geçen cuma, nasıl da yorucuydu. saat 12'den sonra, tabanlarım şişmiş, yere basarken ağrı veren iki yastık üzerinde yürüyor gibiydim . mesaimin bitmesine epey olması , ağrıların şiddetini arttırıyordu sadece. hiçbir zaman, şunu da eleman yapsın diyen biri olmadığımdan, onlarla omuz omuza çalışırım . iş varsa yapılacak düşüncesi, sürünerek de olsa, bitirmeye uğraşmama yol açar
( bak, bitiririm demiyorum) belki de bu yüzden , çalışan kardeşlerimiz de ellerinden geleni yaparlar, sağolsunlar.
ehh... ama onlarda yaş, 20 'li -30'lu , benimkine 10 yaş daha ekle. sonuç; ağrıyan boyun ve sırt , iki katı şişmiş ayaklar..
uzattığım lafı toparlarsam, işten geldiğimde , yere serilip orada uyuyacak durumdaydım. yine de gönlümün pır pır eden minik köşesi, sohbete gitmelisin diye çırpınıyordu. şiş ayaklarımsa, bu işe hiç de gönüllü değildi :( erkekimin de işi vardı, kim götürecekti iki adım yola ? ama azmin elinden, kim kurtulabilirki ? kurtulamadım.
geçenlerde, bir blogda görüp denediğim, kahveli pastayı kapıp, düştüm yola. epeydir, toplu ulaşım araçlarına yüz vermediğimdendir ki, kapının önünde kalıverdim bir an. yürüsem iki adım, lakin ayaklarım kazan kaldırmış , yeniçeri misali, gitmez ki. yere kök salmak üzereyken , ergenim geldi, anne şu minibise bineceksin diye, yol tarifledi de , harekete geçebildim. minibüse dek, mikron mikron adımlarla zar zor yürüyüp (aman ne ağlaştım bugün ) bindim de , ne kadar vereceğim ? öff dedim parayı uzattım, nasılsa gerisini gönderir.
indiğimde , bahçenin en ucundaki blok olduğunu görünce, bir pöf daha koyverdim. suzanın evine geldiğimde, kendimi halının üzerine nasıl attığımı hatırlamıyorum . on dakika sonra, şeytanın işi yok, çöktü mü bir gaflet üstüme. bana bak dedim kendime, bu kadar savaş verdin, yaşlı kadınlar gibi uyuklayacakmısın ?
çimdiği bastım , milletin göremeyeceği tek yere ; inim inim inleyen, gariban ayaklarıma. kaynanamın deyimiyle; gözlerim perridek açılıverdi. sonra uyku felan kalmadı. yeme içme faslı her zamanki ihtişamıyla oldu.çareyi eve kadar yürümekte bulduk.
midem adeta şen bir dul gibi rahatlarken , ayaklarım sizlere ömür..
görsel
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Bo kadar yoğunluğu yaşamak her babayiğidin harcı değil.Tebrikler Neval...Şahsen ben o yorgunluğun üzerine o yolu göze alıp gidemezdim!..
Allah kabul etsin
dediğin gibi,azim meselesi işte,ben o kdr azimli değilim açıkcası ama olmak isterdim...ama ne güzel,hem
sohbetten nasiplenmişsin,hem ikramlardan:)
NEŞE; koşturdukça enerji doluyorum sanki,neşecim.lakin ayaklarım memnun değiller bu işten
NABRUT; ecmain.
KPSSZEDE, böyledir yay burcu,aklına taktımı yapmalı muhakkak
Ne guzel , Allah kabul etsin,bugun bende boyle bir ortamdaydim, oglum uslu durdu rahar rahat dinledim :)
ŞEYMA;Amin sevgili kardeşim,umarım şu fani dünyada sık sık böyle toplantılara gitmek nasip olur :)
Yorum Gönder