8 Eylül 2011 Perşembe

geldi yine nostalji bulutları

artı bir puandır güzellik.    göreceli olsa da ,   tüm otoritelerin buluştuğu nokta;   güzel yüz ,göz ,düzgün vücut.
tabii ahlak,     huy güzelliğinden bahseden yok.         halbuki görünüşü vasat ama ,söylemekten zevk aldığımız tabirle;   içi pırıl pırıl insanlar değil midir,   bu toplumun denge taşları ?      tartışmaları tatlıya bağlayan,    her zaman arabulucu rolüne soyunan,     başımız sıkıştıkça  koştuğumuz,    onlar değilmi?




dürüst olmak gerekirse ,     ciddi ciddi  çirkinim ve çirkinliğimdem memnunum,    diyen birine inanamam, kusura bakmasın.      herkesin içinde bir ukte,   güzel olmak ,kabul görmek .    ha, konuşmaya başladıktan sonra,   beş dakika sürer etkisi o ayrı.   beş dakika sonunda  o narin güzellik ,  ağzından sirke süzülen ya da bolca saçmalayan,   bencil  bir et kafa da olabilir,     arkadaşlık etmeye bayılacağınız,  sıcak bir kişilik de. tamamen şans ya da şanssızlık ,   sizle alakalı.      şans çünkü;     iyi arkadaş,     en nadide mücevherlerden.  şanssızlık çünkü;    gerçekten güzelin yanında     orta güzeller,    eh işteye dönüşüveriyor,   sağlam özgüven lazım.




özgüven deyince aklıma,   hep şişko aysun gelir.     evet şişko diyorum,   bu kadar sene sonra, düşünürken hala öfkemi zıplattığı için.       aysun, ortaokulda sıra  arkadaşımdı.      kızda öyle bir hava vardı   ki; sanırsın hiç yanlış yapmaz.      orta karar arkadaşlardık,  bakmayın dobralığıma,    ukalayım yaşın verdiği, ama kızlardan tırsardım ve ölürdüm ki, bir kankam olsun.   işte aysunla öyle gibiyken,    aramıza giriverdi erkek meselesi.
en nefret ettiğim şeydir,   bir erkek için tartışmak,  değmez bulurum .    hele peşinde koşmak , ezikliğin dik alası.      günümüzde    çapaçul giyinenlere  ve mütevazilere ezik diyen erkek düşkünleri;   duyun sözlerimi  ve aslınıza geri dönün !




orta son sanırım;     sınıfta bir çocuk ,    ne tesadüf goncamla aynı isimli.    tipsizdi ama ,sessizce hoşlanıyordum işte.    bir de huyum var ki, asla belli etmem .     ya karşılık vermezse?      karşılıklı olduğunu sanırken, sene sonu balosunda ,dansa aysunu kaldırıverdi.     ben de ,   anıla kalıverdim , üstelik boyu kısaydı !    tam bir hezimetti ,    lakin dedim ya,    kavga etmek ve peşinden koşmak basitlik.     sırtımı döndüm gittim.    lisede yine hatunla , 50 kişilik sınıfta aynı çocuktan hoşlanıyoruz,     o içine düşerken,    asla bakmayan bir tipim. çocuk ilgiyi bana gösterince,    aramız bozuluverdi,     göbeğinden daha şişkin  egosu kaldıramadı  ve hiç bir zaman kabul etmedi salak,  bu yüzden küstüğünü.
peki ,   biz o çocukla arkadaş olduk mu?    no.    çünkü her erkeğin hissedebileceği gibi,   tırnağının ucuyla bile dokunamayacağını biliyordu,   uymadı çapkına.      evet o zamanlar,   biz kızlar açıktık felan,  ama sadece elimizden tutulmasına izin veriyorduk,   belimizden değil.     dokunmatik kızlar,    bu kadar çok değildi  o zamanlar    ve hiç arkadaşları yoktu,    erkeklerden başka.




değişik göz rengimden  dolayı belki de,   doğulu erkeklerin ilgisini çekerdim özellikle.  hem de hiç istemediğim tiplerin.      turgut vardı;     sinemaya gidelim demişti de,    nasıl hakarete uğramış hissetmiştim.   dedim ya,ukala ve mağrurdum epey.      yakın arkadaşı gelip çatmıştı,    niye kabul etmedin diye ?     senden hoşlanıyorum aptal ,   diyememki.
bu kadar dikenli tel arasında,    nasıl erişti goncam ?   bucak bucak kaçtığım,    anadolu çocuğu diye dudak büktüğüm ,nasıl yarim , sevgilim oluverdi?    hala anlamıyorum.    galiba,    oya- boranın dediği gibi, onu bana yazmış Yaradan,  da ondan.
 peşimden koşturduğuma , pişmanmıyım?    tabiiki hayır.     çünkü aranızdaki ilişki,    nasıl başlarsa öyle gidiyor ve devamına damga vuruyor.        boşverin erkek peşinde koşarken mırıldandığınız ,  teselli sözlerini.   bir erkek,    başta nasıl davrandıysanız onu bekliyor sizden.      emek verdiyseniz ,bunun 20- 30 yıl daha devam etmesini, (mümkünse artarak tabii)   pohpohladıysanız ,devamını istiyor da  çıkardığınız yerden inmeyi aklına bile getirmiyor ki, sizi yüceltsin ve şımartsın.
göze alıyorsanız ömür boyu , koşuya devam.


görseller

17 yorum:

Nil dedi ki...

bu yazıyı okuyunca tek hissettiğim çocukluk arkadaşımı aramak oldu.
Onunla herşeyimi paylaşırdım. platonikleri, elele tutuşmuşsak kalbimizin gümlediğini falan. allahtan zevklerimiz uymuyordu :D

GeCe dedi ki...

bende üniversite üçe kadar tüm okullarımda bulunduğum ortamlarda, yollarda çok dikkat çekici bir kız iken (ama tersine çok da akıllı) o zamandan sonra çirkin olmayı seçtim. Çünkü hakikaten güzel olmak başa bela. Şimdi o zamanlara göre daha çirkinim (eşim beğeniyor o ayrı) ama daha mutluyum

İkiz Annesi dedi ki...

Haklısın aslında yüz güzelliğinden ziyade yürek güzelliği önemli ama yüreğinin güzelliği yüzüne yansıyınca daha bir güzel oluyor insan.
Arkadaşına da diyecek laf bulamadım erkek yüzünden kavga etmekte ayrı bir çirkinlik ..

Sevdiye dedi ki...

Çetin diye bir çocuk var dı Biz'im sınıfta,okulun en havalı çocuğu,sıra arkadaşım Mahide aynı zamanda kankam aşıktı bu Çetin'e,meğer Çetin'de Bana,bunu öğrenince Mahide bir daha konuşmadı Ben'imle o sebepten liseyi başka bir okulda okudum.Halbuki lise,ünvrst.hiç ayrılmayacaktık Biz,uzun zaman üzdü bu durum Ben'i,sonra Mahide ile karşılaştık yıllar sonra hiç yüz vermedim çünkü O'da biliyordu,Ben'im için Çetin'de Kim'di ki !
Hayyy ergenlik :))

Adsız dedi ki...

kız neval nerelerden bulursun bunca lafı agzım acık kaldı be ya bacım:)

maşallahın var,azıcık narsistlikmi var bizim teyyaremizde bilmem:)
bizim nevalimiz ucmuş gitmiş


kız neval bu kayınvalidede olmasa sende bacım ne olacak senin bu halin:))

bende var öyle 24 yıldır peşinde koşulan aslında öylede başlamamıştık ama nasıl köle yaptım anlamadım gitti,fazla uyanık galiba....:))

aman canım benim şaka şaka sana laf yetiştirmek gibi oldu ama yaz bacım yaz zevkle okuyorum...
seni seviyorum nevalim...

neval dedi ki...

NİLHAN; ne güzel değilmi çocukluktaki arkadaşlıklar ?
sen şanslıymışsın.

GE-CE; evet,güzellere aptal gözüyle bakılır hep,hele sarışınsa iyice abartılır.güzel olunca istediğin ya da istemediğin her türlü ilgiye düçar oluyorsun dediğin gibi.
aşin beğenmesi dikkate alınacak tek kriter artık değilmi ? ayrıca güzel birinin de birden çirkinleşeceğine inanamam,mütevazisin sadece.


AYLİN;öyleleri hiç yaşlanmıyor ve o kadar az ki,tıpkı nadide bir mücevher gibi.

SEDO KIZ; kaç yıl geçse de insan arkadaşından yediği tokatı unutamıyor değilmi ?

SELİNKA; ee naparsın bacım ,bazılarının eli çalışıyor bazılarının dili.
sen nerden bulursun canım narsist felan,öyle miyim acaba ?
kim kimin peşinden koşmuş 24 yıl ? ben de onu anlamadım .

ahh dediğin gibi bu kaynana indiriyor havamı,sokuyor günaha.

Volkan DENİZ dedi ki...

Yazınızı okudum, söylenecek pek bir şey yoktu ama sanırım erkekleri henüz tanıyamamışsınız. Bir erkek başlangıçta verilen emeğin değil, başlangıçta gösterilen kişiliğin yada algıların değişmemesini ister..
Erkek kadından sadece verilen emeğe değil, birlikte yaşanılan hayata başlangıçta nasıl bakıldıysa öyle bakılmaya devam etsin ister. Yada ister ki kadınlar evlendikten sonra değişip başka bir şeye dönüşmesinler.. Hepsi budur. O kadar zor tarafından bakmanıza gerek yoktur.. :)
Sevgiler...

neval dedi ki...

VOLKAN DENİZ; zannederim kadınlarla erkeklerin istediği şeyler aynı.
yalnız algılar ve çıkarılan dersler,çizilen yollar farklı.

nabrut fıdıllıoğlu dedi ki...

bazen öyle şeyler yazıyorsun ki aman korkma evlen gitsin.bazen öyle şeyler yazıyorsun ki ben biliyorum zaten evlenmek akıl işi değil diyorum :D

neval dedi ki...

NABRUT; aşkı sevdayı bir kenara bırakırsan eğer; ailenin nazlı kızıysan ,aynı nazı devam ettirecek birisiyle evlenmelisin nabrutum. ve evleneceğin kişiyi yeri geldiğinde nazlandıracak kadar sevmelisin.

Limon çiçekleri dedi ki...

Sen benide anlatmışsın canımcım.Ortaokulda çocuğun biri arkadaşlık teklif etti diye kıyameti koparıp koridorda kitapla saldırmıştım:))Nasıl kendimizi korumamız gerektiği aşılandıysa artık karşı cinse karşı:))

neval dedi ki...

LİMON ÇİÇEKLERİ; biz öyleydik o zaman hakaret addederdik öyle sululukları.bu yüzden çok çocuk tekmelemişimdir

Adsız dedi ki...

kendi aptal ve pohpohlamamadan başladım bacım ben 24 yıllık evliyim.ya kendimle dalga gectim yazın cok hoştu sevgilerimle..

muko dedi ki...

eyy gidi gençlik eyyyyyy diyesim geldi bu yazını okuyunca:)

ben ortaokul son sınıfta erkeklere ilgi duymaya başlarken şimdikiler kreşlerde aşık oluyorlar

bizim zamnımız da el ele tutmak bile çok büyük olayken şimdiklerin afedersiniz ama yemediği halt kalmıyor

biz mi yaşlandık, zaman mı kötüleşti insanlar mı manyaklaştı karar vermek güç

off offfffff diyeyimm bir daha iyisi mi:)

neval dedi ki...

SELİNKA, o zaman pohpoha devam ,el mahkum.

MUKO; tv deki yabancı ve yerli diziler ve filmlerde gençler va aileler nasılsa bizimkilerde öyle olma telaşında maalesef

otuzundansonra dedi ki...

ben gayet sıradan,balık etli pekte güzel değildim heralde...,ya evet ya benim okurken bir erkek arkadaşım bile yoktu, yahuu

neval dedi ki...

OTUZUNDAn SONRA; Pek bişey kaybetmiş sayılmazsın,boşver yahu