27 Ocak 2011 Perşembe

koşan nevalden kısa kısa nefesler

papatyam koş dedi ,   koşuyorum.

   



bugün misafirim var        akşamdan hazırlığımı yaptım ; kedi dili pasta (portakal pelteli sevginin tarifinin biraz değiştirilmişi )   tahinli kurabiye pepeladan   ,   malatya usulü mercimekli köfte zeytune abladan       halis köy çökeleğinden börek annemden        güya misafir ağırlıyorum

sabah işe gittim ; lakin  akşamdan soframı bile hazırladım      en erken üçte gelebildiğim için, misafirlerimi annem karşılayacak     ona  fazla iş bırakmak istemiyorum doğrusu.

bu aralar nedensiz iş sıkıntılarıyla uğraşıyoruz.     içimden değil dışımdan bolca konuştuğum için yazasım gelmiyor pek

 eve geldiğimde  misafirlerden ikisi  gelmişti  ; diğer ikisi de,      az sonra aramıza katıldılar    ( ne kadar cici yazıyorum bak ,   kendim bile etkilendim )          balkonda,    bahar günlerini aratmayacak havada ( balkon kapalı, tahmin ettiğiniz üzre )    beş çayımızı içtik       nedense hazırladığım sofraları çekmeyi hep unutuyorum belki de blogumun amacı olmadığı için.





cuma  günü rotamızda yeşilköy  vardı ;     annemin eski kapı komşusu ve çocukluğumuzun nesrin ablası .  iki sene önce,   bir vesileyle tekrar irtibat kurduk ,     tarık amcanın her daim hatırını sorar oldum       insan belki de, babasının yokluğunda, daha bir ihtiyaç duyuyor çocukluğunun amcalarına.     bizim çocukken bakıp oynadığımız şirineler, evlenip anne olmuşlar        ne kadar mütevaziydiler,  ne kadar güzel sohbetle ağırladılar bizi ,     görgü ve islamiyeti yaşamak birleşince;    özenilesi kişilikler çıkıyor meydana .

cumartesiyse tam bir hengame ; anneme manto almaya eminönüne gittik ;     hani şu adam başı abla manto- pardesü lazım mı diyen, çığırtkanların olduğu yere.       geçen gün aldığım pardesüler pek rağbet görünce üç bayan düştük yollara.      arkadaşlardan birinin eşi çantacı , mantodan önce çantayı beğendik aneye;




benim de  hoşuma gitti ,       hatta alabilirim  utanmasam evdeki çantalardan .    mantodan sonra eşarp almamak olmaz ,    benimkinin aynısından aldık,   yanına da deichman dan anne ayakkabısı ,işlem tamam ama biz de olduk natamam       kısaca haftasonu aneyi süslemekle geçti       demekki neymiş ?    hem çalışıp hem gezmek  ;  out  artık




biz çarşıdayken minnoş sürpriz yapıp geldi ,    yarın da onu yolcu edeceğiz ,      minik erkek zaten okul gezisinde       aneyi de akşam bırakacağız        kaldık mı edikle büdük ?

yani bir nevi yaşlılık provası ,       hani şu eskilerin deyimiyle  ,   çocuklarını evermiş,     saçları beyazlamış çiftlerinki gibi.       bu arada bitirsem bari elimdeki sürüneni,





yarın kendime izin verdim ;    patron olmanın avantajı .        istanbul gezisi demek kitapçı demek ,bolca da yorgunluk detaylarsa  sonra  gelsin bi zahmet

şu bilekliği de,    nerden bulsam da alsam ?



13 yorum:

Unknown dedi ki...

iyi akşamlar çantalar çok güzel ama sizin yazınızdaki resme takıldım yukardaki uçan süpürgedeki kız :) çocukluğumda çok severdim bu çizgidiziyi zaten bir anime ve manga hastasıyım :) neyse hayırlı akşamlar

Neşece herşey dedi ki...

Siyah çantaya bayıldım ben de en çok ilerde yalnız kalıp pencere önünde çocuklarımın gelip gelmeyeceğini beklemekten korkuyorum.Tıpkı annem ve babam gibi.

İkiz Annesi dedi ki...

Önce en son gördüğümden başlayayım bilekliğe bayıldımmm nerede bulursun bilemiyorum ama bulursan lütfen bana haber ver:)
Yalnız kalışınızı yaşlılık provası olarak nitelemişsin ya ona aslında ikinci balayı desek hazır yalnız kalmışken aşk tazelense yeniden:))
Anneciğinin çantası da güzelmiş iyi günlerinde kullansın.
Sevgiler:)

neval dedi ki...

DÜRR-İ YEKTA; siz şanslısınız bizim zamanımızda bir elin parmakları kadar çizgi film vardı çevirip çevirip hep aynı şeyleri yayınlarlardı ;şeker kız,heidi,tom ve jerry vs.

2ZANNESİ;hangi siyah ? ikisi de siyah çünkü.
mevlam kimseyi yalnız bırakmasın annenizin en azından beraber bekleyeceği biri var.

İKİZ ANNESİ; tamam ,ok.
hah ikinci balayı çok zor bu yorgunlukla.çantaları biz de beğendik ,özellikle rugan olanın albenisine direnmek imkansıza yakındı.

Deli Anne dedi ki...

o bilekliği ben de sevdim.. ne güzel detaylar var üzerinde.. koş papatyam deyince de aklıma koş lola koş filmi geldi:)

İKİ MELEK dedi ki...

bileklik çok güzel.bulursan bizde alalım. bizde hala edi ile büdüyüz.bu hale alıştık galiba çocuk olursa nasıl olur düşünemiyorum. yani evde başka bir ses olmasını...

neval dedi ki...

DELİ ANNE;o filmi çok duydum bugünlerde .seyretmek vacib oldu bileklik de annanemin deyimiyle çok kadın.

ŞİRİN BUTİK; yabancı vintage mücevher satan bir sitede görmüştüm ,unuttum gitti.neyse kısmetse çıkar bir yerde karşımıza elbet.

Adsız dedi ki...

ah ne tatlı yazmışsın ülümseye gülümseye okudum :))) Sevgilerr

neval dedi ki...

TESETTÜR AŞKTIR ;gönül okşayan sözlerin için teşekkürler

Unknown dedi ki...

bileklik çok güzel neval ,çantalarada bayıldım ,kuzunda süpriz yapmış gelmiş odaha bir hoşuma gitti anneye selamlar ...

neval dedi ki...

DİKİŞ DERSİ;aleykümselam .daha güzelleri senin olsun kardeş. zuzu yu özlüyoruz çok,bakalım ne olacak sonumuz ?

Unknown dedi ki...

Ahh be Nevalim ben sana koş dedimse bu kadar da koştur demedim:)))
Yorulmuşsun canım benim ama değmiş anneciğini mutlu etmişin güzel ciciler almışın sağlıkla kullanın ikinizde
Demek sende benim gibi kuzunun hasretiyle yananlardansın???:(
çok özleniyor be güzel kardeşim Allah çocuklarımızında biimde yardımcımız olsun sonumuz hayır olsun inşaallah
Edi bidi başbaşa kalmak insana bazen ihtiyaç:)))))
sağlıcakla kal yorma kendini

neval dedi ki...

PAPATYA 68 ;tanımadın mı artık
bacım ? vur deyince öldürürüm. evet aneyin mutluluğu herşeye değer
evlat ince damarlarla bağlı kalbe.sızım sızım sızlatıyor yokluğu.
amin,evet başbaşa olmak güzel ama uzun süre olunca konuşacak laf da kalmıyor,yaşlı moduna giriveriyorsun