17 Ağustos 2010 Salı

bu da başka yıldönümü

bazı kötü anılar vardır vargücünüzle unutmak istersiniz  istisnasız her anımsadığınızda içiniz ürperir hemen avizeye bakarsınız

17 ağustos içimize hiç dinmeyen bir korku bıraktı       her şeyden kaçabileceğimizi ama ALLAH tan asla kaçamayacağımızı öğrendik



ALLAH  korkusunu tattı koca bir şehrin büyük küçük her bir ferdi       uzun müddet sokakta arabada yattık komşularla sanki   neşesiz bir piknikte gibiydik      gece sarsıldık ya ;    gündüz olmayacakmış gibi   beyler işe hanımlar eve çıkar      eksik kalan uykumuzu tamamlar      hayatımıza devam etmeye çalışırdık   her bir kıpırtıda yüreğimiz titreyerek

 ahh        akşam olduğunda  asıl panik o zaman başlardı        yemek yedikten sonra camdan battaniyesini alanların soluğu boş arsada almasını,     evlerin ışıklarının bir bir sönmesini izlerken      çaresiz biz de inerdik çoluk çocuk          ertesi akşam inmeyiz artık diye karar vererekten          ahh ama o korku benzemiyor hiç bir şeye  unutturuyordu   kendinden başka her bir sözü



çaresiz piknik akşamlarında,     iflah olmaz bünyelerin ziftlendiğini de    gördük beraberce ve şükrettik halimize
 uzun müddet   o sıcaklarda günlük kıyafetlerimizle girdik    yataklara       kuş uykusuna yattık

deprem bizden ne aldı ?        oğlumu şu an için      başka bir tedavi bulunana kadar,    ömür boyu insüline mahkum etti           insan kimseyi evlat acısıyla terbiye etmesin          Allah affetsin isyana bir milim kalmıştı  mevlam esirgedi          şimdi hamdediyorum derdimize       ya dermansız hastalık olsaydı diye



deprem bizden     yeni aldığımız evimizi aldı    sonra çok şükrettim içinde olmadığımıza       o muhitte ağır hasarlı olup yıkılma kararı alınan tek binaydı       ve hem kirada oturuyor hem de bir maaşla    kredi borcunu ödemeye çalışıyorduk        dedim ya  defalarca teklif etmesine rağmen,     babam da dahil kimseye mihnet etmedim         evimizi yıktıklarında çok üzüldüm         üzüntüden ellerimde vitiligo hastalığı çıktı tedavisi şu an için yok

biz nakıs cahil kullar      mevlanın takdirine neden rıza göstermeyiz ?         o niye öyle  şu niye böyle oldu diye paralarız ki kendimizi ?         elimizdeki gitti diye üzülürken devlet bize daha güzelini verdi      hiç ummadığımız halde            o sene ayrıca yazlık sahibi olduk       tatile denize gitmeye başladık      hem de araba aldık

inanın    nasıl olduğunu hala anlamış değilim         tamamen mevlamın lütfuyla ve duayla       bazı şerler aslında hayırdır ama biz bilmiyoruz        başımıza gelince ah vah ediveriyoruz



hala deprem riski var   dünyanın  her yerinde       bir kitapta okumuştum ; dünyanın sonunun başlangıcı diye bir zaman var       o zaman  her gün dünyanın bir yeri sallanacakmış       şimdi de öyle değil mi  zaten ?  haberlerde her gün bir yerlerin sallandığını duymuyormuyuz ?

dünyanın sonu gelmiş ne uğraşıp duruyoruz  birbirimizle ?    ne kavgalaşıyoruz hayatla ?     yiyeceğimiz bir lokma ekmek   ama şöyle olsun böyle olsun diye ne kadar özeniyoruz  farklı bir şeyler yapmak adına ?

ve siz       çok okumuş deprem profları    ;   zavallı üzmez  prof u  istanbulda deprem olmaz dediğinde ne kadar üzdünüz             türkiyenin gözbebeği istanbulda deprem olacak yaygaralarını bırakın artık    !        kendi kesenizi doldurmak için insanların korkularını alevlendirmeyi bırakın artık ! 


birde bakmışsınız   size özel bir  deprem oluverir      kendi küçük kıyametiniz kopuverir  !

4 yorum:

esra dedi ki...

Önce çok geçmiş olsun canım..dediğin
gibi Allah alır,Allah verir biz bilemeyiz ne neden...bizde Ailece Çınarcık'tan hemen sonra gelen Esenköyde ev kiralamıştık tatildeydik...hatta veli göçerin evleri ucuz diye bakmıştık ,yokuş olduğu içn vazgeçmiştik:)))Çınarcık yıkılırken kırık tam esenköyde durmuştu...eşim iş için Yalovaya gitmşti Esenköye gelmek için taksi parasıyla otel parası aynı olunca taksiyle gelmişti Yalovada kalmayıp...gece bir gürültü gök gürlüyor sandım..ana gök değil, yer gürlüyor...evin yabancıs olduğum için çocuklarım nerede arıyarak buldum yavrularım,çocuklarım diyerek,valla gözlerim doldu şu an....Beyza altı aylıktı sütünü vücudmun ısısıyla ısıtıp içiriyordum üç gün bahçede yattık....komik olan birşey oldu o zaman...evini kiraladığımız kadın kapını neden kilitliyorsun bizim köyde herkesin kapısı acık diye cidd cidi sinirleniyordu..her n kadar teyzecim senden kilitlemiyorum,biz İstanbuda kilit kulandığımız için alışkanlık desemde anlamıyordu...deprem olunca nekapı kilitlemsi köyün adamlarıyla yatak yorgan paylaştık:)))))ammada yazdım hee..bloğuma yazsammı yazmasammı derken yazamadım seninle paylaşayım bari...allah cana getirmesin mal geri geliyor...yakınlarını kaybedelere Allah sabır versin....

Adsız dedi ki...

canım sen ve senin gibi depremi atlatanlara Allah sabır ve metanet versin.bazı ilimadamlarına göre 200-300 yıl kalmışkıyamete 1000 den sonra kıyamet başamış oluyormuş.gazeliye göre tam nerde okudum bilemedim ama.biz şimdi 1400 lerdeymişiz.en sonuna Allah bırakmasın diyorlar.biz şu an ortasına dogru ilerlemekteymişiz.Allah sonumuzu hayır etsin.biz bile konyada resmen sallandık merkezini düşünemiyorum.Allah diyorum.cocuklar hepimizin son duragı Allah başka imtihanlarla terbiye etmesin.bizde hata cok lütuflar rahmet sahibinden felaketler nefsimizdenmiş.Allah nefsimize uydurmasın.sana ve ogluna Rabbim şifa versin.derdi veren dermanını da verir.inş.sevgiyle mutlu kal.

Atolyekedi dedi ki...

Çok üzüldüm. Allah dermansız dert vermesin.Çok geçmiş olsun. O çevrede yaşayan herkezden bir şeyler gitti, çok acı..

neval dedi ki...

ESRA ; ahh hep yattık sokaklarda
bir sabah hiç unutmuyorum bir uyandım ki ; yan komşumuz hamit abi oğlu karısı yerde yatıyor üzerlerine yorgan örtmüşler sanki oyuncak bebeler gibi yanyanalar gülünmeyecek halimiz ama gülmüştüm

SELİNKA; aman selinkacığım o konuyu hiç açma kıyamet bizim üzerimize kopacak diye ödüm pörtlüyo zaten amin canım sağol bir dr dan duydum şeker hastalığı için hücre nakli başlamış onu bekliyoruz inş. herkese şifa olur

ATÖLYE KEDİ; öldürme korkut demişler ya çok korktuk çok
amin beterini görünce hamdediyor insan