20 Mayıs 2011 Cuma

gel barışalım

kolay olandır kavga edebilmek,     tam da sırası gelmişken,      şöyle eni konu muhatabın hakettiği cinsten.
ama ne zulümdür nefse,     o anda kendini tutabilmek.      burnundan alırken sıksık nefes,    ağzın gerilerek de olsa gülümseyebilmek





ne kadar rahatlatıcıdır,     sinirlendiğinde bağırmak.        deşarj olursun,rahatlarsın.     oh be !     diye soluğun genişler.         kanında adrenalinle kendini yenilmez hissedersin.      haşa !

ne zordur,     bağırmak için açılan ağzı kapamak,   sabırla yutkunmak .       La Havle'nin teselli etkisine sığınmak

eğer amaç,      kalp kırmamaksa sabırsa,    Onun rızasıysa .      ne mutlu
meyve acı     ama  mükafatı çekirdeğinde saklı.       sonsuz hayatta ikram edilmek üzere

not; az önce geçen haftanın yazısı ağız tadının  yorumları uçtu geldi bir yerlerden .(sizin de aklınıza, noktası virgülüne uygun konuşurken ,yazarken  zeki müren geliyormu ? ) 
günü geçmiş demedim cevapladım  zevkle,    yazanların ellerine sağlık
bugünkü plan ,    ataköye doktor kontrolüne gitmek,oradan da  esse.    araya kitapçı da  sıkıştırabilirim,  bir sürü hıstorıcal çıkmış yine.

4 yorum:

necla dedi ki...

ne hoş bir yazı içinde ne güzellikler gizlenmiş ama insanoğlu bunları yapabilse şuanda bambaşka bir dünyada yaşıyor olurduk

neval dedi ki...

NECLA; asıl sen hoşsun kardeşim,gönül okşayan cümleler kurarken.
o zaman herhalde savaşlar olmaz,silahlar çöpe giderdi.

İkiz Annesi dedi ki...

Çok güzel bir yazı ben de senin gibi La Havle 'nin gücüne sığınmaya çalışırım her zaman ama arada maalesef istemeden de olsa kızlara bağırdığım oluyor maalesef:(

neval dedi ki...

AYLİN; teşekkür ederim,sen daha sabırlısın maşaAllah