bir zamanlar tabii bu kadar ukala değildi gençler ; küt pat cevap yetiştirmezlerdi kendinden büyüklere ; ağızlarındaki - kendini ezdirme sakızını- çiğneye çiğneye toplu taşıma araçlarına genel bir kibarlık hakimdi ; kimse sohbetini herkese duyurmaya çalışmaz ayaktakiler hep genç olurdu yer verdikleri için annemle yazın gezmeye giderken, hiç oturduğumu hatırlamıyorum kimsenin dürtmesine gerek olmadan kalkıverirdik hem de doğru bir şey yapmanın verdiği o gururla
ya şimdi ? soruyorum kokona hanımlar ve teyzeler ; az daha otur diyenleri kıramayıp dönüş saatinizi iş çıkışına rastlatıp bir de size yer vermeyenlerin başında güya ortaya çemkirmek niye ? torununla ya da oğlunla giderken bir yerlere onu uyarıyormusun ki yer vermesi için bebeli kadına başkasından bekliyorsun ? yoksa o işten geldiği için çoook yorgun mu ?
ehh bizim yer verdiğimiz zamanlarda da herkes işten gelirken yorgun olurdu ne komik değil mi ? çağımız her şeyi kolaylaştırdı da şu yorgunluğun çaresini bulamadı bir türlü. sebebi pc başında geçirdiğimiz fuzuli zamanlar veya habire mesaj tıklayarak aldığımız extra radyasyon olabilir mi acaba ?
ayrıca ; annelerimizin gezme kriteri belliydi ; akşam yemeği hazır olacak , kaçta gidersen git eşin gelmeden evdesin onu kapıda karşılamak saygıdandı , bırak karşılamayı şimdiki hanımlar sabah ayaklarını bir zahmet yorgandan dışarı çıkarıp sallayarak uğurluyorlar kıyamet zamanı olmalı
sen vermezsen sırma saçlı kıvırcık keline özlediği değeri, sevgiyi veren bulunur elbet ; onu benden başka kim beğenir deme sakın ! şu lafı da al, kulağına küpe et ; her malın vardır bir alıcısı
yaşlanan ana babanı bakmamak için çalışan rolüne talipsen, bıkmadan usanmadan huzurevi araştırıyorsan dedeni, ninenin coçukluğundaki yerini unutarak gözlerindeki kırgınlığı görmezden geliyorsan çakma cavallini her daim takarak çocuğunun sana aynısını yapacağını biliyorsun değil mi ?
her şey ne kadar birbirine bağlı . şikayet ettiğimiz hususlara biz sebep oluyoruz kısır döngü işliyor habire
biz çocuğumuza acır, yer vermeyi öğretmezsek bize de kimse vermiyor öğretmezsek toplum içinde davranışı , başkasınınki de öğretmemiş diye kızmaya hakkımız yok gezmelerimizi denk getirirsek iş çıkışına ; ayakta kaldık diye cırlamaya hakkımız yok eşimizi duayla uğurlamazsak kapıdan ; akşam niye geç geldin ya da bu para nereye gidiyor diye şaşırmaya hakkımız yok ana babamızı atarsak başımızdan çocuklarımızdan farklı davranış beklemeye hakkımız yok
ne demiş birileri ; al gülüm ver gülüm ya da ne kadar ekmek okadar köfte hangisini seçersen artık
resimler alıntıdır
6 yorum:
Çok doğru tespitler..Ne kadar da bencilleştik artık,20 yıl öncesiyle şimdi arasında dağlaar kadar fark var..İnsan çevreye göre şekilleniyor sanırım..Galiba yaklaştı kıyamet..Bu devran böyle çok devam etmez..
öok güzel anlatmışsın yine maşallah.bi evin bereketi soruldumu erkeğinden önce kalkıp ona kahvaltısını haırladınmı demeli arkasından el sallayarak ayetel kürsileri okudunmu demeli.sonra namaz geliyor namaz kılmayan evde bereket olur mu hiç.
şöyle sabah namazına kalkacaksın üşüyerek yeleğini giyeceksin geçtinmi suyun başına ne uyku kalır ne mahmurluk olmuşsun zinde.
sonra kırıntılar var bide sofradan kalkarken toplamadığın kırıntılar.
kim bilir daha neler var ama düzelir miyiz bilmem ama parasızlıktan yakınırız
:))))))))))))
selam ve sevgiler
ZELİHA; keşke daha faklı olsa her şey iyiye gitse ama böyle yazılmış kararlaştırılmış böyle olacak demekki
ASİYE;bravo bacım bu yaşta bu bilinç fatihlerin anneleri de bu biliçteydi zaten
SUSAMÇÖREKOTU;SANA DA SELAMLAR
sen yazarsında doğru tebsit yapmazmısın hiç tebrik ederim canım,ne veriyorsak onu alıyoruz herkes kendinden başlamalı düzeltmeye yaşlısından bebesine kim olursa olsun önce empati :)
AYSULTAN;insanın yanılmak için çok şeyden vazgeçebileceği durumlardan biri işte
Yorum Gönder