huzurlu evler de var ;
herkesin görüşünü rahatça söyleyebildiği, sevginin de üzüntünün de, yeri geldiğinde kızgınlığın da ifade edildiği
muhakkak rastlamışsınızdır içeri davet edildiğiniz anda mutluluk solumaya başlarsınız peynir ekmek ikram edildiğinde bile baklava yemiş hissedersiniz sakinlerinin yüzünün her karışına huzur dinginlik sinivermiştir bir parçasına sahip olmak istersiniz çıkmak istemezsiniz oradan uzatırsınızda uzatırsınız misafirliği kapıdan çıktığınız anda yine bir daha gidesiniz gelir yurdumun sakin, yıllardır kukla gibi yönetilen, kandırılan insanı bir avuç huzura o kadar muhtaç ki
evlenmek için, içgüdüsel olarak babamın tam tersi kişilikte birini seçmem, belki de bu huzur arayışındandı eşim tam tersi, anaerkil aileden gelmesine rağmen kendiyle barışık bir insandır onunla kendimi kanıtlamak için sebepsiz tartışmalar icat ettim yılların birikimiyle kendimi ispat çabaları verdim istediğim yere gittim istediğimi giydim ( tabiiki pantolonu 2 sene hiç çıkarmadım ) geç bir ergenlik yaşadım kısacası...
sonra bir gün bir baktım ki ; aslında kendimle savaşıyorum
kendimle barıştığım gün o gündür ; evimize huzur geldiği gündür
artık teyyare söylenen her sözü kendine tehdit olarak almıyor ,çocuklarıyla konuşurken empati yapmaya çalışıyor , en ufak kırgınlıkta köşesine çekilmiyor , goncasıyla arasına hiç bir dargınlığın girmesine izin vermiyor, gerektiğinde olması gerektiği gibi dimdik arkasında veya yanında destek oluyor ve Peygamber s.a.v. in lanetlediği erkek kıyafetlerinden imtina ediyor
evi her insanın kalesidir evimin huzur kalesi olmasına çalışıyorum.. .bu kendime ,çocuklarıma ve ülkeme verebileceğim en değerli hediye; mutlu aile = mutlu toplum = güçlü ülke
15 Haziran 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
Çok etkilendim
ama her zaman böyle sakin kalınamıyo ki...
ne savaşlar yaşanıo evliliklerde ne yazık ki
dikiş dersi ; aleykümselam hoşgeldin
Yorum Gönder