6 Ağustos 2011 Cumartesi

tahammül edemezsin    eline değen,   sevgilinin eli olmadıkça.
tesadüfi çarpmalardan bile huylanırsın,  itersin tüm benliğinle o zavallıyı.

oysa sevgilin tutsa elini,   ya da yanağını okşasa ,     gözbebeklerini yumuşatan,, içini ısıtan bakışlarıyla ,      teninden   tenine ,   sanki görünmez sevgi huzmeleri yayılır. 
ordan da kalbe giden bir yol var kesin ;     bir atım tekler,      belki de fazla gelen voltajdan,       kimbilir..





işte,     o akımı aldığın anda,    senden mutlusu olmaz ,     üzüntüler uçar gider ,  kuş misali zihninden.
başın dik,     gözlerinde yıldızlar,      belki  de 10 yaş gençleşirsin, bir anda.    kadın    veya erkek farketmez,      sevgi insanı kanatlandırır her zaman .      ışıldarsın adeta;  seven -sevilen,  bay- bayan

sevmek öyledirki ;  beraberinde getirdiği ,   kamyon yükü dert ve sevinçle harmanlanmıştır .
herşeyine;     ak düşmüş saçlarına ,     ihmal edilmiş sakalına bile    sahip çıkmaktır,  kıskanmaktır  . 
ama sadece maşuka  yönelsin o bakışlar ,    ele el gibi bakmalı,      hatta kayıp gitmeli üzerinden, boşluğa doğru
ahh...   o  ışıltı ,  çekmesin  yasak gözlerin nazarlarını .    istemem ki değsin  o bakışlar   ,  aşkımın sevimli göbeğine bile.

6 yorum:

nohut oda dedi ki...

hayırdır kıskanclık mevzusu gırdı araya galıba:)

neval dedi ki...

ahh olmazsa olmazımız o bizim .

Nil dedi ki...

ya biz çok erken tükettik bu heyecanlarımızı :( ne kıskançlık ne bu derece yoğun romantizm kalmadı :(

Şerife dedi ki...

umarım kısa sürmüştür

neval dedi ki...

NİLHAN;kökü varsa yeniden yeşerir arkadaşım,önemli olan o kişiye özel olduğunu hissettirebilmek değilmi? o zaman biz de onun için özel oluyoruz ister istemez.hayat koşturmacası ise romantizmin baş düşmanı zaten.

ŞERİFE;izafi biraz kısalık.vereceği kadar zararı veriyor her zaman.

otuzundansonra dedi ki...

Ne güzel duygular böyle