1 Mayıs 2011 Pazar

ada nostaljisi

domatesin kabuklarını her soyduğumda    bu sabahki gibi ;    büyükada aklıma gelir.      sema ablanın , bahçeden topladığı domateslerin,  kabuklarını soyması, dayımın midesine dokunduğu için.
yaş 16 felan ,    mide hastalıkları   pek yaygın değil,    hormon kavramı diye bişey yok zaten.    organiğin kıymetini de bilmiyoruz,   bu yüzden bizim için domatesin güzeli ,    cumartesi pazarında kabakçalı teyzelerin kasa kasa getirdiği mis kokulu minik domatesler,   o da mevsiminde.       herşeyi mevsiminde yerdik,seralar yoktu pek.      evlendiğimde ,   evsahibimin gelini alırdı manavdan pahalıca,      lezzetsiz ama isteniyor evde derdi,   anlamazdım





hayat aslında alışkanlıklardan ibaret.     bu sene herşeyi mevsiminde yedik biz,     sera olarak sadece domates aldım.       o da diğerleri gibi sadece çiftlikten.

büyükadayı ; ilk gençliğimdeki halini yazmak niyetim.   dayım orada tarihi bir   köşkü restore ettirip ,yazları yaşarken başladı,  ada maceramız.      her sene gider,   bir hafta kalırdık;    turist gibi günübirlik pikniklerle  değil,   ada sakini gibi tanıdım orayı.
sahildeki pastanesinde tanıştım ilk kez muffin keklerle    ve aşık oldum.    keklere tabii
gayrı müslimlerin,     kocaman bahçeler içindeki köşklerini ,   gözlerim büyüyerek,     hayal kapılarımı ardına kadar açarak seyrettim.





berrak denizinde yüzerdim olanca pervasızlığımla ,yanar soyulurdum.     aya yorgi tepesinde dolunay pikniği yaptık bir kez  adalılar gibi .      hızlı metabolizmam yüzünden,    hiç doymazdım.       yengemin dikkatli bakışları altında ekmek yiyemiyordumki,   doğru dürüst.
sema ablanın     eğik çatılı odasında,    tanıştım ilk kez beyaz dizilerin romantik dünyasıyla.    çatı balkonunda  güneşten kızmış,   yerdeki metal kaplamalara ayaklarım yana  yana basarken,     boynumu uzatıp denizi görmeye çalışırdım

evlendikten sonra , eşim ve minik kızımla gittim en son. kendimiz turist gibi gezmek istedik,  hiç tat vermedi. iskele meydanında başlamış olan ,  değişim içimize sinmedi .     kaçarcasına ayrıldım,     anılarımdaki tadı bozulmasın diye .
şimdilerde yine ada sevdası başgösterdi    ,orayı keşfedesim,     hatta yarım pansiyon takılasım var .yaparsam da haberiniz olur muhtemelen.


14 yorum:

Cemre dedi ki...

eskiden kalma anılarımızı bozmak için çalışıyor sanki görünmez bir güç :(
gerçekten eskinin tadı kalmadı ama yılmamak gerek..
en kısa zamanda benim de adaya gidesim var, eskisi gibi fayton sefası yapmak, aya yorgiye tırmanmak oradan manzaraya doymak..

nabrut fıdıllıoğlu dedi ki...

bende adaları merak ederim hep ada nostaljilerini anlatanlara özenerek :)

Büşra Bayram dedi ki...

geçen hafta arkadaşlarla adadaydık. ADadan çok ada vapuru bana zevk veriyor açıkcası :)

Unknown dedi ki...

Ada gecmisi olmayan biri olaraktan anliyorum diyorum. Seracilik evet tat vermiyor ama ben domatesi oatlicani karpuzu 4 mevsim ariyorum. Aa bu yil hepsini zamaninda buzluga atmayi planliyorum.

Tazekahve dedi ki...

Ahh İstanbul masalları...ne zaman tecrübe edebilicez büyük ada gezintilerini falan...güzel anılarmış canım öpüldün :)

neval dedi ki...

CEMRE; görünmez güç,sorumlulukların ağırlığı ve acımasız gerçekler olmasın ?
umarım adada umduklarını bulursun

NABRUT; ailenin prensesi olarak adaya gidilecek en güzel zamandasın

BÜŞRA; ahh yazını okudum. kafa dengi arkadaşlarla yolculuk ne hoş olmuştur.adaya günübirlik ziyaret mis! kokular arasında fayton gezisinden ibaret olmaya mahkum.

TAZE ANNE; evet sizin nesil,bunları dört mevsim sofrada görmeye daha alışık.patlıcanla karpuzu dondurmak ? güzel olurmu ki ?

TAZE KAHVE; tavsiyem adayı yaşamak istiyorsan bir ev kiralaman .kafanı dinleyeceğine eminim

muko dedi ki...

Eskiler nede güzeldir ,her şeyde eskiye özlem duymak maalesef ki sürekli olacak bu,her geçen bir yıl önceki yıla özlem duyacağız,bizde de çok fazla alınmaz mevsimzis sebzeler ama arada domates biber almadım değil,insanız ya canımzı çekiyor hiç tatları olmasada

sevgilerrrrr

İkiz Annesi dedi ki...

Adalar muhtemelen çok güzeldir göremedim henüz maalesef fakat çok haklısın eskinin tadı maalesef artık hiçbir şeyde yok.

Unknown dedi ki...

karpuzu degilde patlicani yazin kozleyecegim ezecegim buzluga atacagim. Adiyamanda oyle yazin donduruyorlar derin dondurucular cikti mertlik gitti :) gecenlerde vahapin kardesinde yedik tadi filan cok guzeldi.

Ülkü dedi ki...

Mis gibi domates kokusu geldi yine burnuma acaba hamilemiyim ben yahu hep kokular geliyor burnuma :)))
Adaya gitmek bir türlü kısmet olmadı not alıyorum bu sene gidilecek diye ne ayıp İstanbul'da doğ büyü gitme :)
Şarkıyı dün dinledim ve izledim diliem dolanmıştı :)

neval dedi ki...

MUKO;galiba yaşlılığın emaresi biraz da eskiyi özlemek.ne dersin muko ?

İKİZ ANNESİ; MİNİŞLER BÜYÜSÜN BİR İSTANBUL SEYAHATİNE BAKAR ADALARI GEZMEK.

TAZE ANNE;haklısın közlenmişi güzel oluyor,dondurucudan çıkınca .ama doğrayıp koyunca mübarek sünger gibi oluyor

ÜLKÜ; öylemi acaba ? gerçi bana da kokuyor mis gibi ama .

Ülkü dedi ki...

Yok abla :)

Unknown dedi ki...

Nevalciğim bizde İstanbulda iken senede 2 yada 3 kez adalara gezmeye giderdik sabah gider akşam dönerdik ben oranın havasını sakinliğini çok severdim iskelenin hemen yakınında biryerde dondurma yerdik her sefer oldukca doğal bir kokusu ve tadı vardı oralarda meşhurmuş?
Yıllar oldu gitmeyeli hayalimde güzelliği kaldı:)
Sen yazınca film şeridi gibi geçti o gençlik günlerim:)))
biliyormusun ben bugün 43 yaşıma geldim:) yaşlanıyorum galiba ne zaman büyüdümse:))))))))
sevgiler

neval dedi ki...

ÜLKÜ; TÜH !

PAPATYA68;papatyam,dolu dolu yaşamışsın 42 yılı maşaAllah. mevlam sağlıkla huzurla,mutlulukla kalan yıllarını geçirmeyi nasip etsin