13 Eylül 2011 Salı

dünya bu kadar büyük ise ve  ben onun yanında o kadar küçükken,   nasıl sıkabiliyor beni.
her güneşin doğuşu,    ömürden bir  gün  azaltırken   sensiz  geçen  günler  ne  olacak ? gözlerinde  ararken  teselliyi ,   gözlerine  bakamamak ne olacak ?
sensiz  geçen güne mi, akan  göz yaşlarına mı,  senin  hüzünlü  haline mi, neye  değecek  bütün  bunlar ?  sensiz güneş  aydınlatmıyorken  günümü,  nasıl  bulacağım söylermisin  kaybetttiğim  yolumu ?
kelimeler  boğazımda  düğümlenirken nasıl  anlatacağim  derdimi ?   seninle  hayatım mana buluyorken, kalpler nasıl dayanacak bu  boşluğa ?   cennet  bahçesinden bir  bahçe  iken  hanem, şimdi  niye  hüzünle  dolup kaplasın  her  odayı kapkaranlık matem?
sen  kalbimde  değil,    bütün  hücrelerimde dolaşırken, hatta tamamen  kimyam  olmuşken, sen  ben  diye  bir şey nasıl  olabiliyor ?    şeytan mı kabahatli  yoksa  derdi anlatamayan  sözler mi ?    itimat mı  yok, yoksa  dert mi  hoşumuza  gidiyor ?
sevğilinin bakışı  ile  beslenen kalbimiz  ne  kadar  gıdasızlığa  dayanacak ?