık Aysel ve eşiyle tanıştık , gezdirdiler bizi. O zamandan beridir görüşürüz ve Bursayı severim.  İstanbuldan sonra yaşayabileceğim şehirlerden biridir. Ama şimdiki gezilerimiz Ulucamiyle başlar ,çarşıda gezmeyle dizlere karasular iner , iskendercide son bulur.

Goncamla gittiğim her yeri severim ve zevk alırım ,ama yine de zihnimin gerisinde ilk gençlik yıllarının heyecanıyla gittiğim süslü Bursa göz kırpıp durur :/

15 Temmuz 2014 Salı

Model


Son on küsür yıldır mütedeyyin tabir edilen kesim ortaya çıktı durduğu kenar köşeden. Çıktı ama tam çıktı ; pardesüler kaplara , tuniklere ,başının örtüsü devasa hotozlara , nurlu yüzü makyaj tahtasına dönüşerek. Aynı tornadan çıkmış hepsi sanki ; renkler ve simalar farklı sadece

İyi bir model olmadı merak edip ilgi duyanlara. Oysa epey duymuşluğum vardır modern kapalılara özenenleri. Lakin modern kapalılık kavramı aldı başını gitti başı kapalı açıklığa doğru.

Herkes kendince işine geldiğince yorumladı tesettürü nefsinin istekleri doğrultusunda. Oysa ölçü örtünmek ve dikkat çekmemektir. Giy mercan kırmızısını , skinny altında platformlar , yüzde badana boya cila , gevşek şalın ucundan göz kırpan taşlı küpe      oh lala !  Ne ala !

Annemin resimleri var  yetmişli yılların düğünlerinden kalan utanarak itiraf ettiği o zaman modaydı da giydik , bilmiyorduk diye ; diz kapağı üstü ,koca güllü bele oturan ama uzun kolllu! elbise , önden çıkan kahküller

Hadi o zaman dini bilgiye ulaşma şansı azdı kulaktan dolma yaşanıyordu . Merak ediyorum çakma tesettürlüler ne bahane bulacak acaba ?



15 Haziran 2014 Pazar

Babamı özlemek

Baba evin direğiymiş hakikaten

Bunu dokuzuncu senede gözyaşlarıyla kabul ediyorum. Oysa rahmetli çok bunaltırdı bazen kurallarıyla
Tam bir kontrol amiriydi ;her şeye karışırdı. O kadar alışmışız ki işleri bizim için kolaylaştırmasına ve yoluna koymasına
şimdi pürüz çıktığında bu kadar şaşkın Görünmemiz ondandır elbet  yediğimiz her tokatta sonra öbür yanağımızı çevirmemiz babamızın hayattan bizi koruma ısrarı olabilir  mi ?


Hayatta olsaydı yılın bu zamanında bu karede olurdu ; dört dörtlük olması için çaba sarfettiği evinin bahçesinde.     Büyük ihtimalle bizleri de bir piknik için yanına toplamış olurdu
Şimdiyse her birimiz buruk , manasız işlerin peşinde , alabildiğine kopuk ...

Allah rahmet etsin , mekanın cennet olsun Babam. Amin.

16 Mayıs 2014 Cuma

Artık nur yüzlü dedeler olmayacak mı anne ?


Daha önceki yazılarımdan birindehttp://sessizteyyare.blogspot.com.tr/2012/09/dedeler-vard-eskiden.html bahsetmiştim çocukluğumun dedelerinden.    Benimse ayan beyan hatırlayabildiğim dedem olmadı hiç.     Sadece aneyin babasının resimlerine bakınca zihnimde puslu bir kaç resim beliriyor;    üç dört yaşı hatırlayıp dünkü yediğini unutmaksa,  yaşlılık belirtisi sanırsam

Şimdi namaz saatlerinde oturduğum yerde,    camdan izliyorum camiye hızlıca seğirten yaşlıları , birilerinin dedelerini; çoğu takkeli yine namaza gittiğinden olacak ki.      Ceket yerinde , pantolon kumaş ve bol,ama bişey eksik; yüzlerde sadece ibadetten ve zikirden gelen o parlaklık ve munislik yok , emeklilik hesapları ve yaşıtlarla bulanık sohbetler izin vermemiş buna.      Bunlar bizim babalarımızın jenerasyonu ,       bundan sonrakini düşünemiyorum

Dedelerin de fazla şansı yok mu ,    ne her gün değişen hayata ucundan kıyısından uymaktan başka ? Nasıl cep telefonu almasın ki mesela ?      Camiden sonra hacı arkadaşıyla iki lafın belini kırarken hanım merak ederse ya ?      Olsun varsın tesbih çekerken yerli yersiz mesaj çığlıklarıyla zırtlayıversin demi ?

Biz şanslıydık çocukluğumuzda tanıdık dedeleri . Şimdi kalabalıklarda gezerken mütedeyyin semtlerdeysem hele ,  gözüm tarıyor ister istemez ; çocukluğumun dedelerinden bir tanecik bulup ilan etmek istiyorum kendime ve dünyaya ; aslı gibidir diye 👴





27 Nisan 2014 Pazar

My sweet home

Evlendiğimizden beri beş kez taşındık biz.   Beşinci evimiz Allahın lütfetmesiyle sahip olduğumuz ev için o kadar yalvardım ki.   Kiracılık zor , Rabbim herkese başını sokacağı bir yuva nasibetsin.
İlk evimiz , mutfağından ve oturma bölümünden deniz manzaralı ,lambri kaplı eğik çatısıyla bahçe içinde bir apartmanın en üst katıydı. ! Gençliğin ve oynadığımız evciliğin verdiği iyimserlikle ,suların ve elektriklerin sık sık kesilmesi zorumuza gitmezdi hiç , her gün soba yakıp kül atmak da öyle.

Biraz da şehir dışı sayılırdı ;akşam belirli saatten sonra otobüs ve minibüs işlemezdi , tam kafa dinlemelik yerdi.     Şimdi o apartmanın  arsasına birbiriyle dipdibe dört blok sığdırma çabasındalar mülk sahipleri.     O sokaktaki tüm evler müstakildi , istanbul keşmekeşinden kaçan varlıklı aileler otururdu.     Taşınmak zorunda kaldığımızda , site hayatına adım attık , ama o evi hiç unutmadım.

Bir ara tekrar o semte ,bahçeli bir apartmanın giriş katına kapağı atsak da , hırsız belasıyla bu maceramız son buldu

 Ve merhaba  ....... Sitesi.

Z. Teyzenin bulduğu bir ev ; gurbetçi alın teriyle alındığındandır belki de ,içine giren her kiracının ev sahibi olduğu ev .   Öyle bir yerdi ki ; dışardan geldiğinde insanı  sessiz bir hoşgeldinle karşılardı sanki ; hissederdiniz.  Orada en çok misafir ağırladım, minicik mutfağında ne tarifler denedim hevesle , yumuşacık haşhaşlı poğaçalar , pastalar yaptım.   Yangın merdiveninde anne kedi ve yavrularını izledim , onlar yüzünden pire basan halılarımı ,geniş balkonunda hortumla pakladım Kar yağdığında sıcacık salonumdan keyifle izledim.

Sonra bir gün ev sahibi doğramaları pimapen yaptırmak istedi ve biz bu vesileyle kiracılıktan kurtulduk :) kısmet.

Oturduğum evi ve lokasyonunu seviyorum.  Eskice bir site olmasına rağmen ,  toplu ulaşım seçenekleri fazla  evler dipdibe olmak yerine ,    ağaçlarla ve bahçelerle ayrılmış.     Alışveriş mağazaları istemediğimiz kadar çok ,metrobüs de istanbula ulaşımı çabuklaştırıyor.
Her şeyden önemlisi , burada az da olsa candan insanlarla komşuyuz . Başımız sıkıştığında birbirimize koşuyoruz , nazımız geçiyor.

Evde yemek yoksa ve açsam  Z. Teyzeye şımarmak nasıl bir nimet bilseniz :D

27 Şubat 2014 Perşembe

Gittik geldik neresindeyiz hayatın ?


Henüz bir ay olmadı kuru kızım ve sinirli ergenimle umre yapalı.

Dokuz gün sürdü topu topu; rüya gördük sanki  . kendimize geldiğimizde istanbuldaydık. Ama sinir harbi daha uzun gitti.barut fıçısının üzerinde oturan bir ergenle ne kadar zor olabilirse o kadar zordu. Oralarda günaha girmemek ve girmesinler diye uğraşmak daha da zordu. Bazen yakvarmaktan içimin koptuğunu hissetsem de bitti geçti . Bünyede biraz daha alçakgönüllülük olsaydı daha kolay olacaktı eminim.



Mübarek Kabe 'de inşaat tam gaz devam ediyor. 2017 ye kadar süreceği ve bittiği zaman beş milyon kişinin aynı anda namaz kılacağı söyleniyor. Ömrümüz olursa görürüz inş. Bizim gittiğimiz aralık sömestre denk geldiği için ve inşa ettikleri yuvarlak metal katlar metaf alanını küçülttüğü için zordu tavaf , sakin zaman yoktu diyebilirim. Mescid kısmının üçte ikisini yıkmışlar hanımların Kabeyi seyredip namaz kılacağı alan yoktu nerdeyse . Namazlarda yer bulmak sorun , namazdan sonra mescidden çıkabilmek ayrı sorundu. Bir ara istanbula dönünce insan yüzü görmek istemiyorum diye çemkirdiğimi hatırlıyorum.



Ve şeytan.  İlk ziyaretimizde olmadığı kadar yanıbaşımızdaydı bütün maiyetiyle. Ah ne kadar uğraştı

bizimle. Rabbim affetsin , memleketimizde hiç aklımıza gelmeyen fitneler ve düşünceler zihnimizi bir anlığına da kirletmişse.

Bu kadar zorluğa rağmen tekrar tekrar oralara dönesim var ey millet ! Çünkü orası sebeb-i vücudumuz ,  ruhumuzun şarj olup Rahmanın nuruyla dopdolu iman depoladığımız tek yer ! Allah isteyen  istemeyen herkese gitmeyi nasip etsin. Amin.







12 Şubat 2014 Çarşamba

Neden ?


Neden Türkiye  bu kadar üzerinde oyun kurulmaya müsait bir ülke ?
Bu kadar mezhebin ,milletin birarada birbirine girmeden yaşadığı başka ülke var mı bilmiyorum.

 Ya da milletimiz en ufak tahriğe açık ? Dün gülümsediği ya da en azından görmezden geldiğine bugün düşmanca bakıyor

Neden  kendimizi hep savunmak , alttan almak durumundayız ? Yanlış yapmıyoruz , bu düşmanlık niye ?
Tamam vurana elsiz , kızana dilsiz  ama bu da nefis bea !


Neden toplumda herkes birbirine inceden inceye laf sokmak derdinde ? Ig de biri kıyafet paylaşır hemen güzel ama biraz şöyle değil mi böyle değil mi ? Lafları.  bi sen biliyordun zaten.  Bazen bu kısım zevatın,  sırf tartışma çıkarma uğruna laf attığını düşünüyorum .önce sen o hotozunu çöz demezler mi adama ?

Neden bitmiyor şu ergenlik bi senede felan ? Biliyorum saçma oldu.

Neden yaktırdığım benin yeri iltihap toplayıp duruyor ?  Cevap cildiye polikliniğinde.

Neden pembeye hala ve hala  bayılıyorum ? Alay konusu oluyorum kızıma.

Neden ikeada gezmek bu kadar yorucu ? Ve ordan sadecepeçete alıp çıkıyorum acaba ? Alışveriş pek cezbetmiyor artık.

Nedn insanlara tahammül edemiyorum artık ? Her şey suni olduğu kadar hislerin de anlık ve yapay olmasından mı acaba ? Sevinç ,üzüntü , coşku  veya mihnet hepsi mi ?