29 Nisan 2010 Perşembe

buyrun yanık kestaneye

işten gelince bir heves kestane yiyesim geldi nasıl açım nasıl zaten arabaya tok binerim aç inerim öyle yaramıyor bana bir de yarım saat yoldan gelince karın doyurmak acil ihtiyaç oldu
bu mevsimde kestaneyi nerden buldun derseniz işte burdan
bu ara organiğe takmış durumdayız peynirden tut sebzeye hatta deterjana kadar organikçiyiz
kestaneleri atmamla maillerime bakmam bir oldu.tabii unutkan neval hoş ! bir koku eşliğinde hatırlayınca mutfağa doğru engelli bir koşu tutturdu sonuç;
eh işte yenmicek gibi değildi ve yedim de,tok tuttuğunu fark ettiğimden beri favorim zaten 
kışın da dışardan aldığımızda renkleri böyle oluyor o kadar para verdik diye bayıla bayıla yiyoruz
blogları gezerken baktım çekiliş furyası gidiyor neden acaba? insanlar izleyicilerinin artması için 
mi bu kadar uğraşıyorlar? tabii herkesin bu niyetle yaptığı söylenemez
izleyici artınca reklam felan sonra da gelsin tıklanma başına şu kadar dünyalık mı niyetler?
şurası bir gerçekki bu nasrettin hocanın koyun hikayesi gibi;uzun soluklu bir iş çook çook tıklanıcaksınız (blogunuzdaki reklamlar)ki kazanın.  sabrı olana.
hiç cezbetmiyor beni kişisel günlük niyetiyle başladığım bu macera da kısa zamanda tatlı arkadaşlar buluverdim 
ama şu da var ki incir çekirdeği kadar olmayan şeylerden kapışmalar,söz düelloları, ,çekemezlikler,tartışmalarda taraf tutma beklentisi,tanımadığın insanların yorumlarına tenezzül etmemek vs vs
ne oluyoruz? neyi paylaşamıyoruz? herkesin evi ayrı,kesesi ayrı,bir arkadaş heyecanla fotoğraf makinası lensi aldığından kızının odasından bahsediyor paylaşma adına biz bunların kaça malolduğunu mu hesaplıyoruz?sonra da çirkef çirkef yorumlar...
bize yakışmıyor hanımlar biz gelecek neslin anneleriyiz  evlatlarımızı hangi değerlerle şekillendireceğiz?
hepimiz biliyoruz ki hastalıklı duygular insana hem dünyayı zehir eder hem ahiretini zindan eder,niye arkadaşımızın sevinciyle sevinip onun  mutluluğunu ikiye katlamayı denemiyoruz?
söyleyen ne güzel söylemiş; güzel gören güzel düşünür...
sizi baharın nimetleriyle başbaşa bırakıyorum

3 yorum:

Kbr-Bhdr dedi ki...

bayılırım kestaneyee olsaydıda yeseydik şimdii..
bişi diim mi ben o şekilde seviorum bilerek yakıorum sen unutmuşsun ama bnce daha ii olmuş:)

Syhn dedi ki...

güzel düşünende hayatından zevk alır değil mi nevalım ;)

bak bu kış doyasıya kestane yememiş olsaydım inan burnundan getirirdim yediklerini:) öyle severim ve çirkefimde hani :)

neval dedi ki...

kübracığım;blogunun teması hoş olmuş yazılarım silinir diye cesaret edip değiştiremiyorum
kestaneyi sevmeyen yok herhalde
seyhanım;hayattan zevk almak elimizde ama biz ısrarla zehir ediyoruz ne hikmetse
bahar bahar milletin canını kestane istettim şimdi yaza kadar bekliyecekler,yaşasın kötülük !