1 Mayıs 2010 Cumartesi

cuma sabahı başlayan soğuk algınlığı hala sürüyor ve canımı sıkmaya devam ediyor
akşam boncuk kızım geldi ve babasının hazırladığı acemi işi yemekle karşılaşıverdi (halbuki bana yemek yapmayı o öğretmişti,yapmaya yapmaya unutmuş zağar şimdi anca çay demleyebiliyo)
hasta yatmaktan sıkılınca başladım eski elişlerimi karıştırmaya. bakın neler buldum unutup gitmişim
yıl 1991 kızıma hamileyken 2 ay kumaş boyamaya gitmiştim astarlık kumaştan pano yapmıştık sadece çerçevelemesi kalmış gayet kolay yaptığımı hatırlıyorum sevgili nehircce bilir biz restoratörlerin eli yatkındır böyle işlere çünkü biz bunları alçı vitray dersinde öğrendik
sonra bu çalışmam var keten kumaşa sarı kopya kağıdıyla resmi çıkarmıştık resimde görüldüğü gibi (bunun yarım kalan parça olduğunu anlamadınız tabii)
sonra kumaş boyasıyla boyuyoruz
gölgelendirmeleriyaptıktan sonra simli boyayla kenar kontürlerini geçiyoruz
resmin gerçekçi olabilmesi için püf nokta;gölgelendirmenin doğru yapılması . sonra kenarlardan kesip kumaştan çıkarıyoruz sehpa örtünüz hazır

bunlarda kanaviçe panolarım  ı love kanava
bunları kızıma bıraktım artık sağolsun onun elişine vakti yok ders çalışmaktan ona birşeyler yapmak çok hoşuma gidiyor .çok birşey yapmadım  ama hevesliyim birsürü şeye kendi çeyizine sadece seccade yapmış biri için garip bir durum biliyorum anne olmanın gereği herhalde evladına herşeyi vermek istiyorsun
şu laf geliyor aklıma korkuyorum;
analar kurar tahtını kızlar yapar bahtını...kızım için en büyük dileğim;onu kendisinden daha çok seven biriyle evlenmesi 
mutlu evlilikleri olanlar anlayacaktır dediğimi böyle bir sevgi beraberce çıkılan yolda bütün dertleri ,tökezlemeleri aşacaktır en büyük dertler bile sevdiğinin seni bağrına bastırarak sımsıkı kucaklamasıyla yarıya iniverir,sevincinin onun gözlerinde yansımasını gördüğün an iki katına çıktığını hissedersin
seni öyle bağlamıştırki sevdiğin ince ince yüreğine öyle işlemiştir ki; kim daha çok seviyor tartışması bitmiş senlik benlik ortadan kalkmış işte o zaman biz olmuşsunuzdur
böyle bir sevgiyi tadanlar asla daha azına razı olmazlar çatı katının dediği gibi sevdiklerinin günün birinde püf diye ortadan kalkacağından korkmaya başlarlar çünkü o olmadan siz yarım kalmaya mahkumsunuz kim yarım olmak isterki ?
duygu yoğunluklu bir post oldu oysa amacım basit şeyler yazmaktı şunu yaptım şunu giydim gibi ağır abla moduna girdim ilaçlarmı dokandı bana?
postumu bir soruyla bitiriyorum  içinizde şu makinaya dellenmeyen alıp evinin başköşesine koymak istemeyen varmı?

Hiç yorum yok: