14 Haziran 2010 Pazartesi

korku imparatorluğu

    bazı evler vardır huzursuz,



ziyarete gittiğinizde anlarsınız az çok   sanki evin tülüne perdesine sinmiştir huzursuzluk  nasıl ağırlanırsanız da gene de bişeyler hissedersiniz     ya evin bebesindeki huzursuz bakış ya evsahibenizin azami memnun etme telaşı ya da orada soluduğunuz hava ;  hepsi birden der ki ;   gitmelisin ,  gitmelisin     bazen şık bir evde incelikle ağırlansanız da bu böyledir    kalkıp gitmeden ruhunuz huzur bulmaz     o evlerin misafirlikleri hep kısa ömürlüdür  ev sahibi sebebini anlıyamasa da
huzursuz bir evde büyüdüm
babam rahmetli disiplinli,sinirli ama alabildiğine merhametli eliaçık bir insandı   Rabbim ondan razı olsun


annemse tam tersi sabır taşı,anlayışlı sakin bir ahiret insanı   hani yüzüne bakınca dersiniz ya  cennetlik  öyle birisi işte
biz üç kardeş hep diken üstünde büyüdük, hep çekindik babamızdan bizi hem bu dünyaya hazır hale getirdi hepimiz üniversiteyi bitirdik   ayrıca hepimiz de nerdeyse hoca olabilecek kadar dini eğitim aldık yatılı okullarda
her istediğimizi yedik, giydik bir eksiğimiz olmadı hiç  lakin o huzursuzluk hep vardı içimizde babam sıktıkça bizi annem tavizlerle serinletirdi yüreğimizi    dövmesi sövmesi yoktu adamcağızın   kendi bildiği gibi eğitmeye çalışıyordu sadece    sevgi görerek büyümemişti ki   amcamlara bakınca en iyisi babam diyorduk   tahmin edin
annem sakin bir evde yetiştiği için alabildiğine mütevazi kişiliğe sahip,  herkesi memnun etmeye çalışır hala


bizim için korku ; annemin -seni babana söyleyeceğim- demesiyle başlardı  babamın kızmasıyla son bulurdu  biz hiç babamla güle oynaya sohbet edemedik    onun geldiği saatte hep evde olurduk   asla sesimizi yükseltmedik   ergenlikte bile  18 yaşında tesettür şerefine nail oldum ;   babam dediki  ; örtünmezsen okuyamazsın   ataköy lisesi gibi asortik bir lisede okumuş  ( ah orası ayrı konu )  hem de üniversite kazanmış genç kıza söylenecek laf mı bu ?    iyiki de söylemiş  belki de hala kapansammı sancıları çekiyo olabilirdim bu yaşta    gerçi açıktım ama sadece başım     çorapsız  dışarı çıkamazdım  çok kısa kollu giymek nerde ?   pantolonu hep gizli saklı giydim  asla oje süremedim        bir sürü ukde kaldı içimde
evlendiğimde canla başla herşeyi yapmaya çalıştım   çocuklarımız oldu  çocukların doğumuyla beraber nasıl iyi ebeveyn olunur  ?  içgüdüsüne sahip olamıyorsun tabii   ailenden nasıl gördüysen öyle yapıyorsun, doğru bildiğin yanlışlarla     zavallı kızım cahilliğimize geldi  oğlumda öğrendik  ana babalığı hoşgörüyü, empatiyi



        
                                               sonuç ; my sweet home

devamı yarın...

1 yorum:

emel dedi ki...

nevalcim, seni okurken gözlerim doldu. ama şükretmelisin sen, ben kendi evimizi, kendi babamı düşündüm de... şükret haline...