22 Mayıs 2011 Pazar

bir kavga ,bir özür

telaşlı bir gündü gene.   bir kavga,     bir şikayet akabinde gelen özür ,   artı bir misafirlik  sığdırdım bu kısa güne.        hepsinin ardından yaptığım,   akşam yemeğini saymıyorum tabii.    şimdi de adrenalin sonrası bitkinliği yaşıyorum.        zavallı sporculara da buradan selamlar gönderiyorum.





sabah iş rutini her zamanki gibiydi.     öğlene doğru sbs ye girecek oğlumun,    rehberlik hocasını aramak gafletinde bulundum,   son bir ayın programını öğrenmek niyetiyle.      kendisinin,     bizimle hiç irtibat kurmadığından şikayetçi olduğumuz için ,     bir ara değiştirmek istemiştik ama sonra vazgeçtik.
zat-ı şahaneleri ,  bunu yedirememiş olmalı ki ,   beklermiş aramamı demekki ;   siz her şeyin en iyisini bilirsiniz canınız nasıl istiyorsa öyle yapın demez mi ?     hani öğretmen kutsal ya, laf söylemeyiz hiç bu yüzden şaşkınlıkla beraber, kendisini profesyonelliğe davet ettimse de ,     haramzadenin derdi başka. cevap aynı ;siz müdüre  sorun vs vs .   aklı erdiğince  hıncını alıyor.   ummadığım sataşma ,   hele öğretmen diye saygı duyduğumuz kişiden olunca,     kalbim sıkıştı ve       bu konuşma iyi gitmiyor deyip ,   sonlandırdım.





iş çıkışı istikamet ,   dersanenin genel müdürlüğüne oldu.     derdimi tarafsızca anlatmaya çalıştım. son ayını en verimli geçirmesi gereken oğlumu,    bu hocaya teslim etmek istemediğimi söyledim   ve  dilekçemi teslim ettim genel müdüre.       ismi lazım değilin yerine,    onlar utandılar ve özür dilediler .      prosedür işlemeye başladı şube müdürü çağrıldı,    oğlumun en kısa zamanda ,    olgun ve ilgili bir hocaya teslim edilmesi kararlaştırıldı. onlara , süreçten haberdar olmam gerektiğini ısrarla vurguladıktan sonra,     kuş misali uça uça gittim.
nereye mi ?
gezmeye tabiiki .    hocamıza umre dönüşü     hoşgeldin demeye,     işgüzar site grubumuzla.     içeri girdiğimde herkes sofrada,    ağızlar doluyken ,   gözler gülüyordu.      z.teyze ,    kaynanan seviyormuş dediğinde, insiyaki ,    ahh        bir de ben sevebilsem ,     lafı çıktı ağzımdan

sofra demişken , bizim hanımlar     döktürmüşlerdi gene.




su böreği,    patates     ve kırmızı lahana salatası,    tulumba tatlısı,    afyon lokumu,    şekerpare,   kek,elmalı kurabiye,    yoğurtlu havuç,    pudingli revani   ve lahmacun.      hani goncamın giderken  alalımda ye diye teklif ettiği,    benim de burun kıvırdığım.        kısmetinde olunca hiç farketmiyor.      orada yahut burada Mevlam sunuyor sana.     yeterki istemeyi bil,      yeterki sabretmeyi bil.

14 yorum:

Mehlika Yıldırım dedi ki...

ay ay neler neler de yenilmiş, afiyet bal şeker olsun canım, bu arada blogunun yeni imajına da bayıldım güle güle kullan =)

Unknown dedi ki...

Densiz öğretmenden kurtulmana sevindim inşaallah senden özür dileyenler ona da haddini bildirir de bir daha yapmaz
Hocanın umresi mübarek olsun Nevalim herkesin eline sağlık saydıklarının hepsini yemedin inşaallah:)))
kal sağlıcakla iyi bak kendine

İkiz Annesi dedi ki...

Hayret bir öğretmen hem de çocuğun geleceği söz konusuyken nasıl böyle davranır yazık.En iyisini yapmışsın canım inşallah iyi bir öğretmen denk gelir bu defa.
Hocanızın umre ziyaretini Allah kabul etsin tatlım.
Haklısın kısmette olunca önüne geliyor ,afiyet olsun:)

Sitare dedi ki...

enterasan duygu gelgitleriyle geçmiş günün:)geçmişler olsun.
bak eşim de öğretmen ve hayalim de bu mesleğe geçebilmek Allah yazdıysa tabi lakin inan kutsal mutsal değil bu güruh.öyle bir cozutanlar var ki evlerden ırak.ne devlette ne özelde tırlaksa öğretmen tırlaktır:)sana da öylesi gelmiş:)
ohh güzelim ye iç gün senin günün gözümüz yok yani:))

neval dedi ki...

MEKİLA;sohbetlerimizin bu yönü iyi değil,herkes bişeyler yapmak istiyor,ortaya ziyafet çıkıyor.ondan tadayım derken ipin ucu kaçıyor.
temayı beğenmene sevindim :)

PAPTYA68; yorum yok papatyam ,ya da tadına bakıyorum diyebiliriz.
Amin,darısı başımıza.bugünlerde hac ve umreyi işliyoruz ,ne kadar incelikleri var,şaşırdım kaldım
SAĞOLASIN BACIM.

İKİZ ANNESİ; sen daha öğretmenlerle tanışmadın değil
mi ? demekki özelde de olsa ,enaniyetini öğrencisinden üstün tutan da olabiliyormuş.
Amin,darısı başımıza aylinciğim

SİTARE;oysa bizde kutsaldır öğretmen ,öyle inanarak büyüdük
yeme içmeye gelince ,işlem tamam.

Adsız dedi ki...

her meslekte olduğu gibi öğretmenlikte de işini düzgün yapmayan/yapamayan kişiler var ne yazık ki.uzun eğitim/öğretim hayatı boyunca da denk gelmemek çok büyük şans gerektirebilir. illa birine veya bir kaçına denk gelinir. bu arada benim annem de öğretmen emeklisi:))

Tazekahve dedi ki...

Afiyetler olsun canımcım , ne kaprisli hocaymış öyle laf üstüne laf...teli sonlandırmakla iyi yapmışsın ama tebrikler.Yine de yakışmaz bize bıdı bıdılar dimi.İstediğin gibi bağlanmış konu da sonuç itibariyle.Ne güzel demişsin yeter ki sabretmesini bil istemesini bil.Hepimiz için inşşş..selametler olsun tüm meseleler.Öpüldün kanka :)

neval dedi ki...

uykucuruk;haklısın,illki denk geliyor geldik de. ama özel bir kurumda insan böyle tavır beklemiyor doğrusu

BİLGE;bıdı bıdı ve ben ? yok artık:)

nabrut fıdıllıoğlu dedi ki...

bu hacahanımın derdinin başındaki örtü olma ihtimali var mı?

nohut oda dedi ki...

aa blog degısmıs yanlıs yere geldım sandım ılk once bu halı daha guzel olmus bu arada ıyı yapmıssın sıkayet eden kıymetlı olur :))

New York'tan dedi ki...

Canin sIkIlmis ama sonunu guzel baglamisin, emnaet ediyorsun cocugunu, tabiki ilgilenmeleri lazim.

yerdenuzak dedi ki...

Rehber öğretmene bir rehber öğretmen gerek anlaşılan, neyseki sonu iyi bitmiş;)

neval dedi ki...

NABRUT; alakası yok,büyük ihtimalle hanımı da öyle.

NOHUT ODA; beğendiğine sevindim. şimdilik kıymetliyiz bakalım.

ŞEYMA; galiba bu sıkılmalar hep olacak ,biz arkaya atmayı öğrenene dek.

YERDEN UZAK; güzel söyledin :) gerek hakikaten.

nabrut fıdıllıoğlu dedi ki...

başörtümden dolayı değişik muamele görmeye alışmışımda aklıma hemen o geliyor :(