13 Mayıs 2011 Cuma

ağız tadı



ağzımızın tadı mı    kaçtı ?
neden     çocukken yediğimiz lezzetler,   aynı değil ?      sofralarımızdan bereket giderken ,   yanına arkadaş olarak,    lezzeti de alıp götürüyormu yoksa ?




yoksa hormonlar bu işe de ,  el attı mı ?     ya da alım gücü arttı ,    ayda yılda yediğimizi her gün yiyebilmek bıktırdı mı ?

galiba öyle.       hatırlıyorum da,    çocukken soframızda noksan olmamasına rağmen,     salam, sucuk, sosis bir kaç ayda bir konurdu.     dayımın oğluna aşağıya ısmarlanırdı.      aşağısı da ,    çoğunuzun bildiği üzere eminönü .

şimdi her köşe başındaki,   süper-hiper marketler nerde o zaman  ?     o tür şeyler aşağıda  satılırdı. annem 4-5 ayda bir,   18 kilo zeytinyağını bitirir,   yenisi sipariş edilir,    onun yanında babam çocuklar yesin diye  o tür kahvaltılık sipariş ederdi.        annem azar azar  önümüze koyar ,payımıza  az düştüğünden ,ne tatlı gelirdi .





anne be derdim ,  babam niye daha çok almıyor ?     ne gerek var ?   onlar pahalı deyince, bize düşen boyun bükmek olurdu.      şimdikiler gibi yere atıp   kendimizi ,  ortalığı yıkmayı bilmezdik biz.

sonra kıyafet ,   ayakkabı alışverişine,   her zaman çıkılmazdı ki.     bir vesile lazımdı     almak için ;  düğün, bayram ,    nişan ya da müsamere.     lise sonda  okurkene,     herkesin ayağında envai çeşit, yurtdışından kaçak converse adidas, vs vs   spor ayakkabı.     o kadar yalvarmama rağmen,   annem esem sporttan başkasını almadı asla.     şimdi yeni doğanın patiği puma marka.      bir de herkes soruyor birbirine,  bu çocuklar neden tatminsiz diye ?
bilmem,   neden acaba ?





hani her gelen iktidara diyorlar ya çok bilmişler ; bu iktidar esnafı batırdı.      ne batması !    küçük balık büyük balığı yedi bitirdi     ve insanlar kazançlarına şükretmeyi bıraktı .   ehh        aza şükretmeyen çoğu da bulamadı.

her mal yerinde satılırdı eskiden.     bir yerde her şey satılmazdı.     pazarda meyve sebze,    şapkacıda şapka, kırtasiyede kitap defter  satılırdı.      her şey olması gereken yerdeydi.

akıllar da öyle                ( iğneyi batırır kaçar teyyare )


.

19 yorum:

bir güzel çift dedi ki...

hey gidi heyy dedim okurken...haklısın valla şimdiler de her şey her yerde satılır oldu da lezzet mezzet kalmadı hiç birinde :(

edibe @ edbdesigns dedi ki...

arkadasim, ne kadar guzel noktalara deginmissin oyle.. cok isabetli olmus... ben yurtdisinda dogup yetismis olmama ragmen ayni seyleri yasadim... bir alisverise cikilacagi zaman annecigim tembihlerdi, "sakin bisey isteyim deme yavrum, paramiz cok az.. sokakta aglarsan da polisler alir goturur".

Genelde eve donuste aglardim :) Babacigim rahmetli olsa yanimizda, dayanamaz geri gonderirdi istedigim 1 tek seyi almaya.. ayda yilda bir...

oysa simdilerde, yigenlerim her hafta her cikislarinda en az 3-4 sey istiyor ve aldiriyorlar.. hatta kendi kendilerine alip market arabasina ativeriyorlar ya da kasada odeme sirasinda ortaya cikiyor emri vaki yapar gibi... ne gibisi? resmen emri vaki...

iste... o yokluk ve azinlik (daha dogrusu olculu) doneminde hersey daha tatli geliyordu... nostaljik ve hatta melankolik oldum su an ahh ahh :)

Sevdiye dedi ki...

Haftalık okul harçlıkları biriktirilirdi özenilen bir kıyafet için,zar zor alınırdı Levi's 501 ama bir o kadar kıymetliydiler.
Tamam her şeyin genetiği bozuldu ama sofralarda ki bereket şükür,dua,komşu ile paylaşma olmadığı için kalktı.
Eşime çok şey için dua ederim ama en çok yeni evlendiğimizde
"evimizde yemek dökülmesin,ekmek atılmasın,Ben bitene kadar yerim,taze olması şart değil"
dediği için dua ederim.

Şerife dedi ki...

Cidden son zamanlarda yediğim çoğu şeyden lezzet alamıyorum buna en son örnek çilek aldım fakat yarısı çöpe gitti çünkü görünüşü ile tadı arasında binlerce fark var

kpsszede dedi ki...

aynen katılıyorum arkadaşım.azken değerli oluyor herşey,ya da ulaşmak zorken...elimizin altında,istediğimiz zaman alabileceğimiz yakınlıkta olunca hiç bir kıymeti kalmıyor malesef...

Syhn dedi ki...

aynen yaa yoktan anlardık şimdinin çocukları neden anlamıyor.. kredi kartı mı yaptı mı böyle, ebeveynler mi?

hayat sözde kolaylaşıyorda tadımız tuzumuz kalmıyor mu?

Mehlika Yıldırım dedi ki...

Heyy beeee yüreğine eline diline sağlık canım beniim =) ne güzel anlatmış ne güzel koymuşsun taşları yerine cümlelerinle =)

nabrut fıdıllıoğlu dedi ki...

annem ile anneannemin sohbetini almış yazıya dökmüşsün gibi :)

nohut oda dedi ki...

aynen katılıyorumda cuvaldızı kendımıze batırdıgımızda ben bunları yapmıyorum da dıyemıorum sen dıyormusun?

Cafe Pepela dedi ki...

Nevalim; tüketim çılgınlığı aldı başına gidiyor.

Bizler de bu fırtınaya ister istemez kapılıp gidiyoruz işte.

Gaflet denen şey bu olsa gerek ?

'' Asra yemin olsun ki insanlık hüsrandadır. Ancak birbirine Hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna ''



Yüreğinden öpüyorum...

İKİ MELEK dedi ki...

senin yazıya benim yazı cevap olmuş.. yetinmeyi bilmeyiz biz hepsi bizim olsun..
ah o sucuklar bizimde konyalı bi teyze vardı o getirirdi ayda yılda bir.bide kapıdaki yoğurtçunun çalan zili..yağcı da geçermiydi kapıdan..sütçü, manav amca ..izmirde hayat böyleydi..

neval dedi ki...

pepela; gaflet ortama uyma kılıfına girmiş aramızda süzülüyor hep.
ahh pepelam, hüsranla çırpınan gönüller neden ilacı görmezden,bilmezden gelip zora koşuyor ?

şirin;mutluluğun yolu kanaattan geçiyor bacım

yağcıyı bilmem de yoğurtçunun zili ve seslenmesi meşhurdur;asla ne dediğini anlamazsın

kpsszede dedi ki...

evet gerçekten az olan kıymetli oluyor.ya da olaşılması zor olan...herşey elimizin altında olunca ister istemez bir doyumsuzluk başlıyor.

Sevdiye dedi ki...

Nereya gitti Ben'im yorumum?
Onuda mı yedin hain blogspot !!!

"Şükürü bilmiyoruz ya da unuttuk,
her şeye sahip olma imkanı var artık hemen herkesin,doyumsuzluk hat safhada,maneviyat desen yitti gitti.İnanç, o da ne?"

neval dedi ki...

KPSSZEDE;O yüzden bereket vardı demekki önceden,kannaatte ekledinmi üstüne al sana hayatın tadı

SEDO; yorum yiyici blogger :)
her şeye sahibiz ama niye nutlu değiliz ? felsefi bir konu daha.

Adsız dedi ki...

Özlemişim seni okumayı.Yine ne güzel dillendirmişsin duygularını.Her yazını okuyuşumda işte bu diyorum...Ellerine sağlık :)

necla dedi ki...

ne güzel yazmışsın ve hepsi gerçek doğru benim çocukluğumda böyleydi eskilere götürdün beni..ama bide şu var hepimiz biliyoruz bu gerçekleri ve hepimiz soruyoruz neden diye soracağımıza neden bişeyler yapmıyoruz ki..yada yapıyormuyuz...?

neval dedi ki...

ÖZİ;sağolasın ne güzel iltifat etmişsin.

NECLA; şu ataletli bünyeyle kim kafa yoracakki? biri bizim adımıza karar versin şunu yapın diye biz yaparız sadece ,koyun gibi.

neval dedi ki...

AYŞENUR;aynen öyle birisi hayatın ve ağzımızın tadını alıp götürdü biyerlere attı sanki.

EDİBE; biz yok denilince anlardık,ısrar etmezdik.şimdikilerde ,nerde ?

SEDO KIZ;ne tatlı olurdu değilmi biriktirerek aldığın ?eşinin öyle söylemesi ne kadar yerinde,benimki bayat yemez maalesef.

ŞERİFE; çileği reçel ya da tatlılarda yiyeceğiz herhalde.

KPSSZEDE;doyduk da hala gözümüz aç mı dersin ?

SEYHAN;anlaşılan sen de bayağı kafa yormuşsun bu işe.

MEKİLA; :) yaparım böyle bazen ama yazdığım gibi uygulayabilsem...

NABRUT;siz yeni nesil,zaten anlamıyorsunuz bizi :)

NOHUT ODA;yemeyeceğim,giymeyeceğim şeyi almamaya çalışıyorum diyelim.