üniversiteye giderken    2 yıl      bitirince de    1 yıl    kuran kursunda yatılı kaldım      ilk iki sene otel gibi kullandığım için     pek bir şey öğrenemedim     hafta sonları da     eve kaçmaya çaılştığım için   o bir sene de ise     kuranı kerim okurken manasını biraz anlayacak kadar      arapça         harfleri doğru çıkaracak kadar tecvid öğrendim

   kursta    250 kız öğrenci vardı    ,   çoğu ilkokulu bitirip gelmiş     ve hoca olma amacını taşıyordu      ben ve arkadaşım emine     19 yaşında   ve ilk defa otoriteyle tanıştığımız için   kurallara uymak zor geliyordu biraz           mesela arka avluda bir bakkal varken       neden gidip çikolata almayayım ki ?        (  o çikolatayı    eteğimin beline saklamıştım da    eriyip rezil etmişti üstümü   itaatsizliğin cezası işte )         hafta sonları eve gitmek için,     taa bakırköyden ailemin gelmesini beklemek ise     saçmalık değilmiydi  ? (  hele pazartesileri kendi başıma dönüyorsam )      bu yüzden arkadaşlarımı ziyarete gelen    anne babalarıyla benim izne çıktığım çok olmuştur       ne deyip ikna ediyordum idarecileri kimbilir ?      biraz da müsamaha ediyorlardı bize  ;     çünkü tek üniv.mezunu bizdik     ve    bizi hoca yapmak  istiyorlardı 
tabii bu görmezden gelmenin bir sebebi de    kıymetli emine hocanın     kıymetli talebeleri olmamızdı       kimse bizden hesap soramıyordu,    biz de bunu sonuna kadar kullanıyor      herkes akşam ders çalışırken    kursun yangın merdivenlerinde geziyor,    gizlice bavulhaneye çıkıp   çene yapıyorduk       ne mi konuşuyorduk ?  tabiki erkekler        emine nişanlıydı , ben de    istemem yan cebime koy erkekimle sözlü gibiydim      ehh laf bitmez tabii
bir gece yağmur çiseliyor,     ne yaptık ettik     kursun damına çıktık,    orada oturduk,   şarkılar söyledik birilerini özleyip,    ahh çektik      benim yükseklik fobim olmasına rağmen       öyle bunalmışız işte                bir teyzemiz vardı    ;   kızların ihtiyaçlarını getirirdi dışardan        onunla bir grup kızı,   dişçiye gönderdiler beşiktaşa          biz dururmuyuz  ?        hemen ağrıyan dişler icat ettik,     takıldık peşlerine     teyzeyi de kafaya aldık       beşiktaş çarşısını turladık        ilaç gibi gelmişti o zaman
en çok yaygarayı      kursun sömestr tatiline çıkmayacağını öğrenince    çıkardık       ağla    ağla   gözlerimiz şişti         yarebbim       sanki dünyanın sonu gelmişti        tabii hocamız dayanamadı      ve bizi gönderdi     okka kişinin içinden    , sadece biz gidince      diş gıcırdatmalar artmış,  imtiyazlı  talebeler     diye adımız çıkmıştı
otorite tanımıyorduk asla        hocaların gözüne baka baka konuşuyor  çekinmiyorduk  hiç          niye çekinelim ?       hepsi bizden küçüktü  ve pek azı mütevaziydi    ama     emine hocanın sevgili talabeleri olarak dokunulmazlığımız vardı     ve sonuna kadar kullanıyorduk bunu        sevgili hocam  hoca sıfatını taşıyabilen nadir insanlardan       bazı hocaların yaptığı gibi,     zengin fakir ayırdetmez     herkese aynı samimiyetle yaklaşırdı     sonunda      beni evlilik yoluyla yanına aldırmaya çalıştı      ama lakin çok geç olmuş gönül çoruma doğru uçmuştu bile
erkekim,    o zaman okulu bitirmiş,    memleketinde çalışıyor     15 günde bir istanbula ziyarete geliyordu     izin dönüşlerinde     genellikle beraber olurduk          hiç unutmuyorum;     bir gün üsküdarda minibüs bekliyoruz bir ara kayboldu      geldiğinde elinde katlanmış gazete vardı         acele acele        al bunu çantana koy dedi   o ne ki    ?   diye   baktım   ;kırmızı güller         serde delikanlılık var,     açıktan veremiyor     ehh     aşk var  vermek de istiyor
ilk güllerimi    böyle gizlice aldım işte        üsküdara  böyle düşkün olmamın sebebi     belki de bu .
sene sonu geldi,   sınav oldum       kazanırsam 1 sene daha okuyup,    hoca olacağım      millet 4, 5 sene okuyorda oluyor       ama dedim ya   ;    kararlılar yapacaklar beni       hiç çalışmasam da soruların çoğunu bilemesem de geçirdiler
o zaman dedimki  aileme  ; ben hoca olmayacağım     ,  seneye de gitmeyeceğim       bayağı sorun çıktı,  sonra işe girdim de kurtuldum     insanın    hayatındaki dönüm noktası olan     kararlardan biriydi bu   değerlendiremedim 
  bize diyorlardı ki ; bu seneleri arıyacaksınız       gözümüzü aşk bürüdüğünden asla diyorduk      taa ki çocuklar büyüyüp,     kendimizi hesaba çekicek zaman bulana kadar     
şimdi diyorum ki   ;   eğer 1 sene daha okusaydım ,   ahiret için kayda değer bir şey yapmış olurdum      birilerine birşeyler öğretirdim      onlar  bayrağı devam ettirdikçe,     amel defterim      Allahın izniyle hiç  kapanmazdı       millet bunun için çeşme felan yaptırıyor
ailem imkan tanıdı       elinden geldiğince okuttu      bizse  kızımı sadece bir kaç yaz tatilinde  gönderebildik   oğlum ise,    iğne sorunu yüzünden    yatılı kalamıyor hiçbir yerde         onları başlarının çaresine baksınlar diye hep eğitime yönelttik     en önemlisini unuttuk galiba     en büyük korkum  arkamızdan bir yasin bile okuyamamaları
hadi bir dua ; 
mevlam cümlemizi       amel defteri kıyamete kadar     kapanmayanlardan eylesin
not:   mecon  kaynana diliyle  macera demek oluyor