23 Ocak 2012 Pazartesi

hep ilgimi çekmiştir,    kendimle ilgili ilk anılarım.
zihnimde, bölük pörçük anlar uçuşuyor düşündüğümde.    yaşım muamma; yaşlı bir dedeye(aneyin babası) şeker tutuyorum,  bişey diyorum gülüşüyorlar.    hep anlatırlar bunu;   hepsini almak istemiş de, çemkirmişim bıcırca,   mübarek dedeme.
mübarek,çünkü;    sabır timsali sakin biri olduğu,   herkesce malum.    tez canlı anneannemi idare edebildiğine göre.     kendisi bizi çileden çıkarıyordu rahmetli.    hepsinin toprağı nur olsun.




sonra,  başka bir an yakalıyorum zihnimde; ilk oturduğumuz ev.     bir avlu ve derme çatma merdivenle yaşadığımız ikinci kata çıkılan ,   annemle babamın köyden taşınıp geldikleri ilk ev.    o zamanın  varoş semti, şimdinin şehrin göbeği.      üç yaşındaymışım,oradan suriçine taşındığımızda.       oradaki anılarım net; sokaktaki arkadaşlarım,    çeşmeden su taşımamız,   tv 'nin evimize gelişi,    ardından hoover çamaşır makinesinin,    ilk ve son hırsızlığım   (bu ayrı bir yazı götürür)

evimizi pek severdik,    zannımca istanbulun yerlisi hariç, herkesler kiracıydı.   ev sahibi satılığa çıkardığında komşular ısrar etmişler babama alsınlar diye.     lakin babam,    nedendir bilinmez,bakırköydeki evi almış,iyi ki de almış,    o semtte büyüseydik,    ufkumuz da oradakiler kadar olurdu, meslek lisesi okuyan,her pazar sahile mangala giden..
ustaydı babam;    ustaların ağa olduğu zamanda .     o zaman işini fabrikasyona çevirenler yürüdü gitti,diğerleri bir bir kapadı kepengini,     elin yanında yevmiye bekler oldu maalesef.     demiştim;  beddualı bu ustalar.
suriçindeki evimiz,minik bir bahçede üç katlı;    altı komşu hepsiyle de görüşürdük.    süleyman amcanın lokantası cağaloğlu valikonağındaydı.    bir ramazan topluca iftar yapmıştık,  oradan bilirim.
karşı komşumuz mahmut amca,   dolmuş şöförü;   sert yüzlü pamuk mizaçlı.     eşi nezahat teyze üveyanne lakin dünya iyisi   (şimdikiler gibi cadı kırması değil ).     o zamanlar kötü insan yoktu galiba.

işte o evde,   en güzel ve sorumsuz zamanlarım geçti. bir odam bile yoktu,    girişte ara kapıyla ayrılan, ayrı bölümde,   iki divandan birinde yatardım.   misafir gelince de, yer yatağında .   evet o zamanlar, evler küçük lakin gönüller büyüktü.    şimdilerdeyse 170 metrekare evlere,   iki misafiri sığdıramaz olduk,o başka.
evler büyüdükçe,   gönüller daraldı sanki.
altmış metrekare evden ,   150 metrekareye geçince yeni eşyalarla beraber,bir odam oluverdi. parayla saadet olmuyor tabii,    lakin hayatı kolaylaştırdığı da bir gerçek.     zihni de sakinleştiriyor .




belirtmeden geçmeyeyim; eski sokağımız tam bir kozmopolitti.      sokağın başı sünni,   ortası ermeni,sonu kiliseydi.    aney üstteki herkesle görüşürdü,mutat günlerde.   ermeni ne demek bilmezdik bile,   isim sanardık.   kimse kimseye karışmaz,   dudak bükmezdi.    niye büksün ki,hepimizi Yaratan aynı değil mi?

o evde şöyle düşünürdüm; bu yaşantım hayal mi gerçek mi ? bir gün uyanıp kendimi genç kız olarak buluvereceğim gibi gelirdi.    şimdi ne garip geliyor..

bizim ailenin huyu;   birinin boşalttığı evi diğerinin tutması.     bahsettiğim bu ev,küçük dayımdan miras.  bizden sonra büyük dayım rahmetli oturdu,    sonra da kızı.   ilk evimiz keza öyle;    bizden sonra teyzemler geçti.   malımıza sahip çıkmak,   göçmen kanımızda var sanırsam.

ne kadar sevdiysem   kendimi bildiğim evi,    nasıl uzun yazdım.    hala da yazabilirim .   lakin bahsettiğim banyo dolaplarının montajı için ustalar gelecek.    kaçış yok;ustalar hayatın her anında maalesef.

insanların hoşlarına giden konularda yazarak,   kilo verdiğini biliyormuydunuz?
yoksa bu da züğürt tesellisi mi?

3 yorum:

neseersoy dedi ki...

Eminim okuyan herkes önce çocukluğuna oradan da yetiştiği eve ve mahalkeye gidecektir , ama daha çok TV nin evlerine gelişini ve TRT yazısıyla istiklal Marşını merakla bekleyen yaştakiler :-)Sevgilerimle,Neşe

İkiz Annesi dedi ki...

Ne güzel anılar ne güzel hatıralar.Bu aralar ben de zaman zaman çocukluğuma seyahetteyim :)

neval dedi ki...

NEŞE ERSOY;hoşgeldin:) evet benim yaştakilere nostalji yaptırdım biraz.

İKİZ ANNESİ; yaşlanıyormuyuz Aylinim geçmişi düşünür olduk çokca.yok yok kendi adıma konuşayım ben