15 Mart 2012 Perşembe

toplu taşımada zorunlu kulak misafirlikleri

denk gelmişsinizdir mutlaka bu tür diyaloglara; iş çıkışı yorgun dimağlara tam bir şenlik lakırdıları.
sohbeti uzatmak için sarfedilen gayretler
bu gibi durumlarda,   gsm operatörlerine ne kadar kızıyorum.   dakikaları abuk subuk konuşmalar olsun diye dağıttıkları için.
geçen akşamüstü.yorgun beynimin,süküneet çığlıkları arasında mecburen dinlediğim muhabbete bakıverin bir yol;
-ama sen bir gün yakalanacaksın,pencereden kaçmak da neymiş ?
.....
-hem de kadın evli ha ? (burdan hareketle ,erkekle konuştuğunu anlıyoruz minibüs ahalisi olarak)
....
-ayağını denk al,bak baban duyarsa (güya fırça çekiyor,ağız kulaklarda)
ve bunun gibi zırvalar daha...



bir başka akşam yine,yanıma oturan kızla aşkısının çekişmesini dinlemeye mecbur muydum sanki?
-aşkıım merhaba  :)))
...
-iyi ben de tülaylara gidiyorum ders çalışmaya.
-!!!!!
- ne demek ? izin mi almam gerekiyor senden ?
- homur homur
-sen geçende taksime gittin,sordun mu bana ?
....
-tamam bu konuşmayı bitirelim artık
.....
-yanlış düşünüyorsun ( aşklı meşkli söylemler uçtu gitti)
-kapatmak istiyorum !   çattt !
tamam tartışma aşkın tuzu biberi de,başkasına duyurmanın alemi ne ?
hele en çekilmezi de kimbilir nelerin mevzubahis edildiği, dilini anlamadığımız konuşmalar; neceyse artık
kimbilir ne diyor abidik gubidik ?    diye şüpheli bakışlara maruz kalsalar da,   tınnn




biz bir zamanlar utanır idik ,ulusca.     uluorta kavga da etmez,cilveleşmezdik de.    eşimizin tenhada ettiği bir kaç tatlı söz,     belki de gizli saklı bir buse,     şimdi altlara serilen dünyalardan üstün idi.
çünkü bizim gizli dünyamız , gerçekti.      şimdiki gibi cümle alemin önünde sergilenen oyunlara sahne olmak yerine,    yeri gelince sevinip,bazen de üzüntülere gark olduğumuz özelimizdi bizim.

duyguları ayan beyan yaşamak , moda mı oldu ?
yoksa hisler samimiyetten uzaklaştı da,    milleti ikna etme çabaları arasında, içimizi mi rahatlatmaya çalışıyoruz ?

5 yorum:

Limon çiçekleri dedi ki...

Hiçbiri değil teyyarem,bunun adı densizlikten başka birşey değil.Bırak biz o günlerin en özel hallerinin anılarıyla mutlu olalım..Onlar bilmesede olur..

seda dedi ki...

çok güzel bir post olmuş. ben de anlamıyorum nereye doğru gidiyoruz!

nabrut fıdıllıoğlu dedi ki...

konunun ana fikrine hiç değinmezsek diyorum ki sıkıcı otobüs yolculuklarında en sevdiğim şeydir telefonda konuşanlara kulak kabartmak:)

neval dedi ki...

HAVVA; yerinde tespit; bravo

SEDA; bu gidiş hayra alamet değil

NABRUT,seni anten seni...

güneş dedi ki...

harika yaa hele son yüreğinize sağlık!Ah bende blog açabilsem söyleyecek çok şeyim var da bilmiyorum off